Ben Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşayan genç bir kadın daha da önemlisi yayayım. Diğer kentlerle kıyaslandığında kentimizde gerek yetkililerin çalışmamasından, kente gereken özenin verilmemesinden, iyileştirme, güzelleştirme, sağlıklı hale getirme çalışmalarının olmamasından kaynaklı gerekse de kentli halkın kendi eliyle verdiği zararlar güzel bir kent olmak için imkanları olan kentimizi gölgede ve geride bırakmaktadır. Bu zararların en önemlisi Cizre’de başta en işlek olan Orhan Doğan Caddesi ve Nusaybin Caddesi olmak üzere ilçenin bütün caddelerinde bulunan kaldırımların esnaflar tarafından işgal edilmiş olması. Yayalar hiçbir şekilde kaldırımlarda yürüyemiyor veya zikzak çizerek kah kaldırıma çıkıp kah caddenin ortasında yürüyecek kadar engeller doğuruyor. Esnafın kaldırımları tıka basa eşyalarla doldurup kendi yararı için kullandığı yetmezmiş gibi boş kalan kısımları da kendisi ve esnaf arkadaşları için oturma yeri olarak kullanması ile yaya kaldırımları tamamen gasbediliyor. Ayrıca esnaf işgalinin yanı sıra çay ocaklarının da kaldırımlara koydukları tabureler yüzünden kaldırımlarda yürümek mümkün olmuyor. Kaldırımları kullanamadığımız için caddede yürümek zorunda kalıyoruz. Araçların çarpma riskiyle karşı karşıya kalıyoruz -ki geçenlerde arkadaşlarımızdan birine bu yüzden araba çarptı- kornayla sürekli uyarılıyor türlü türlü muamelelere maruz kalıyoruz. Sanat Sokağı’na konulan taburelerden dolayı hiçbir şekilde sokaktan kadınlar olarak geçemiyoruz. Sanat Sokağı açık hava kahvehanesi ve kıraathanesi görevi görmekte kentte. Yapılış amacına ve ismine tamamen zıt amaçlar için kullanılmakta erkek egemenliği ve kahvehane sahipleri tekelinde işletilen bir sokak olmuştur. Ciddi anlamda rahatsızlık duyuyoruz bu konuda. Bir kadın olarak, yaya olarak, bebek arabasıyla yürüyen bir anne olarak, arkadaşlarıyla gezen bir birey olarak (örnekleri çoğaltılabilir) yürüyemiyoruz kaldırımlarda, tamamen işgal edilmiş olan kaldırımları, kahvehaneye dönüştürülen caddeleri ve Sanat Sokağı’nı kullanamıyoruz.
Kaldırımların esnaflar tarafından işgali yetmezmiş gibi kaldırıma çıkarılıp park edilen araçlar, onun arkasına sıra sıra park edilmiş sayısız araçlar ve araç sahipleri yaşam alanlarımıza, haklarımıza saldırıyor. Bu konuda herhangi bir müdahalenin olmaması herhangi bir uyarma veya ceza sisteminin uygulanmaması bir şeylerin düzelebileceği konusunda bizi umutsuzluğa düşürüyor. Günlük aktivitelerimizi etkileyen ve engelleyen bir duruma dönüştü. Öyle ki ulaşmak istediğimiz noktaya varmak, işe gidebilmek, çarşıdaki işimizi halledebilmek için ara sokakları tercih etmek zorunda kalıyoruz.

ÇÖZÜM ÇÖZÜMÜ DOĞURDUĞU GİBİ SORUN DA YENİ BİR SORUNU DOĞURUYOR

İşgal edilen kaldırımlar; hunharca, rastgele, kuralsız park edilen araçların yanında bir başka sorun da şehir merkezinin en işlek caddesinde günün her saatinde büyük araçların bakımının kaldırımların üzerinde yapılması. Ayrıca engelli insanlarımız için hiçbir çözümü olmayan, sağlıksız kaldırımlarımızın esnaflar ve kahvehaneler tarafından gasbedilmesi başta engellilere sonra da yayalara ciddi anlamda sorun yaratmaktadır. Kentte bir araç park alanı yok; yollar, kaldırımlar araç sahiplerinin istekleri doğrultusunda kapatılıyor. Birilerinin bu çarpık düzene dur demesi gerekiyor.
Kaldırımlar biz yayalar içindir ve yayalar için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Burada elini taşın altına koyup bir şeyleri düzeltmek, sorunları, engelleri, yaşam alanına saldırıyı ortadan kaldırmak için yetkililer bir şey yapar mı bilmem ama bir yerlerde bu sorunlarımızla ilgilenip bize destek verecek olanlar var biliyorum…