Kamuoyuna duyurulur!
Emekli hemşire Hatice Tusu 10 Ekim Cumartesi akşamı evinin önünden kaçırıldı. 14 Ekim'de cansız bedeni bir arazide gömülü olarak bulundu. Yakınlarının, daha acıları bu kadar tazeyken bir de medyanın ve birtakım kişilerin acımasızlığı ve kendini bilmezliğiyle uğraşması hangi ahlaki normlara sığabilir?
Toplum, kolluk güçleri ve hukuk üçgeninde yine öngörülmeyenlerle dolu bir sürecin sonunda yine bir kişi daha eksildik ve yine toplumun kayda değecek kadar çoğul bir kısmı, bütün yozluğuyla, bu vahşetin hesabını faile ve ona bu zemini hazırlayan diğer her şeye değil, aylar süren mücadelesine rağmen failden kaçamamış olana, 'kadın'a kesmekte. Medyada aslı olmayan, gazeteciliğin etiğine uygun olmayarak yazılan çizilen pek çok haber ve bilgi dolaşmakta.
Bu yazı bu sebeple kaleme alınmıştır. Açıklık getirelim; medyada ‘sevgilisi’ olarak ilan edildiği Hatice Tusu failiyle bir birliktelik yaşamıyordu. O, 3 seneden beri tanıdığı, korodan bir arkadaşıyla kısa bir süre görüşmüştü sadece, seneler önce. Sonrası sadece failin sözlü tacizlerinin, tehditlerinin ve şantajlarının bütünü olan, ilişki olarak tanımlayabileceğimizden çok uzak bir süreçti. Peki biz ne zaman bir erkeğin bir kadını saplantı haline getirmesini ilişki olarak tanımlamaktan vazgeçeceğiz? Kaç kişi daha eksilmemiz gerek sayın toplum?
Fail uzun zamandır yasal takip altındaydı. Hakkında alınmış bir uzaklaştırma kararı vardı. Fail toplum tarafından kabul görmüş, ‘sevimli’ bir kişi diye toz konduramadığımız için daha kaç kişi eksileceğiz? Soruyorum sayın toplum; biz ne zaman düşüneceğiz? Kendi canımızdan kanımızdan birini mi kaybetmemiz gerek? Bu vahşetin hesabını maktule değil de cinayetin failine ve cinayete zemin hazırlayan bütün diğer her şeye kesmek için? Hesap sormak için ve sorgulamak için?
Medyada dolanan bütün yalan haberlere, yoz karalamalara, gazeteciliğin etik ihlallerine cevap olarak yazıyorum: Hatice Tusu'nun failiyle bir gönül birlikteliği yoktu, onu sevmiyordu, ona hiçbir konuda müsaade etmemişti ve mücadele ediyordu. Oğullarının başına bir şey gelmesin diye sabırla hiçbir illegal yaptırımda bulunmadan yasaların bu işi çözmesini bekliyordu. Şiddete şiddetle karşılık vermemek suç mudur sayın toplum?
Bir suçu vardı ise eğer bu sadece ve sadece anne olmasıydı, etrafındaki kimseye zarar gelmesin diye sakin kalmasıydı. Hepimizin annesi var, hepimiz anneyiz.. Ne zaman bunun farkına varacağız? Biz ne zaman bir 'toplum' olmayı başarıp bir toplamı ifade edeceğiz?
İlgili haberler
Didim Kadın Platformundan Hatice Tusu cinayetine t...
Didim Kadın Platformu üyeleri, Didim Eğitim Sen Temsilciliği önünde yaptıkları basın açıklamasıyla e...
4 gündür kendisinden haber alınamayan Hatice Tusu'...
Aydın'da 4 gündür kendisinden haber alınamayan emekli hemşire Hatice Tusu’nun Suat Aksoy adlı erkek...
Hatice Tusu 4 gündür kayıp
Didim’de yaşayan emekli hemşire Hatice Tusu’dan 4 gündür haber alınamıyor. Çocukları Tusu’nun kaçırı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.