Yargıtay ve AYM'den İstanbul Sözleşmesi'ne atıfa imtina
Kadın Koalisyonu Av. Oya Aydın'ın araştırması sonucu "İstanbul Sözleşmesi: Yürürlüğe Dair Rehber ve Türkiye Uygulaması" raporu yayımladı.

Kadın Koalisyonu Av. Oya Aydın'ın araştırması sonucu "İstanbul Sözleşmesi: Yürürlüğe Dair Rehber ve Türkiye Uygulaması" raporunu yayımladı. Rehber, “AİHM kararlarından örneklerle, İstanbul Sözleşmesi’nin halen iç hukukun bir parçası olduğunu, bu nedenle hak savunucularının bu iddiayı dilekçeleri ile tüm adli ve idari makamların önüne taşımalarına katkıda bulunmayı” hedefliyor.

Yapılan çalışma kapsamında, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği tarihten 31 Ocak 2024’e kadar Yargıtay’ın 99 kararı, Anayasa Mahkemesi’nin 4 kararı İstanbul Sözleşmesi, 6284 Sayılı Yasa ile verilen 105 karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İstanbul Sözleşmesi ile ilgili 2 Büyük Daire kararı, 73 daire kararı inceleniyor. Raporda, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Sözleşmesi’nin yani  İstanbul Sözleşmesi’nin uygulamada olduğu 10 yıl boyunca özellikle  yüksek mahkemelerin ve Anayasa Mahkemesinin İstanbul Sözleşmesi’ni kullanma konusunda oldukça çekimser olduğuna dikkat çekiliyor.

YETERLİ Mİ?
“Sözleşme yerine bizim zaten yeterli bir yasamız var” söyleminin özellikle Türkiye İstanbul Sözleşnesinden çekildikten sonra iktidar sözcüleri tarafından çok dile getiriliyor. Hazırlanan raporda İstanbul Sözleşmesi’nin iç hukukta uygulanmasını sağlamak üzere kabul edilen 6284 syaılı Yasa’nın hükümetin iddia ettiği gibi İstanbul Sözleşmesi’nin tüm gerekliliklerini sağlamaktan uzak olduğu ifade ediliyor. Neden?
-İstanbul Sözleşmesi, kadın-erkek eşitliği sağlanmaksızın kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin ortadan kaldırılmasının imkânsız olduğuna işaret ederek bütüncül politikaların önemine vurgu yapar ve eşitlik politikalarının oluşturulmasını hedefler.
*Henüz yasalaşma sürecinde, Adalet Komisyonu raporunda vurgulanan eşitsizliğin toplumsal cinsiyet temelinde ele alınması önerisi yasada yer almıyor.  6284 sayılı Yasada aile vurgusu ağırlıklıdır ve Yasa, somut ve olay bazlı şiddetten korunma hedefine göre hazırlanmıştır. Toplumsal cinsiyet rollerine dair kalıpların ortadan kaldırılması için eğitim, medya ve özel sektörü de kapsayan kapsamlı ve bütüncül politikalar geliştirilmesi hedefi yasada yer almamaktadır.
12 YILDA DOĞRUDAN ATIF YAPAN 8 AYM KARARI

Rapora göre Anayasa Mahkemesi’nin on iki yıllık bir süreçte İstanbul Sözleşmesi’ne doğrudan atıf yapılan toplam 8 kararı bulunuyor. Bu kararlardan ikisinde mahkeme, İstanbul Sözleşmesi’ne doğrudan atıf yaparak Sözleşme’nin ilgili hükümlerini uluslararası hukuk bağlamında dayanak göstererek ihlal kararı vermiştir; üç kararda ise “İlgili Hukuk” başlığı altında “İstanbul Sözleşmesi” ibaresini kullanmaksızın Sözleşme’nin tam adını sadece zikretmekle yetiniyor.

Diğer üç karardan ikisinde, cinsiyet kimliği temelli ayırımcılıkla bağlantılı olarak Sözleşme, bir üyenin ek gerekçesinde iptal kararına dayanak gösteriliyor, bir diğer cinsel yönelim nedeniyle meslekten ihraç konulu başvuru dosyasında ise ret kararına karşı oy yazısında İstanbul Sözleşmesi’ne atıf yapılıyor.

AYM Kararlar Bankasında “İstanbul Sözleşmesi” diye yapılan taramada altı karar görünürken, 6284 sayılı yasa taraması yapıldığında 105 kararla karşılaşıldığına raporda dikkat çekiliyor. Ancak bu kararlarda yasanın 1. Maddesine açık gönderme yapmayıp, İstanbul Sözleşmesi’ne değinmemesi AYM’nin sözleşme konusundaki çekimserliğine bir işaret olarak kabul edilebileceği raporda ifade ediliyor.

YARGITAY KARARLARINDA SÖZLEŞME TEKLİK BİR TARTIŞMAYA SIKIŞTIRILIYOR

Yargıtay’ın İstanbul Sözleşmesine atıf yapan 98 dosya da ceza dosyası. Bunun dışında mülkiyet hakkı, eğitim, miras hakkı, sosyal yardım hakkı ve benzeri konularda herhangi bir başvuru veya atıf yer almıyor. İncelenen doksan sekiz kararın tamamı, ev içi şiddet, cinsel istismar ve kadın katliamı gibi ceza dosyalarında Yargıtay’ın ilgili dairelerince Şubat 2019 - Mayıs 2019 tarihi arasında belirli bir süre boyunca verilen kararlardan oluşuyor. Bu kararların tamamında İstanbul Sözleşmesi’ne yapılan atıfların sadece dosyanın ilgili bakanlığa ihbarının gerekip gerekmediği tartışması ile sınırlı olduğuna dikkat çekiliyor:

“Söz konusu kararlarda Sözleşme, kadınların lehine değil, bir bakıma aleyhlerine sonuç yaratacak şekilde ve matbu bir alıntıyla kullanılmıştır. İstanbul Sözleşmesi ile 6284 sayılı yasa bağlantılandırılarak mevcut ceza dosyasının ilgili bakanlığa ihbar edilmesine dair düzenleme, öyle olmadığı halde zorunlu bir usul kuralı gibi algılanarak bu kurala aykırılık gerekçesiyle bozma kararları verilmiştir. Söz konusu bozma kararları ile mahkûmiyet hükmü ortadan kalktığından süreç, ne yazık ki birçok şiddet faili erkeğin tahliyesi ile sonuçlanmıştır. Böyle bir zorunluğun olmadığına dair görüşler nedeniyle verilen farklı içtihatlar arasındaki çatışmanın giderilmesi amacıyla Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’na yapılan başvuru sonrasında, 13.12.2019 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı ile, İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde yorumlanan 6284 sayılı kanunun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak açılan ceza davalarında kovuşturma evresinde mahkemece, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın davadan haberdar edilmesinin zorunlu olmadığı kesin olarak çözümlenmiştir.”

Raporun tamamını okumak için TIKLAYIN

İlgili haberler
İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz çünkü...

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedildiği açıklanan İstanbul Sözleşmesi nedir? Kadın...

Mevzu sadece İstanbul Sözleşmesi değil!

Sevda Karaca yazdı: Kadınların evde, işte, sokakta korkmadan yaşama, çalışma, yürüme hakkı olmasın i...

‘Şiddete karşı örgütlen, 6284’ü uygulat!’

'Örgütlerimiz ne kadar güçlenirse biz de o kadar elle sarılabiliriz kazanımlara. Hak gasplarını anca...