Bunca zaman sonra daha eşit, daha güçlü, daha özgür bir konumda olması gerekirken biz kadınlar, şimdi yaşamak, hayatta kalmak için uğraşıyoruz. Sokakta yürüyebilmek, sevebilmek, dayak yememek, tecavüze uğramamak, satılmamak için kan döküyoruz. Burçe Bahadır, kocasını öldürmekten hüküm giymiş iki kadınla ve karısını öldürmüş üç erkekle hapishanede konuştu. Öldürülmüş bir kadının babasını, bir başkasının ablasını dinledi. Cinayetlerin hikayesini yazdı. Ölü Kadınlar Memleketi, kadın cinayetlerinin neden politik cinayetler olduğunu anlamamızı sağlıyor. Nasıl yakınımızda olduklarını, içinde yaşadığımız atmosferin bu cinayetleri nasıl kolaylaştırdığını görüyoruz."Son sözün ne olur?" diyorum. Havva gözlerini gözlerime dikiyor. Ama şimdi ne çenesini kaldırmış öfkeyle, ne de sinirden elleri titriyor; öyle bırakmış kendini, öyle acılı, öyle yalnız ve çaresiz: "Eğer ki bir erkek seni öldürürüm diyorsa, kadın ona inansın" diyor.
“30 yıl evli kaldım, dayak yemediğim bir gün bile olmadı. Dövmesine alışmıştım ama bakkala giderken pencereyi açıp arkamdan ‘orospu’ diye bağırması çok dokunuyordu. Beni sattığını mahkemede söyleyemedim. Beş çocuğum beni izliyordu, babalarını kötü bilmesinler dedim. Ben gerekirse 20 yıl daha yatarım, yeter ki onlar huzurlu olsun. Ama iyi günlerimiz de vardı. O benim için bir babaydı.” (Kocasını öldüren hükümlü bir kadın).
İlgili haberler
Bir kadın cinayetinin ardı
Hatice, koruma kararı dilekçesi çantasındayken kocasının bıçakla üzerine yürümesiyle camdan atılmış...
Canına tak eden kadınlar şiddeti anlatıyor
Öldüren kadınlar neden katil olmuş derseniz, ölen kadınların yaşadıklarından hiç de farklı değil! Ga...
GÜNÜN KİTABI: Zehra Doğan / Les Yeux Grands Ouvert...
Diyarbakır E Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Ressam, Gazeteci Zehra Doğan için Zehra Doğan / Les Yeu...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.