Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde “Birileri iş yok diyor, bunlar nankör. Yan gelip yatarak para kazanmak istiyorlar” dedi. Bu sözleri duyunca sinirlendim, hatta öfkelendim. Üniversiteden yeni mezun oldum. Şu an yeni bir işe başladım, bir mağazada satış danışmanıyım. Yarı zamanlı çalışıyorum. Öğrencilik hayatımda da çok farklı işlerde çalışmak zorunda kalmıştım. Yeni işime başlamadan önce bir süre büyük bir alışveriş sitesinin çağrı merkezinde çalıştım. Hani o beğenmiyorlar dedikleri işleri anlatmak istedim sizlere. Sonra neyi beğeniyoruz, iş koşullarımız neler onları da anlatacağım.
Çağrı merkezi psikolojik olarak en çok yıprandığım yerdi. Üniversiteden mezun olur olmaz iş bulmanın heyecanıyla başladığım ilk zamanlar mutluydum. Kendimi geçindirebilecek kadar param olacaktı en azından. Ama zaman geçtikçe psikolojik olarak yıpranmaya başladım. Çağrı merkezinin Whatsapp kısmında çalışıyordum. Aynı anda bazen üç dört çağrı geliyordu ve hepsine yanıt yazmam gerekiyordu. Bazen hafta ortasında vardiyam değişiyordu. Günde 9 saatimi bilgisayar başında geçirmem gerekiyordu. O dönem hiçbir sosyal hayatım kalmadı. Fiziksel olarak da bilgisayar başında olmanın zorluklarını yaşamaya başlamıştım. Diğer yandan müşteri memnuniyetini önemsemem gerekiyordu. Hayatım sadece iş olmuştu. Evin içinde iş ve uyku arasında geçip giden bir yaşam. Kendimi her hasta hissettiğimde “Umarım korona olmuşumdur, 10 gün raporum olur dinlenirim” diye dua ediyordum. Bir ara kendimi temaslı yazdırmanın yollarını bile aradım. Açıkçası psikolojimin bu kadar bozulacağı bir işte asgari ücret için dayanamadım. Hem sinir stresten hem de vardiyalı ve düzensiz çalışmaktan fiziksel olarak da yıpranmıştım. Zaten çalıştığım yerde 1 yıldan eski eleman yoktu. Çünkü 1 yıldan uzun dayanılabilecek bir iş değildi. O işten ayrılmak zorunda kaldım.
İŞ ARAMA SİTELERİNDEKİ İKİ AYRI ÖZGEÇMİŞ…
Geçimimi sağlamak için iş aramaya devam ettim. Çağrı merkezinde işe başlamadan önceki mesaime geri dönmüştüm, iş arama sitelerindeki tüm ilanlara başvurmak. O sitelerde iki ayrı özgeçmişim var. Biri üniversite mezunu olarak, diğeri lise mezunu olarak. Çünkü üniversite mezunu olduğunu bildiklerinde birçok iş yeri almıyor. İşi beğenmeyip bırakır gideriz diye düşünüyorlar. Kariyer sitelerinde olan tüm ilanlara başvurduktan sonra sadece şu an başladığım mağaza dönüş yaptı bana. O da sadece yarı zamanlı olarak aldı. Artık öğrenci değilim, mezun oldum ama hâlâ yarı zamanlı şekilde çalışmak zorunda kalıyorum. Bu işten başka çarem de olmadığı için kabul ettim. O beğenmediğim iş koşullarını sizler de bilin istedim. Psikolojimin kaldıramadığı, fiziksel olarak zorlandığım bir işi beğenmediğim için nankör denmesini kabul etmiyorum. Bana sunulan işler ya insani koşulların dışındaydı ya da yarı zamanlı, kendimi geçindirmeme bile yetmeyen ücretlerde. Bize istihdam yaratmak yerine iş beğenmemekle suçlayanlar dönüp işsizlik rakamlarına, fabrikalarda, mağazalarda çalışan üniversite mezunu gençlere baksınlar.
Görsel: Gaelle Marcel/Unsplash
İlgili haberler
‘Nitelikli bir eğitim, okurken çalışmamak, mezun o...
‘Daha öğrenciyken çalışmak zorunda kalıyoruz. Pandemiyle çalışabileceğimiz sektörlerde sınırlanmış d...
İşsizliğin yarattığı gerçeklik: ‘Sanat tarihi mezu...
Yirmi iki yaşındaki çağrı merkezi çalışanı Esra’nın hikayesi, hayalleri, beklentileri bugün Türkiye...
ODTÜ mezunu kadınlar anlatıyor: ‘ODTÜ’den mezun ol...
ODTÜ’den mezun olan kadınlar derinleşen kriz koşullarında ODTÜ diplomasına sahip olmanın yeterli olm...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.