Ankara’nın Mamak ilçesi Tuzluçayır semtinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için bir araya gelen kadınlar, eşitlik, bağımsızlık, haksızlıkların ortadan kalkması, daha iyi bir yaşam ve çalışmak koşulları için mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Kadınlar “Cinayete, istismara ve şiddete karşı susmayacağız’ derken tüm Ankaralı kadınları 4 Mart Ankara mitinginde alanlarda olmaya çağırdılar.

Kızkardeşim Kadın Dayanışma Derneği, Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği ve köy derneklerinin çağrısıyla yapılan yürüyüş ve şenliğe çok sayıda sendika ve Alevi dernekleri de destek verdi. Tekmezar Parkı’nda toplanan kadınlar 8 Mart açıklaması yaptı. Kadın dernekleri ve köy dernekleri adına konuşan Tuzluçayır Kadın Dayanışma Derneği üyesi Songül Özer, 8 Mart tarihini anlatarak “1857’de 40 bin dokuma işçisi kadının daha iyi koşullarda çalışmak ve yaşamak için greve çıktılar. İşyerinde çıkan yangından kaçmaya çalışan kadın işçiler, fabrika çevresine kurulan barikatları aşamayıp hayatlarını kaybettiler” dedi.

CİNAYET, İSTİSMAR, ŞİDDET HER YERDE

Bugün Türkiye’de sadece ocak ayında 27 kadının öldürüldüğünü belirten Özer, kadın cinayetlerine dur denirken çocuklara da dokunulmaya başlandığını söyledi. “Din adamlarının, bakanların açıklamalarından sonra gün geçmiyor ki çocuk istismarı haberi duymayalım” diyen Özer, konuşmasına şöyle devam etti: “Mahallemizde yaşanan çocuk istismarı vakasından da anlaşılıyor ki cinayet, şiddet, istismar her yerde. Gericilik arttıkça bu vakalar artmıştır. Kadınlar işsizlik ve yoksullukla da mücadele etmektedir. Çalışan kadınlar eşitsiz ve düşük ücretlerle çalışmaktadır. Ücretsiz kreşler olmadığı için çalışan kadınlar ev işi, çocuk bakımı hizmetlerini de kendileri yapıyor. Çalışmayan kadınlar ‘nereden kıssam da nereye para yetiştirsem, çocukların karnını nasıl doyursam’ diye düşünüyor.”

YILMIYORUZ, SUSMUYORUZ

Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde eşitlik, özgürlük, haksızlıkların ortadan kalkması, daha iyi bir yaşam ve çalışmak koşulları için mücadeleye devam edeceklerini ifade eden Özer, “Biz kadınlar tüm bunlara karşın yılmıyoruz, susmuyoruz, her yerde bir araya geliyoruz. Köy derneklerinde, kadın derneklerinde el ele veriyoruz. Sokaklarda bir araya geliyoruz. Mahallemizdeki istismarcıyı nasıl yakalattıysak daha çok şey başaracağımıza inanıyoruz. Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması!” dedi. Kadınlar açıklamanın ardından Alyans Düğün Salonu’nda 8 Mart şenliği düzenledi. Şenliğe yüzlerce kadın katıldı.

ENGELLİ KADINLAR SORUNLARINA DİKKAT ÇEKTİ
İzmir Engelli Kadınlar Birliği Konak Meydanı’nda bir araya gelerek 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi hem kadın hem de engelli olduğu için cinsel fiziksel istismara, şiddete maruz kalan toplumsal yaşama katılımda, temel hak ve özgürlüklere ulaşmakta zorlananlar kadınlarla ilgili basın açıklaması yaptı.
Basın metnini okuyan Emel Gölge, “Ülkemizde engelli kadınların ve kız çocuklarının insan hakları temelinde toplumun diğer bireyleriyle eşit olarak Toplumsal yaşama tam ve etkili katılımlarını sağlayan birçok yasal düzenlemeler bulunmaktadır. Fakat ne yazık ki; bu düzenlemelerin uygulamaya geçirilmemesi nedeniyle bizler, bir çok hak kayıplarına uğramakta hatta evimizden dışarıya bile çıkamamaktayız” dedi.
KADINLAR İSTİHDAMA KATILMALI
Engelli kadın ve kız çocukların, okur yazarlık ve okula gitme oranları oldukça düşük durumda olduğunu da aktaran Gölge, şöyle devam etti: “Kızlarının hayatta çok az imkânı olacağını düşünen ebeveynler de onları okula göndermek istememektedirler. 2010 yılında yapılan engellilerin Sorun ve Beklentileri Araştırmasına göre; engelli kadınların yüzde 54.9’u okuryazar değildir. TÜİK istatistiklerine göre de: okuma yazma bilmeyen engelli kadınlar ile engelli erkekler arasındaki oransal fark yüzde 25 olarak hesaplanmaktadır. Birleşmiş Milletler’e göre dünyadaki engelli kadınların sadece dörtte biri iş gücüne dâhildir. İş bulma ihtimalleri engelli erkeklerinkinin yarısı kadardır.”
Engelli kadın özelinde erişilmiş herhangi bir istihdam kotası bulunmadığına da dikkat çeken Gölge "Bu da engelli kadınları istihdam konusunda dezavantajlı konuma sokmaktadır. Hiç bir geliri olmayan Engellilere tanınan ekonomik haklarda aile içinde kişi başına düşen gelir kriteri esas alındığından ekonomik yönden engelli kadınlar eşlerinin, babalarının eline bakmaya mecbur tutulmaktadır. Engelli kadınların Siyasete ve Karar Mekanizmalarına Katılımı da oldukça düşük oranlardadır.”