Uludağ Üniversitesinde okuyan Edanur adındaki öğrenci geçtiğimiz günlerde Twitter üzerinden emlakçılar tarafından nasıl dolandırıldığını anlattı. Kısa sürede binlerce kişiye ulaşan tweetler sayesinde birçok öğrenci kendi mağduriyetlerini dile getirdi. 

Ulaştığımız Edanur olayı şöyle anlattı; “Kasım 2019’da emlakçıdan evi tuttuk. Eve yerleştikten 15 gün sonra ev sahibinin değiştiğini ve kiraya elli lira zam yaptıklarını söylediler. Başka bir eve geçmek bizi zorlayacağı için zammı kabul ettik ve ocak ayından itibaren zamlı ödemeye başladık. Şubat ayında kirayı elden vermeye gittiğimizde, görevli bizim dosyamızı getirdi. O sırada zammı kabul ettiğimizi fakat bir daha ev sahibi değişmesi durumunda tekrar zam istemediğimizi söyledik. Görevli dosyamıza bakarak ev sahibimizin değişmediğini ağzından kaçırdı. Biz de tapuyu görmek istedik fakat tapuyu göstermediler. Geri kalan aylarda ödediğimiz zam miktarını kiradan düşürerek ödeme yapmaya devam ettik. Bunun üzere emlakçı bizi arayarak “Ya saat 5’e kadar parayı gönderin ya da evinize adam gönderiyorum, eşyalarınızı sokaktan toplarsınız” dedi.

‘OLAYI TWİTTER’DAN DUYURDUĞUM İÇİN ŞİKAYETÇİ OLDULAR’

Pandeminin başı olduğu için ev arkadaşım ve ben Bursa’da değildik diyen Edanur; “Tehditler yüzünden ev arkadaşım Bursa’ya gelip evin kilidini değiştirdi ve tutanak tutarak geri döndü. Haziran ayına kadar kiramızı eksiksiz bir şekilde ödeyip evden çıktık. Bu sırada emlak ofisinden biri gelerek eşyaların tam olup olmadığına baktı ve herhangi bir problem görmedi. Fakat emlakçı evden erken çıkmamızı bahane ederek bizi icraya verdiğini söyledi. Sonrasında aslında eşya teminat senedi diyerek imzalattıkları arkası boş senedi icraya verdiklerini öğrendik. Böylece temmuz ayının ortasında icra takibine dair tebliğ geldi ve biz de itiraz ettik fakat itirazın iptalini talep ettiler. Bunun ardından duruşma tarihi verildi.” Bütün bu yaşadıklarını Twitter’da paylaşan Edanur’a tweetleri yüzünden de şikayetçi olunmuş ve ifadesi istenmiş. Kendisine ulaşan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun kadın öğrenciler olduğunu söyleyen Edanur kendisi gibi diğerlerinin de davalık olduğunu ve birçoğunun korktukları için icrayı ödediklerini dile getirdi.

40 bine yakın öğrencinin yaşadığı Görükle’de her yerde pıtrak gibi açılan kafe ve barlar, alışveriş merkezleri öğrencilerin uğrak yerleri. Ulaşım, barınma gibi ihtiyaçlarını ve geçimlerini ailelerinin gönderdiği para ile karşılayamayan pek çok öğrenci, Görükle’deki bu kafe ve barlarda çalışıyor. Özellikle de üniversiteli kadınların çalıştığı bu yerler, emek sömürüsünün, tacizin, her tür istismarın ayyuka çıktığı yerler olarak anılıyor.
 Öğrencilerin “kapalı bir kutu”, “insanı içine çeken bir çukur” olarak nitelendirdiği, tacizin neredeyse doğallaştığı Görükle’de bir kadın olarak yaşamanın nasıl olduğunu Uludağ Üniversitesi öğrencileri Sennur Unay ve Funda Sancarbarlaz Ekmek ve Gül’e anlatmıştı. Okumak için TIKLAYIN. 

‘ÖĞRENCİLERİ SÖMÜRÜYORLAR’

Bütün kartlarına bloke gelen, öğrenim kredisi kesilen ve icra takibi olduğu için herhangi bir kart çıkartamayan Edanur çalışmak zorunda kaldığını fakat dersleri yüzünden az çalıştığını ve maddi olarak çok fazla yıprandığını belirtti. Ailesinin kendisine para gönderemediğini ve yalnızca arkadaşları üzerinden ailesinin gönderdiği paraya ulaşabildiğini söyledi. İcra takibi yüzünden borcunun 11 bine yaklaştığını söyleyen Edanur üniversite okuyan bir öğrenci ve çocuklarını okutmaya çalışan bir aile için bu durumun çok zor olduğunu söylüyor. Bursa’nın öğrenci yerleşkesi olarak geçen Görükle’de çalışanların ve yaşayanların neredeyse tamamının öğrenci olduğunu belirten Edanur, “Dolayısıyla esnaf ve emlakçıların müşterileri öğrenciler. Ama izledikleri yol tamamen öğrencileri sömürmek üzerine. Bu durum öğrencileri maddi ve manevi bir yükün altına sokuyor. Bundan dolayı davanın peşini bırakmayacağım” dedi.