Merhaba Ekmek ve Gül okurları, birkaç gün önce başımdan geçen bir olayı paylaşmak istiyorum sizlerle...
Akşam 6 sıralarında Eyüp’te Gazi Mahallesi minibüslerine binmek üzere karşıya geçiyordum. Karşıda minibüs duraklarının yanında bir otopark var. Kalabalık bir kadın grubunun orada olduğunu gördüm ve ne olduğunu anlamak için oraya yöneldim. Suriyeli kadınlar ve kucaklarında çocukları vardı. Sözüm ona bir hayırsever yardımda bulunuyordu.
Korkunç bir izdiham vardı. O izdihamda bir şeyler almaya çalışan kadınlar için durum çok üzücüydü, yardımların dağıtılma biçimi de kadınlar açısından onur kırcıydı. Minübüse bindiğimde arabanın büyük bölümünü mülteci kadınlar doldurmuştu. Sözde hayırseverin dağıttığı erzakları alabilen kadınlar minübüste yerlerini akmıştı. Minübüs yolcularını beklerken hemen bitişiğindeki izdihama kayıtsız kalamıyordu insan.
Durakta yardımı dağıtmak üzere görevlendirilmiş erkek, kadınları sürekli azarlıyordu: Siz demin de aldınız boşaltın”...
Minibüsün basamaklarına indim bir fotoğraf almak istedim. Kaldırımda genç mülteci kadın kucağında çocuğuyla oldukça tedirgin ve kızgın sesiyle bana Arapça bir şeyler anlatıyor, eliyle telefonumu işaret ediyordu. Anlamak ne mümkün! Ordaki görevlilere seslenerek izdihamı gösterip bir de bana “Fotoğraf, fotoğraf” diye seslendi. Fotoğraf çekememiştim. Minibüs şoförü, “Burası her gün böyle, genelde para dağıtıyorlar bugün ilk defa erzak dağıtıldığını gördüm” dedi ve devam etti: “Nefret ediyorum, bizim Kürtler olsa vermezlerdi bunlar Araplar...”
Araç hareket ettiğinde dikkatimi çekti, mülteci kadınların pek çoğu, Alibeyköy, Silahtar ve Sultangazi’de oturuyordu. Ama nasıl haberleri oluyordu? Şoför biriyle konuşurken şunu söyledi: “Burası her gün böyle. Özellikle cumartesi yere iğne atsan düşmez. Öyle bir izdiham.”
Belki birileri vicdanlarını rahatlatmak adına böyle bir yardım yapıyordu ancak, bir kadın olarak benim gözlediğim o kadınların hissettikleri utançtı. İnsanların yapılan muamale övünülecek değil, utanılacak bir durumdu. Oysaki bu memlekette yaşayan tüm insanlar için iş imkanı sağlansa, halklar arasında düşmanlık körüklenmese böyle manzaralarla da, böyle nefret söylemleriyle de karşılaşılmazdı.
İlgili haberler
Türkiye’de mülteci kadınların durumu
Dünya Mülteciler Günü’nde kadın mültecilerin durumunu sosyolog Nilüfer Körükmez ve Suriyeli mülteci...
Türkiye'de mülteci kadın olmak
Ülkelerindeki savaş başta olmak üzere insanlık dışı yaşam koşulları yüzünden göç yollarına düşen mül...
Mülteci kadınlar seslerini yükseltiyor
Mülteci bir kadın: ‘Beni çok taciz ettiler. Kaçakçılardan biri çok ısrarcıydı. Bana ‘Kızını bana ver...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.