Aslında çok tanıdık bir taciz hikayesi!
Tacizin gündüzü, gecesi yok. Pijama da giysen, etek de giysen fark etmiyor tacizciler için. Bir de polisin değişmeyen tavrı; “Ne işin var bu saate dışarıda?” Peki sizin işiniz ne?

Yıllardır duyduğum okuduğum muhabbetlerin gerçekten başıma geleceğinden habersiz evden çıktım. Gece saat 11.00. Bahsettiğim şey taciz değildi. Tacizi yıllardır yaşıyorum, yaşıyoruz zaten. Arkadaşları görmek için dışarı çıktım. Yürüdüm biraz. Gece tek başıma yürümeyi çok severim. Biraz ilerledim, uzakta sokak ortasında sabit duran 25-30 yaşlarındaki bir adam birazdan tacizcim olacaktı. Beni fark edince hareketlendi. Avını gören bir hayvan gibiydi. Bir şeyler olacağını sezdim hızlıca yanından geçip varmak üzere olduğum kafenin civarındaki bir apartmana attım kendimi. Bakışları çok korkutmuştu. Girdiğim apartmanda arkadaşlarım oturuyorlardı ama kapılarını çalıp kapıda beni rahatsız eden biri var demek istemedim. Bu benim için bir ilk değildi ve ne yapacağımı biliyordum. Daha evvel kickbox yapmış olmanın verdiği rahatlık mıydı yoksa feminist örgütlenmenin vermiş olduğu güç müydü?
Yaklaşık 10 dakika sonra apartmandan çıktım. Birkaç adım attım. Hayır, köşede oturmuş beni bekliyor. “Aha sıçtık, bu bana taktı” dedim. Korktum, geri dönemezdim. Ondan korktuğumu bilmemeliydi. Emin adımlarla yoluma devam ettim. Köşeyi dönecektim ama nasıl? Tam köşede beni bekliyor. Yapacak bir şey yok tam köşeyi dönerken bana doğru eğilip “Bir kere vermisen” dedi. O anı o kadar hızlı geçtim ki herhalde o da şaşırmıştır. Kalbim ağzımda atıyor. Arkama dönüp bakıyorum, sokak bomboş. Kimsecikler yok. Ya arkamdan koşup gelirse? Dönüp bakıyorum arkamda durmuş beni seyrediyor bir yandan da elleriyle cinsel organına dokunuyor. Koşar adımlarla kafeye girdim. Kafedeki muhabbet bilindik. “Bizi neden aramadın? Gelip dövseydik...”

‘BİR ŞEY ÇIKMAZ BUNDAN!’
Yarım saat sonra çıktım, tabii yalnız değil. Yalnız çıkmama izin vermedi arkadaşlar. Yolda karşılaştık tekrar. Pis pis tacizciyi izledim biraz uzaklaşıp polisi aradım. Yaklaşık 20 dakika sonra iki polis aracı geldi. Polislerden biri aşağılayarak süzdü beni. Sanırım üstümde tacizciyi tahrik edebilecek bir şey arıyordu. Oldukça kaba bir şekilde birkaç soru sordu. Olayı baştan anlattım. “Şikayetçi olacak mısın” diye sordular “Evet” dedim. “Samanlıkta iğne aramak gibi bir şey bu, şikayetçi olsan da değişen bir şey olmayacak” dedi. Evet buraya kadar doğruydu. Sonrasındakiler başta bahsettiğim “Yıllardır duyduğum, okuduğum muhabbetlerin gerçekten başıma geleceğinden habersiz” muhabbetlerdi. Polis “Yani kadın kısmının bu saatte dışarı çıkmasını münasip görmüyorum” diyordu. Lafa bir diğeri giriyordu “Çıkacaksan yanına erkek al” sonra bir diğeri bu muazzam muhabbeti noktalıyor; “Bir şey çıkmaz bundan.” 
Bu olaydaki tek avuntum üstümdeki kırmızı pijamama bakıp “Tacizciyi tahrik etmişsindir, kırmızı pijamayla dışarı mı çıkılır” lafını duymamak oldu.
Yayında ve yapımda emeği geçen başta patriyarkaya sonra patriyarkayı daha da güçlendiren erkeklerimize, patriyarkayı koruyup kollayan devlet patriyarkasına şükranlarımı sunar bu tarz hadiselerin mümkün mertebe yaşanmamasını isteyerek, kadınlarımıza sabır ve dayanışma diliyorum.

İlgili haberler
Kadınlar şenlikte buluştu: Yan yana, birlikte ve d...

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği 1. yıl şenliği düzenledi. Şenlikte kadınlar dayanışma çağrısı...

Yakın bir zamandan hikaye: Köle Moulkheir’in hikay...

Geçmişten bir hikaye... Moulkheir Nane Yarba’nın hikayesi... Moulkheir, köleliğin hâlâ devam ettiği...

İstismar davasına Saadet Öğretmen’den çağrı var

6 çocuğun okul müdürü tarafından cinsel istismara maruz kaldığı olayın davası 25 Mayıs’ta görülecek....