Okurumuzun sorusu:
Merhaba. Ben Google’da davam için araştırma yaparken buldum sizi. İşverenim sırf “haklarımı biliyorum” dediğim için kendince kendini garantiye alarak iftira ile işime sorgusuz sualsiz son verdi. Ve yılımın dolmasına iki gün kala işime son verdi ki kıdem tazminatı alamayayım. Şimdi bu durumda nasıl bir yol izleyebilirim? Yardımcı olursanız çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler.Öncelikle şunu belirtelim. Bir işçinin “haklarımı biliyorum” demesi, işten çıkarılması için geçerli ya da haklı bir neden teşkil etmez. Bir işçinin sırf haklarını bildiğini söylemesi ya da haklarını araması, işçinin tazminatlı ya da tazminatsız işten çıkarılmasına gerekçe olamaz. Hele de okurumuz gibi hamile bir kadın işçinin, hamilelik ile ilgili haklarının peşine düşmesi, asla işten çıkarmaya gerekçe gösterilemez.
Okurumuz işverenin kendisine gönderdiği iş akdi fesih bildirimini de bizimle paylaştı. İşveren (muhtemelen hukuki destek de alarak) fesih bildiriminde birçok gerekçe göstererek ve İş Yasası’nın 25. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak “haklı nedenle derhal fesih” yapmış. Okurumuzun iş arkadaşlarını da şahit göstererek, okurumuzun işini yapmadığını, görev yerini izinsiz terk ettiğini, işlerini yarım bırakarak başka bir işyerinde çalıştığını iddia etmiş.
Yani işveren okurumuzun da belirttiği gibi kendini garantiye almak için tutanaklara da dayanan bir dizi gerekçe göstermiş.
Peki, bu noktada okurumuz ne yapabilir? Okurumuzun çalıştığı işyerinde 30’dan fazla işçi çalıştığı anlaşılıyor. Okurumuz, 30’dan fazla işçi çalıştırılan bir işyerinde, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 6 aydan fazla süredir çalıştığı için iş güvencesi kapsamında ve işe iade için yasal yollara başvurma hakkına sahip.
Dolayısıyla okurumuz, iş akdi fesih bildiriminin kendine tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde arabulucuya başvurarak işe iadesini talep edebilir. Arabulucuda anlaşma sağlanamadığı takdirde, son arabuluculuk tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren z 2 hafta içinde işe iade davası açabilir. Bu durumda son sözü mahkeme söyler.
Eğer dava sonunda işe iade kesinleşirse, daha önceki bir YANITIMIZDA detayları ile anlattığımız üzere işveren ister işbaşı yaptırsın ister yaptırmasın, dava sürecindeki 4 aylık süre okurumuzun kıdem süresine eklenir, böylece okurumuz kıdem tazminatına hak kazanmak için gereken 1 yılını doldurmuş olur. Okurumuzun başvurusuna rağmen işveren işe başlatmazsa, okurumuz a) 4 ila 8 ay arası mahkemenin belirleyeceği iş güvencesi tazminatı ve b) 4 aylık boşta geçen süreye ilişkin ücretini alır; okurumuz bu durumda ayrıca c) kıdem tazminatı, d) ihbar tazminatı ve e) yıllık izin ücretine hak kazanır.
Ancak şunun altını çizelim. İşveren yasaya uygun bir fesih bildirimi yapmış, tutanak tutmuş, önceden ihtarname göndermiş ve işverenin şahitleri var. Dolayısıyla dava sürecinde işverenin eli güçlü görünüyor. Bu nedenle okurumuz en kısa sürede bir avukat ile görüşerek, hukuksal destek almalı. Avukatı ile birlikte; işverenin hamilelik nedeniyle ve okurumuzun kıdem tazminatına hak kazanmasını engellemek için işten çıkardığını ispatlayabilecek tüm delilleri toplamalı, mümkünse şahit bulmalı, işverenin gerekçelerinin gerçeği yansıtmadığını gösterebilecek dayanakları hazırlamalı.
Bu davanın kesinlikle okurumuzun lehine sonuçlanacağını söylemek çok güç. Son sözü mahkeme söyleyecek. Ancak eğer okurumuz hakkını aramak istiyorsa, en isabetli yol işe iadeyi denemek.
İlgili haberler
Kıdem tazminatından olmamak için bunlara dikkat ed...
İş Yasası’nın 25. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve b...
Hakkını isteyen kadın işçi işten atıldı
Kanatçı Haydar’da çalışan Günay Kılıç haklarını istediği için yöneticilerle tartıştı, darbedildi, ta...
1 yıla 15 gün kala çıkarılan işçi tazminat alabili...
11 ay 15 günü olan, hem de analık iznindeyken işten çıkarılan kadın işçi, işe iade davası açıp kazan...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.