Anne olmak ne kadar sorumluluk gerektiriyorsa, baba olmak da en az o kadar sorumluluk ister.
Bundan 3 yıl önce Fatih Tezcan Twitter üzerinden - ismimi yazmadan, güya "kimliğimi" açıklamadan - beni konu eden paylaşımlarda bulunmuştu. Nasıl olsa ismimi o mesajlarda yazmadı diye, kendince bu yaptıkları sadece mesaj yazmaktan ibaretti, yaptığı bu eylemin doğuracağı sonuçları hiç düşünmeden, gerçek hayatta çocuklarımı ve beni nasıl etkileyeceğini hiç düşünmeden, sanki gerçek hayatta o kadın, o anne, bir insan yokmuş gibi, bu olay onun için sadece sanal alemde gerçekleşen bir tweet atmaktan ibaret imiş gibi yazmıştı. Yalnız bu, ulusal basının da gündem konusu olmuştu, Ekmek ve Gül'den Sevda Karaca ile yaptığımız röportajda bana yönelik ithamlara cevap hakkımı kullanabildim, Sevda Karaca'ya bunun için tekrar içtenlikle teşekkür ederim. Röportaj yayınlandıktan sonra bana destek veren herkese de tekrar çok çok teşekkür ederim. Söyleşide seslendiğim devlet yetkililerinden ise herhangi bir geri dönüş olmadı, çocuklarımı merak eden ve durumlarını soran herhangi biri olmadı.
Sevda Karaca'nın Güzin Bilgi ile yaptığı röportajı okumak için TIKLAYIN
Aradan 3 yıl geçti ne oldu?
Fatih Tezcan, kadına yönelik şiddet olaylarının yine arttığı ve de İstanbul Sözleşmesinin hararetli bir şekilde hem siyasetçiler hem STK'lar tarafından tartışılıyor olduğu bu günlerde benden "kızını kaçıran ana" olarak bahsettiği bir tweetle tekrar gündem oldu ve buna devlet görevlileri de şahit oldu, hatta Cumhurbaşkanı bile. Çünkü ifadelerinde hedefte yer alan kişiler arasında İstanbul Sözleşmesini savunan KADEM'in Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan olduğu dile getirildi.
Bu agresif tavrı sadece bana yönelik değil. Bilindiği gibi kendince Türk ve İslam düşmanı olarak adlandırdığı herkese sözlü saldırmayı hak ve ifade özgürlüğü olarak görüyor.
İsmimi vermeden "çocukların anası", "eski karı" gibi ifadelerle benden söz ederek istediğini yazma ve söyleme hakkı olduğunu düşünüyor. Buna tepki gösteren çok fazla insan olduğu gibi kendisini destekleyen bir kesim insan da var, "Bu kadını testereyle doğramalı" diyenler de var.
Her şeyden önce ben kendisini ifşa edecek herhangi bir şey yapmadığım halde şahsımı hedef alan ifadelerle çocuklarımı ve beni bu şekilde medyaya taşımış olmasından hem çocuklarım hem de ben çok büyük rahatsızlık duyuyoruz. Çocuklarımla birlikte medyadan uzak, olağan yaşadığımız bir hayat vardı, türlü zorluklara rağmen kurmuş olduğumuz, sorunlarımızı ve sıkıntılarımızı yakınlarımızın, çevremizin bildiği bir hayatımız vardı. Ama Fatih Tezcan'ın paylaşımlarıyla onu takip edenler ve bunun yanında sosyal medya gündemini takip edenler onun aktardığı şekliyle öğrendi yaşadıklarımızı.
3 yıl önce yaşanan olayda kızımın isminin bir haberde geçmiş olmasından sonra ve bu haberin de internet ortamında birçok yayın organı tarafından paylaşılmasından sonra çocuklarımın yaşlarını göz önünde bulundurarak bu durumun özellikle kızımı herhangi bir şekilde olumsuz etkilemesine izin vermemek için kendi sosyal medya hesabımı kapatmıştım ve medyaya aile içi durumumuzu yansıtmadan hayatımıza devam ettik. Bir yıl gibi bir süre Fatih Tezcan'la görüşmedik, sonrasında çocuklarla tekrar görüşmeye başladı, kızım da onunla birlikte yaşamaya başladı.
12 yaşındaki kızımın tesettüre girmesi Fatih Tezcan için tartışmaya açık olmayan bir konuydu, bunun yanında İmam Hatip Lisesine gideceği de. Tartışmalara neden olan (sonradan sildiği) o tweette bahsi geçen konu bu.
Kızımın artık bu baskıya maruz kalmaması için onu yanıma aldım ve şu anda da yanımda, bunu Fatih Tezcan birkaç defa tweetler atarak sosyal medya hesabından "anası kızımı kaçırdı" şeklinde duyurdu; ben, yasal olarak velayeti bende bulunan çocuklarımla ilgili bu aile içi meseleyi resmi kurumlara bildirdim.
Ayrılan, boşanan ne ilk ne de son kadınım ama bu kadar tuhaf bir süreci yaşıyor olmam çok da olağan bir durum değil. Beni konu eden paylaşımlar yapılıyor, binlerce kez retweetleniyor, sosyal medyada hakkımda binlerce kişi konunun aslını bilmeden saygısızca yorumlar yapıyor, beni yargılıyor.
Benim Fatih Tezcan'dan önce de hayatım vardı, Fatih Tezcan'la birlikte geçirdiğim bir süre de oldu, Fatih Tezcan'dan sonra da hala sürdürmekte olduğum bir hayatım var. Eski karısı olarak biliniyor olmaktan aşırı derecede rahatsızlık duyuyorum, kişiliğimi yok sayan bu ithamı ve karşı koyamadığım bu paylaşımlarda kullanılan dil ile saygısızca ifadeleri psikolojik şiddet olarak yaşadığımı vurgulamak istiyorum. Onun savunduğu bazı değerler, savunduğu ve desteklediği bir siyasi dava varsa benim de savunmak zorunda olduğum bir şahsiyetim, kadın oluşum var. Arkamda ne bir güç var ne devlet var, hiçbir ideolojik görüşün sempatizanı ya da siyasi partinin destekçisi değilim, ne de birinin eski karısıyım.
İlgili haberler
Fatih Tezcan’ın tehdit ettiği eski eşi: Anneliğimi...
Fatih Tezcan’ın ‘Bir baba yine kendisine çocuklarını göstermeyen anneyi öldürürse, devlet bu konuda...
Fatih Tezcan bu sefer de e-posta ile tehdit etti:...
Ekmek ve Gül’e verdiği röportaj sonrası e-posta yoluyla eski eşi Güzin Bilgi’yi tehdit eden Fatih Te...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.