Ekselansları,
Bu mektubu size 2025 yılına iki gün kala yazıyorum ama siz muhtemelen bu satırları yepyeni yılın dördüncü günü okuyor olmalısınız. Biliyorum, kahvaltıdan sonra en sevdiğiniz şey naçizane bu kulunuzun yazdıklarını okumak. Umarım beklentinizi karşılayacak bir bilanço çıkarabilirim.
Yazıya oturmadan önce tavsiyenize uyarak gidip mahalle manavını ve kasabı boykot ettim. Boykot ettim dediysem, kapılarında durup “Bu yılbaşı sizden et met, portakal mortakal almıyorum” dedim bağırarak. Sonra da koşarak kaçtım. Çünkü geçen yine “boykot edin” demiştiniz, ikisi bir olup beni sokak boyunca kovalamışlardı. Size özellikle söylemedim, biliyorum bu konularda hassassınız. Gece yarısı bir ekiple evlerinden aldırıverirdiniz. Neyse, Bulgaristan göçmeni anneannemden kalan, zor zamanlar için bir tarif var. Adı uvalama. Unu az az suyla avuç içinde ovalaya ovalaya tepsiye serpip, fırında kızartıp, üstüne sıcak yağlı su döküyoruz. Onu yapmaya karar verdim. Gerçi elektrik faturası da doğalgaz faturasıyla yarışıyor ama olsun, yılda bir defa çılgınlık yapmayalım mı?
Bu boykotmuş, grevmiş filan da gerekli gereksiz herkesin yapması olacak şey değil ekselansları. Biraz da solcu işi işler, bizim gibi reaya geleneğinden gelen kulların genetiğine ters. Olmayacak insanlar iş bırakıyor. Misal bizim aile hekimi de geçenlerde 5 gün iş bıraktı da ailecek telef olduk. Neymiş efendim yeni çıkan yönetmelik mesleki haklarına saldırıymış. Onlar grevdeyken hastanelerin halini görseniz… Saldırı dediğin öyle olur. Yaşlısı genci omuz omuza yüklendik doktorun kapısına. Alt tarafı soğuk algınlığı ilacı yazdıracağız diye kalp hastası insanları ezerek ilerliyoruz. Bir hafta sonra gittim de bizim aile hekimi “Bana gelseydiniz artık ben de yazamazdım” dedi. Neymiş efendim, yeni yönetmeliğe göre onun performans puanı kesiliyormuş. Duy da inanma. Bir de dedi ki ben ona gitmeyip hastaneye gidiyorum diye de performansı kesiliyormuş. “Eee n’apıcaz böyle doktor, geldiğimde istediğim ilaçları yazmayacaksan mecbur gideceğim hastaneye” dedim ben de. “Mecbur, ben de gideceğim zaten” dedi o da. Ruh sağlığı bozulmuş. Kendi ruh sağlığını tedavi edemeyen doktor mu olur allasen. Neyse, tam çıkacağım, “Ne oldu senin demir eksikliğin, kullanıyor musun haplarını?” diye sordu. Kıyamam, solcu molcu ama tanıyor hastasını. Sonra demez mi “Evine düzenli et girse demir adam bile olursun da…” Bak bak aklı sıra siz haşmetmeaplarıyla bendeniz kulunuzun arasına nifak tohumları ekecek. Bu yeni yılda bir defa bile gitmeyeyim de görsün bakalım nasıl kesiliyormuş performans!
Majesteleri, siz de bir ferman mı yayınlasanız acaba? Dioclatianus var ya, Roma İmparatoru. Tavan Fiyatlar fermanı yayınlamış zamanında. Uymayanları “ınının ınının” diye uyarıyor. Ne yapsın bu imparatorcuklar da bu enflasyona dimi ama? Sanki tahtlarından bile isteye yükseltiyorlar.
İnanın aklımda hep siz. Acaba biz iyi kötü bir uvalama yerken siz nelerle geçiştirdiniz yılbaşı akşamını. Hep gözümde tarhanayla, suyla idare eden; kullarını düşünmekten gözüne uyku girmeyen biri... Nasıl girsin zaten buncalık nankör kullarla? Müjdeli haberleri bile kara haber gibi haber yapan taş olasıcalar! Asgari ücreti beğenmiyorlarsa gidip bakkal dükkanı açsınlar. Bir çikolata olmuş 30 lira. Üşenmedim oturup hesapladım, bir asgari ücretle 734 tane çikolata alınabiliyor. Kim yiyebilir bir ayda o kadar çikolatayı? Günde 24 çikolata eder, oha! Boşansınlar da semerlerini yesinler ekselansları.
Biraz canım sıkılacak gibi olunca şükür kırbacıyla kırbaçlıyorum kendimi. İyi kötü, kira mira, başımda bir çatı var diyorum. Öğrenciler devamsızlık yapıp gelmeyince bile performansımdan kesilmiyor. Yanımız yöremiz savaş, ülkemizin sayenizde maşallahı var. Biliyorum yoksa bir işaretinize bakar bu kalabalıklar. Herkes soluğu Şam’da, Kudüs’te sair ülkelerde almaya hazır. Bizim kasap hariç. Onu bıraksak dakikasında Kavala’da Orestiada’da.
Yine şükür ki reayasının derdiyle dertlenen bir efendimiz var. Oligarklara kalsak kılla tüyle uğraşacağız. İklim krizi diyorlar, dış politika diyorlar, sansüre hayır diyorlar, şakadan kadın hakları diyorlar. Onu şakasız söyleyen kimse yok zaten.
Olmaz olsun böyle bilanço, yazdıkça yerin dibine battım. Apır sapır konuşan herkesi topladık içeri tıktık ama bitmiyorlar ki ekselansları. Bu ülke ne depremler, ne seller, ne salgınlar, ne krizler geçirdi de sizin yüzünüz suyu hürmetine on yıllardır yıkılmadı. “Gelsin hayat, bildiği gibi gelsin.” Biz bu yıl da yaşamayı kimselere bırakacak değiliz evelallah.
Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.