Bu konuşma, aslında İsviçre Cenevre’de 8 Mart yürüyüşü sırasında yapılacaktı, fakat koronavirüs dolayısıyla büyük yürüyüş iptal edilince, Les Grottes meydanında LibreRadio üzerinden yayınlandı. Meydanda gün boyunca süren etkinliklerde, İsviçre sendikaları, çeşitli göçmen örgütleri, kadın örgütleri ve siyasal gruplar konuşmalar yaptı.
Aşağıdaki konuşma da Albatros Kültür ve Dayanışma Derneği’nden kadınların yaptığı konuşmanın Türkçe çevirisi.
“Merhaba, Türkiyeli kadınlar adına, iş yerlerinde, evlerinde, toplumun her yerinde sömürüye, cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa maruz kalan, tüm dünya kadınlarını selamlıyorum ve iyi bir 8 Mart diliyorum. 8 Mart, bizim günümüz, Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Türkiye’de kadınların içinde olduğu tüm despotik, yasadışı, umutsuz, güvencesiz durumu anlatmak niyetinde değilim. Ama kadınların bu içinde olduğu durumu anlayabilmeniz için bir örnek vermek istiyorum: DİSK‘in son istatistikleri, 12 milyon kadının düşük ücretler, uzun saatler, kötü iş koşulları ile çocuk bakımı, evle ilgilenmek, ücretsiz kreşlerin olmaması ya da kreşlerin çok pahalı olması yüzünden işten ayrılmak zorunda kaldığını gösteriyor.
Türkiye’de kadınlara yönelik dinci ve baskıcı politikalardan da bahsetmek istemiyorum. Günlük yaşanan kadın katliamlarından da... her gün erkekler ve otorite tarafından tecavüze uğruyor, öldürülüyoruz. Ve tecavüzcüler, katiller cezalandırılmıyor. Yargı gücü, kadınlar için işlemiyor.
Hükümet tarafından yürütülen savaşların yıkıcı gücünden de bahsetmek istemiyorum. Sınır ötesine gönderilip öldürülenler bizim çocuklarımız! Hükümetin ve diğer emperyalist devletlerin emperyalist çıkarları uğruna katledilenler başka ülkelerin çocukları, kadınlar, oraların vatandaşları!
Ama mücadele etmeyi bırakmıyoruz! Türkiye’de kadınlar mücadele etmeyi bırakmıyor!
Evet, ekonomik krizden, içerdeki ve dışardaki savaşlardan, işsizlikten, yoksulluktan, açlıktan, şiddetin her türlüsünden en çok etkilenen grup. Ama kadınlar artık “Böyle Gitmez!” diyor.
Çözümler bulmak için kadın grupları kuruyorlar. Eğer tek başına kazanamayacaklarını çok iyi biliyorlar! Bu noktada özellikle, adını işçi kadınların tarihi “Ekmek ve Gül” grevinden alan Ekmek ve Gül kadın dergisine özellikle teşekkür etmek istiyorum.
Bu dergi iş yerinde sömürüye, cinsiyetçiliğe, şiddete karşı kadınlar içim kadınlar tarafından yazılan bir dergi olmakla kalmıyor; Türkiye’nin dört bir yanında kadınları örgütlenmek için bir güç merkezi haline geliyor. Kadınlar işyerinde, mahallelerde, şehirlerinde bu dergi etrafında bir araya geliyor. İşte bu örgütlenme umut verici! İşte bir örnek: daha geçen hafta, bu dergi ve kadınlar sayesinde, istismarcı bir babaya soruşturma açıldı.
Despotik bir durumda bile, Türk, Kürt, Ermeni, Alevi, Sünni, hangi kökenden olursa olsunlar, Türkiye’deki kadınlar, sömürüye ve baskıya karşı bir araya geliyor, ayağa kalkıyorlar. Bu umut verici.
Biz kadınlar, kadınlara ve çocuklara yönelik her türlü şiddete karşı sesimizi çıkarmak için örgütlendiğimiz için umut vericiyiz!
Biz kadınlar, iş yerlerinde daha iyi koşullar için örgütlenip sendikalaştığımız için umut vericiyiz!
Tekrar hepinizin 8 Mart’ını kutluyorum! “
İlgili haberler
Albatros’un kız kardeşleriyiz
Yıllar sonra, İzmir göçmenliği yetmedi ki, yolumuz Fransa’nın bir ucuna düştü. Ama kadının gücü her...
Cenevre Albatros Derneği’nden 8 Mart etkinliği
Cenevre’de yaşayan Türkiye göçmenleri derneği olan Albatros Kültür ve Dayanışma Derneği üyesi kadınl...
İsviçre’de 8 Mart: Şiddete, ayrımcılığa, savaşa ka...
İsviçre’nin birçok kantonunda yapılan 8 Mart kutlamalarına binlerce kadın katıldı. Ücret eşitliğinin...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.