“Sen mi? Yapamazsın, otur oturduğun yerde. Bu yaşta mı? Hep kaybettin, çok hata yaptın, başarısızsın, güldürme kendine, icat çıkarma. Zor, imkansız, böyle gelmiş, böyle gider.” Tıpkı sivri sinek gibi sokan, acıtan, aşağı çeken, iyiyi içselleştiremeyen, kötüyü kutsayan, karamsarlık yayan bu sesleri siz de duyuyor musunuz? Görmezler okyanustaki dalgayı, etrafı saran köpekbalıklarının saldırganlığını, güzel görünümlü balinaların bile kötülükle ittifak kurduğunu, başarı aleyhine kenetlendiğini. Değil su taşımak değirmenine, seni eteklerinden aşağıya, içinde debelendikleri çukura çekmeye çalışırlar. Yarını görenler, ne istediğini bilenler, kör döngünün dışına çıkanlar, kendi öz gücüne güvenenler köpek balıklarına rağmen başarıya inananlardır.

Ernest Hemingway’a Nobel ödülü kazandıran Yaşlı Adam ve Deniz kitabıyla yolculuğumuz dipsiz okyanusların derinliklerine. İradenin, sabrın, başarının, umudun sırlarını çözmeye; yenilgilerimiz, yapamadıklarımız, başarısızlıklarımız hakkında düşünmeye. Yalnızlıklarımız ve aslında hiçbir yerde yalnız kalamadıklarımızla, yolculuk mu, yoksa sonuç mu ikileminde, küçük bir kayığın içinde kendimizle ve çevremizdekilerle hesaplaşmaya. Yol arkadaşımız seksen dört gündür tek bir balık avlayamayan Kübalı yaşlı balıkçı Santiago. Çevresindeki küçümsemelere aldırmayan, kendine olan inancını kaybetmeyen Santiago umudun peşinde. Yakın dostları, tüm balıkçı arkadaşları denizin belirlenen alanında avlanırken Santiago sınırları aşar, okyanusa açılır. Onun kaybedecek hiçbir şeyi yoktur, yaşam ise sürprizlerle doludur. Başarı onu bekler, şimdiye kadar hiç görmediği kadar büyük kılıç balığı özelinde; onun bu başarısını gölgelemek isteyen köpek balıkları da hemen arkasında. Hangisi galip gelir acaba?

Ernest Hemingway, Yaşlı Adam ve Deniz’de umut, sabır, başarı, mücadele, emek, yalnızlık temalarını işler. Bireyin yaşamdaki duruşunun felsefesini akıcı, sade bir dille anlatır. Deniz, kılıçbalığı ve köpek balığı metaforlarıyla yaşamı, istikrarı, emeği, mücadeleyi, tekdüzeliği ve başarı karşısındaki direnci anlatır. Kitap bittiğinde okuyucu kendi ellerine bakar, misinanın kestiği yara izlerini arar. Umut hep var, mücadeleye devam der, teslimiyet ve pes etme sözcüklerini literatüründen siler…