24 Haziran seçimlerine katılacak 7 partinin adayları belli oldu. Hiçbir parti yüzde 50’lik kadın aday oranına yaklaşamağı aday listesinde (HDP yüzde 36.7, Vatan Partisi yüzde 25, İyi Parti yüzde 25, AKP yüzde 21, CHP yüzde 22.8, SP yüzde 13, MHP 11.5) 7 partinin adaylarının yalnızca yüzde 21.5’ini kadınlar oluşturdu.

Mecliste kadın temsilinin sadece yüzde 21 buçukluk bir dilimle yer bulmasına tepki gösteren Sosyal Dayanışma Aşı (SODA) durumu eleştiren bir açıklama yaptı. “Küresel Cinsiyet Uçurumu’nda 144 ülke arasında 131. sırada yer alan Türkiye’nin daha alt sıralara inmek için “büyük” bir atak daha” denilen açıklamanın tamamı ise şöyle:

Kadın adayların yalnızca yüzde 5.4’ü “ilk sıralara” konuldu. HDP, 7 parti arasında “eşitliğe en çok yaklaşan” parti oldu. CHP, tüzüğünde yer alan yüzde 33’lük cinsiyet kotasını “görmezden geldi”. İyi Parti’nin başkanının kadın olması, listenin “kadın bakış açısı” ile hazırlanmasını sağlamadı, erkek çoğunluk “istediğini” elde etti. MHP “en maço parti” ünvanını “ısrarla” korudu. AKP’de “tek adam”ın istediği oldu.
Böylece;
- 25 Haziran’da oluşacak yeni millet meclisinde yine cinsiyet eşitliği olmayacak.
- Kadınları ilgilendiren konularda “kadınları ilgilendirmeyen” yasalar dayatılacak.
- Bakanlık koltuklarında 1 ya da en çok 2 kadın oturacak, bürokrasi kadroları erkeklerle doldurulacak.
- Siyasetteki “ayrımcı, saldırgan, maço dil” sürecek, toplum “ayrışmaya” devam edecek.
- “Barış” yerine “savaş” konuşulacak, “uzlaşma” yerine “çatışma” yaşanacak, “hoşgörü” yerine “tahammülsüzlük” örnekleri sergilenecek.
- Özgür bir toplum için oluşmasını hedeflediğimiz demokratik, katılımcı, çoğulcu yapıdan uzaklaşılacak.
- Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılık ve nefret, LGBTİ’ler ve sivil toplum kuruluşlarını hedef haline getirerek, kamu güvenliğini tehlikeye atmaya devam edecek.
- Antidemokratik bir biçimde “İsteseniz de, istemeseniz de” diyerek kadının insan hakları ve yaşamsal hakları tehlikeye sokan, elinden alan yasalar dayatılmaya devam edilecek.
Siyasi partileri yönetenler, uzun yıllardır kadınları “iktidara gelmenin aracı” olarak kullanıyorlar. Seçmenlere ulaşmanın ve iletişim kurmanın en kolay ve güvenilir yolu olarak kadınları görüyorlar. Ancak iş “koltuğa” gelince, kadınların emekleri ve varlıkları görmezden geliniyor, “yok” sayılıyorlar. Kadına yönelik şiddetin farklı bir türü siyasette yaşanıyor. Kadınlar aday adayı olabiliyor ama aday olamıyorlar. Bir avuç kadın milletvekili olabiliyor ama kadınların sesini duyurmakta, onlar için gereken yasaları çıkarmakta “yetersiz” ve “etkisiz” kalıyorlar. Eşitliğin ve adaletin hakim olacağı demokratik Türkiye için, siyasette de kadına yönelik şiddet sona ermelidir. Siyaset erkeklerin iktidar alanı, kariyer basamağı değildir. Siyaset ortak yaşamı eşit koşullarda birlikte kurma becerisidir. Beceriksizlikte bir üst kura atlayan tüm siyasileri ayrıca kutluyor, ama bunun böyle devam etmeyeceğini de bir kez daha da hatırlatıyoruz.

SOSYAL DAYANIŞMA AĞI HAKKINDA
Sosyal Dayanışma Ağı (SODA) uzun yıllardır insan hakları alanında çalışan kadınlar tarafından kurulmuş, bu birikimini profesyonel birikimlerle harmanlamıştır. Kadın-erkek ayrımcılığı ve eşitsizlik, yalnızca toplumun değil, şirketlerin de kaybetmesine neden olmaktadır. Sivil toplum ve iş dünyası tecrübelerinin buluştuğu bir havuz olan SODA, kadınların, iş dünyasının her alanında ve her düzeyde, ekonomik yaşamın içinde hak ettikleri düzeyde yer alabilmelerini sağlamak amacıyla güçlenmesini hedeflemektedir.