Seyranbağları’nda farklı alanlardan kadınlar Ekmek ve Gül’de kendi hikayelerini birleştirmek, daha çok okuyucuyla buluşturmak, desteklemek ve yaygınlaştırmak için bir araya geldi.

Aslında kadınların bu bir araya gelişi, hayat hikayelerinin artık mutlu bir sona varmasına dairdi. Birçoğumuzun sadece kadın olmaktan kaynaklı yaşadığı; kimi zaman utana sıkıla anlattığımız, kimi zaman toplumda bir karşılığı olmadığını düşünerek anlatmaktan bile kaçındığımız varolma çabasını yan yana koyup seslenmekti. Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere..

Tam da burada Ekmek ve Gül, bu çabanın aracı ve devamı niteliğini yerine getirmiş ki; kadınlar hayat deneyimlerinden yola çıkarak kadına yönelik şiddete, kadın emeği sömürüsüne, cinsiyet ayrımcılığına karşı birlikte güçlü oldukları inancıyla uzun zaman herhangi bir çalışmanın yürütülmediği Seyran’da, küçük bir ev toplantısıyla bu birliği ve dayanışmayı örmek için adımlar atma kararı aldı.

BU KARARLILIK TÜM KADINLARA UMUT OLSUN

Tartışmaların çoğunluğu; baskının, sömürünün, şiddetin, yoksulluğun, gericiliğin, kadın düşmanlığının, eşitsizliğin her gün arttığı, kadın cinayetlerine göz göre göre yol verildiği şu günlerde kadınları mücadeleye çağırmak üzerineydi. Kadınlar, deneyimlerini ve taleplerini aktarmanın yollarını birlikte aradılar. Güncel gelişmeleri de değerlendirirken 25 Kasım’da, Ankara’da eylem yasağına rağmen sokaklara çıktıklarını ve eylemi gerçekleştirebildiklerini, bunun da güçlü, kararlı bir kadın dayanışma ve mücadelesi sayesinde olduğunun altını çizmeyi ihmal etmediler. Yaşamları adına daha çok mücadele etmeyi önlerine koyarken, “Biz buradayız ve hakkımız olanı alacağız” dediklerinde gözlerindeki parıltı, aydınlık günlere bir adım daha ilerleyeceğimizin işaret fişeğini fırlatmış gibiydi. Bu heyecan, bu kararlılık olmazları gerçek kılan bütün kız kardeşlerimize umut olsun...