GÜNÜN FİLMİ: Korkoro
Korkoro’da İkinci Dünya Savaşı’nın en büyük acılarından biri, ‘Çingene Soykırımı’ işleniyor... Hep ve her yerde dışlanmış olan Romanların tarihte yaşadığı acılara ışık tutan bir film: Korkoro...

Faşizm döneminde Almanya ve Avrupa’da yarım milyon Roman gaz odalarında yakıldı, ‘tıbbi deneylerde’ kobay olarak kullanıldı.Romanlar da Yahudiler gibi Nazilerin toplu yok etme saldırılarının hedefi olmuşlardır. Romanların ‘toplu imhası’ 1941 Sonbaharı’nda başladı. Bu dönemde Romanları bulmak, öldürmek ya da toplama kamplarına göndermek için özel Einsatzgruppe timleri kuruldu. Almanya’dan on binlerce Roman (kadın, yaşlı, çocuk ve bebek dâhil) Polonya’ya ve oradan Belzec, Treblinka, Sobibor ve Majdanek toplama kamplarına gönderildi. Hollanda, Fransa ve Belçika’dan yola çıkarılan 30 bine yakın Roman da Auschwitz’e gönderildi. Bu insanların çok büyük bir bölümü Naziler tarafından öldürüldü.


Yaşamları göçlerle, katliamlarla, yoksullukla, aşağılamayla ve ötekileştirilerek geçen Romanlar, tüm bu yaşanılanlara inat kültürlerini koruyarak var olma savaşı verdi. Kültürlerini yaşattıkları alanlardan biri de sinemaydı Romanların. Korkoro filmi de hem Romanların yaşamlarından bir tarihe hem de kültürlerine baktığımız bir kapı aralıyor. At arabaları üzerinde sürekli oradan oraya göç ederek hayatlarını sürdüren on beş kişilik Roman topluluğunun savaşta ailesini kaybeden minik Claude ile yollarının kesişmesiyle başlıyor film... Bu küçük çocuğa Roman topluluğunun en çılgın üyesi Taloş (Taloche) kimsesiz anlamına gelen “çororo” adını takıyor;aralarında derin ve güçlü bir dostluk başlıyor. Geçtikleri ormanda Naziler'i görünce panik halinde saklanmak amacıyla zaman zaman uğradıkları St. Amend Köyü'ne geliyor Çingeneler. Minik Claude’u, Belediye Başkanı Théodore Rosier’e teslim ediyorlar. Ancak köyün hemen dışında kamplarını kurar kurmaz, işlerin eskisi gibi yürümeyeceğini anlıyorlar. Güvenlik güçleri tarafından önce kendilerine Nazi kuklası Fransız Vichy Hükümeti'nin yeni kanunu bildiriliyor. Göçebelik artık yasaktır, ‘Çingeneler’ öyle istedikleri gibi yollara dökülüp seyahat edemeyeceklerdir. Elbette bu yasağın asıl amacı buldukları, topladıkları tüm göçerleri toplama kamplarına götürüp tıkmaktır; orada sağ kalabilenlerse, imha kamplarına gönderileceklerdir...

Kaynak: Mesut Kara: Korkoro; kimsesiz ve özgür
Onedio

İlgili haberler
Roman kadınların en büyük derdi işsizlik

İzmir’de kurulan Türkiye’nin ilk kadın Roman derneği Roman Kadınları Kalkındırma ve Güzelleştirme De...

GÜNÜN KARESİ: Her kemanda ağlayan bir Roman kadını...

Sevgili Sennur Sezer'in bu fotoğrafa yazdığı bu güzelim cümleler ışıl ışıl parlatıyor kadınların ve...

GÜNÜN ZORU: Kamıştan sepet yapan Roman kadınların...

Yılanlar, çıyanlar arasında sert kamışları kesip sırtlarında taşıyor, güneşe yayıyorlar. Kuruyanı il...