İşçi, patron ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2019’da geçerli olacak ve 10 milyon çalışanı doğrudan ilgilendiren asgari ücreti net 2 bin 20 lira olarak belirledi. Açlık sınırının 1948 lira, yoksulluk sınırının 6 bin 328 lira olduğu ülkemizde, belirlenen ücret, emekçilerin taleplerini yine karşılamadı. İstanbul Esenyurt, Tuzla, İzmir ve Çorlu’dan kadın işçiler belirlenen asgari ücret oranıyla ilgili düşüncelerini Ekmek ve Gül ile paylaştı. Bu rakamı kabul etmediklerini ve taleplerini karşılamadığını söyleyen kadınlar, “Sadaka değil emeğimizin karşılığını istiyoruz” dedi.

EMEKÇİLERİN DEĞİL PATRONLARIN YÜZÜ GÜLDÜ

Esenyurt’tan bir kadın işçi “Gece mesaisinden yorgun argın çıktık. birçok işçi gibi ben de asgari ücretin açıklanmasını bekledim. Bir umut ya işte bizimkisi... İnsanca yaşanabilir bir düzeyde, emeğimizin karşılığını beklediğimiz süreçte, asgari ücret 2020 lira olarak açıklandı, hem de oy birliğiyle... Kendince esip gürleyen muhalefet, asıp kesen patroncu sendikalar asıl şimdi nerede, şimdi ne yapacaklar? Gecesini gündüzüne katan,yaşamaya vakti olmayan, kriz bahanesinin yükünü sırtlamış, çocuklarının karşısında yüzü yere eğilen emekçilerin hakkı bu mudur? Eminim ‘Ya Rabbi şükür’ diyenleri de duyacağız ama üstümüze atılan zamlar hala yükümüz. Bu ücretle değişen hiçbir şey yok. Biz emekçilerin yüzü değil şu an patronların yüzü gülüyor. Sadaka değil emeğimizin karşılığını istiyoruz" dedi.

‘BU ZAMMIN BANA HİÇ BİR FAYDASI YOK’

Tuzla’dan bir metal işçisi kadın da “Hepimize hayırlı olsun demeyi çok isterdim ama diyemiyorum. Neden mi? 5 kişilik bir aileyiz ve bir tek ben çalışıyorum, eşim hasta çalışamıyor. Ben zaten borçla harçla ayı 3 bin 500 TL borca girerek tamamlıyordum. Yani 2000 bin liranın bana hiç bir faydası yok” diyerek zammın ihtiyaçlarını karşılayamayacağını ifade etti.
Bu rakam resmen bizimle dalga geçmektir. Zaten krizi bahane ederek sürekli maaşlar geç ödüyorlar. Bu gidişle çocuklarımızı bile okula gönderemeyeceğiz.

‘DOKTORUN YAZDIĞI İLACI ALAMIYORUZ’

Çorlu’da Plaspak’ta çalışan bir kadın işçi de “Bu ay 250 lira doğalgaz, 115 lira elektrik, 85 lira su parası geldi. Okula giden oğlumu bu soğuklarda servise bile veremiyorum. Servis bile 250 lira istiyor. Dün hastalanan oğlumu doktora götürdüm. Doktorun yazdığı ilacın birini devlet ödemiyormuş. Onu bile alamadım” diyerek belirlenen asgari ücretin yaşamlarındaki masrafları karşılamakta yetersiz olduğunu söyledi.

‘BU RAKAMLARI KABUL ETMİYORUZ’
İzmir’de özel bir bankada temizlik görevlisi olarak çalışan Aygül ise “Günde 2 saat bir özel bankada temizliğe gidiyorum. Aldığım ücret aylık 500 TL. Eşim çalışıyor ve evimiz kendimize ait ama yine de zor geçiniyoruz. Kirada oturan bir insan 1000 lira kira verse 1000 lirayla geçinmek olur mu? Öğrenci okutanı var, borcu olan var, her şey çok pahalı… Bir arkadaşım var, kirada oturuyor ve çocuk okutuyor, doğru dürüst pazara gidemiyor. Yok çünkü… 2 bin 20 lirayla ne yapabiliriz soruyoruz. Zamlar geri çekilmiş olsa neyse bu halde çok zor. Kabul etmiyoruz bu rakamları. Tek adam iktidarı baştan gitmediği sürece sefil yaşama devam anlaşılan...” diyor.

‘20 TL BİR BUÇUK LİRADAN KAÇ SİMİT EDİYOR’
Ege Üniversitesinde çalışan bir işçi de yeni asgari ücreti şöyle yorumladı: “Neyin asgari ücreti. Kuş gibi para… Kaşıkla verdiler, 2 ay sonra kepçeyle alırlar. Erir gider. Çok sinirliyim. Açlık sınırının üzerinde diye açıklama yapıyorlar. Bizim açlığımızı 20 TL mi kurtarıyor? 2o TL Bir buçuk liradan kaç simit ediyor?”
Bir başka Ege Üniversitesinde çalışan işçi kadın da “bu asgari ücret yetmez” diyor, “Geçmişte de yetmiyordu şimdi de yetmeyecek. Sonuçta enflasyon rakamları ortada, her şeye zam yapılmış. Yeterli bir rakam değil. Nasıl yetsin, bu parayla bir aile geçinebilir mi? İkinci bir işe gitmeden, gece çalışmadan şuan bile geçinemiyoruz. Kart borçluları çoğaldı diyorlar, insanları sömürmek için, tüketime teşvik etmek için istemeden kredi kartı veriyorlar işin bu yanı bir tarafa herkesin cebinde iki üç tane kredi kartı, birinden alıp öbürüne yatırıyor öyle döndürmeye çalışıyor ekonomisini”

‘İŞ VE İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET İSTİYORUZ’
BORKAD üyesi işsiz bir kadın olan Münevver de masrafları sıralıyor: “1200 lira ev kirası, geçen ay 320 TL elektrik faturası geldi, 80 TL su faturası, çocuk okutuyoruz. Çocukların ihtiyacı oluyor, istekleri oluyor… 2 bin 20 TL yeterli olabilir mi? Geçim sıkıntısı çekiyoruz, bu aileye de yansıyor. İş arıyorum, şuraya başvurdum iş yok, oraya başvurdum iş yok.. Biz kadınlar daha çok etkileniyoruz yoksulluktan. Sonuçta evin tüm ihtiyaçlarıyla ilgilenen biziz, çarşı pazarı, çocuğun bakımı, ihtiyaçları bunları gidermek için daha çok eziliyoruz. Biraz da emekçiyi özellikle kadınları düşünsünler. Biz iş ve insanca yaşayacak ücret istiyoruz. Bu rakamlar kabul edilemez.”

‘BU PARAYLA BİR AİLE GEÇİNEBİLİR Mİ?’
Bornova Belediyesi’nde çalışan bir işçi de alım gücünün yetersizliğinden dem vuruyor, “ Açlık sınırının bir tık üstü. Şimdi açlık sınırı da yükselecek. O da yerinde kalmayacak. Asgari ücret artınca her şey artıyor. Elektrik, su, benzin, doğalgaz zaten sürekli artıyor. Bence asgari ücreti değil "alım gücünü" yükseltmek gerekiyor. En azından asgari ücretlilerden alınan vergiler alınmamalı. Türkiye'de cumhurbaşkanın maaşı asgari ücretin yaklaşık 35 katı. Adaletsizlik burada. Asgari ücret ülke ekonomisinin yani yapılan zamların da gerisinde kaldı. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için doların yükselmesi ile birlikte yapılan zamlar geri çekilmeli...

“YİNE PATRONLARIN İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA HAREKET EDİLMİŞ”
Aliağa’dan genç bir avukat da asgari ücretteki değişimi değerlendirdi, “ Bu durumda işten çıkarmalar başlayacaktır. Belli ki yine patronların isteği doğrultusunda hareket edilmiş. Açlık ve yoksulluk oranlarına göre 4 kişilik bir ailenin asgari ücretle hayatta kalabilmesi mucize. Ülkenin ekonomik olarak çöküş içinde olduğu ortada, işyerleri kapatıldı ya da işçi çıkarmaya başladı. Hal böyleyken işçiyi buna bile şükredecek duruma getirecekler maalesef. Bunu bile vermeyen veremeyen işverenler olacaktır. Büyük ölçekte düşündüğünüzde az bir meblağ ama küçük işletmelerde herhangi bir şekilde teşvik almayan işverenler, işçi çıkarmak durumunda kalacak. Kayıt dışı eleman alımı daha fazla olacaktır.”

Aliağa’da yaşayan işsiz bir kadın da asgari ücretin istenilen düzeye gelmesi için işçilerin mücadele etmesi gerektiğini belirtti, “Aslında tam karşılığı, hiç değeri olmayan işçi ücretidir asgari ücret ve bu ülkede hiç bir zaman istenilen düzeye mücadele etmedikçe gelmeyecektir. Her dönem işverene destek amacı taşıyan bu sözde zamlar, işçinin biraz daha ücret için artı mesai yapmasıyla sonuçlanacak işverenin mutluluk kaynağıdır. Kaldı ki beklentinin üzerinde zam yapılsa bile alım karşılığı olmadığı sürece bir anlamı yine olmayacak. Çünkü kaşıkla verip kepçeyle almak bu ülkede bir devlet geleneği, yaptıkları artış da yeni yıldan sonra gelecek zamlarla yine sıfırlanacak, işin ‘buna da şükür' kısmı ise artan işsizlikle birlikte asgari ücretle çalışma arasında ne yazık ki...”

İŞİ YAPAN BİZ HAKKINI ALAMAYAN YİNE BİZ
Özel sektörde çalışan bir işçi de “Devlet ne yapmaya çalışıyor, bu işçilerden ne istiyorlar. Bütün işleri yapan biz hakkını alamayan yine biz yazıklar olsun devletimize. Onların umurumu sen aç kalmışsın, kira vermişsin, çocuğun okula mı gidiyor, faturan mı ödenmiyor. Verdikleri asgari ücret onların sadece bir faturası. Hakkımı helal etmiyorum. 4 tane büyük tüp parası, ocakta ne pişirsem diye düşünüyorum. Çok güzel Allah devlete zeval vermesin” diyerek yapılan zamma tepki gösterdi.