Bu soğukta içimizi ısıtan bir şey var
Ocak ayı, yalnızca takvimde yeni bir başlangıç değil; sert esen rüzgara karşı daha eşit, adil ve özgür bir yaşam için mücadelenin yeniden filizlendiği bir dönemin başlangıcı.

Buz gibi bir kış günü… Sokaklar soğuk, rüzgâr sert esiyor. Ama bir soba başında, mandalina kokusuyla ısınan eller gibi, içimizde büyüyen bir sıcaklık var: umut. Yeni yılın ilk günleri, soğuğa inat sıcacık hayalleri de beraberinde getiriyor. Ocak ayı, yalnızca takvimde yeni bir başlangıç değil; sert esen rüzgara karşı daha eşit, adil ve özgür bir yaşam için mücadelenin yeniden filizlendiği bir dönemin başlangıcı.

Sokağın sesine kulak veriyoruz. Kararlılıkla haykıran kadınlar, direnişin ön safında yer alan işçi ve emekçi kadınlar, grev alanlarında yankılanan sloganlarıyla kararlılığını haykırıyor: "Haklıyız, kazanacağız", "Grev haktır, engellenemez", "Buraya sendika halaylarla girecek", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz"... Bu sözler, yalnızca birer slogan değil; hayatı omuz omuza yeniden inşa etmenin çağrısı.

2025, mücadele dolu bir yıl olarak başladı. Ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı, kadınların hayatını her zamankinden daha fazla etkiliyor. Artan fiyatlar, işsizlik, derinleşen eşitsizlik, vahşileşerek artan şiddet kadınların sırtında bir sopa olarak sallanıyor. Ancak bunun karşısında kadınlar haklarını savunmak için seslerini yükseltiyor. 

Bu yılın ilk günlerinde işçi grevleri kadın emeğinin görünürlüğünü yeniden gündeme taşıyor. Fabrikaların kapısında, grev çadırlarında, direniş alanlarında, kadınlar sadece haklarını değil, onurlu bir yaşamı da savunuyorlar. 

Sokaklarda, mahkemelerde, meydanlarda ve yaşamın her köşesinde eşitlik, özgürlük ve şiddetsiz bir yaşam taleplerini haykırıyor kadınlar. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için verilen mücadele, kadınları ailenin içine sıkıştırmayı, bağımlı hale getirmeyi hedefleyen politikalara karşı tepkiler, şiddete karşı yükselen öfke mücadelenin olanaklarına da ışık tutuyor.

Yeni yılın ilk sayısında herkese, mücadele, dayanışma ve umut dolu bir yıl diliyoruz. Dergimizin sayfalarında da dayanışmanın kokusu buram buram. 

*

Orta sayfayı açtığınızda farklı direniş ve grevlerden işçilerin birbirlerine yazdıkları mektuplar karşılayacak sizi. 

*

Geçim sıkıntısı ve kaygısı içerisinde kara kara bu yılın nasıl geçeceğini düşünürken "Peki ya şimdi ne yapacağız?" sorusunun tartışmaları tüm gerçekliğiyle önümüze seriliyor.

*

İyi okumalar!

Çizim: Müslime Karabatak

İlgili haberler
'Geleceğin umutlarını paylaşıyoruz’

‘11 yıl önce başladığımız bu yolculuk, hiçbir zaman yalnız yürümediğimiz bir yolculuk oldu. Birlikte...

Kadınlar okumadığı için mi katlediliyor?

‘Sokakta, okulda, fabrikada, evde şiddetin her türlüsünü yaşıyoruz. Çevremizde birçok insan ilk bizi...

Mutlu mu yıllar?

'Bak bak aklı sıra siz haşmetmeaplarıyla bendeniz kulunuzun arasına nifak tohumları ekecek. Bu yeni...