Dün öğlenden bu yana ben dahil birçok insan “Bize sürtük dedi inanabiliyor musun?” durumundayız. Cidden kulaklarımıza inanamadık, ben inanamadım mesela.
Özellikle son on yılda çok şey gördük çok şey yaşadık. Hani başımıza gelmeyen kalmadı desek yeri. Ama bu söz bir başka geldi, çok ağır çok aşağılayıcı, kavgada söylenmez derler ya o derece yani.
Kavgada söylenmeyecek sözleri koca bir halka söyleyen bir cumhurbaşkanı var bu ülkede. Partisinin grup toplantısında, Meclis’te, kameralar önünde, canlı yayında Gezi’ye öfkesini bu sözlerle kustu. Bunlar dedi yine bunlar çürük, bunlar sürtük...
Bir yalan üzerinden dokuz yıldır devam eden aynı öyküyü anlatıp camide bira içtiler öyküsünü bu kez, bunlar sürtükler diye tamamladı. Ama tamamlanmamış olabilir, Gezi direnişi öfkesi asla geçmiyor, hâlâ dokuz yıl öncenin öfkesini koruyor, ilk günkü gibi. O nedenle demek ki seçime gidiyoruz hızla, anlaşılan daha aleni küfürler, hakaretler, aşağılamalar bekliyor bizi...
Gezi davası halka sürtük diyebilecek öfkeye dair son derece somut bir veri veriyor aslında. Hiçbir delil olmayan dosyadan suç ve suçlu yaratıp Osman Kavala ile birlikte sekiz kişiyi daha tutukladılar. Hukukun h’sinin olduğu bir ülkede o dosyadan bırakın birinin tutuklanmasını dava açılmasının bile söz konusu olmayacağını herkes biliyor.
72 yaşındaki Mücella Yapıcı dahil tam dokuz kişi iktidar ve özellikle Erdoğan istediği için cezaevindeler.
Kadınlar için söz konusu olan bir hakaret ve aşağılamanın seçilmesi ise hiç şaşırılacak bir şey değil elbette. Küfür ve hakaretlerin cinsiyetçi bünyesi, kadın bedeni ve kimliği üzerinden kurulan o dili biz kadınlar çok iyi biliriz.
Kadına yönelik şiddet dediğimiz şeyin en yaygını en çok yaşanılanıdır; küfre, hakarete maruz kalmak, aşağılanmak. Onurunuza, benliğinize saldırılır, fiziksel şiddet kadar yaralayıcıdır.
Şimdi bir Cumhurbaşkanının bunu herkese yönelttiği bir şey karşımızdaki. Yıllardır diyoruz ki siyasal iktidarın şiddet içeren, bağırıp çağıran dili, erkeklerin cesaretlenmesine yol açıyor. AKP iktidarında kadına yönelik şiddetin bu kadar artmasının en önemli nedenlerinden biridir bu.
Sürtük ve diğer hakaretler, küfürler erkeklerin diline ne kadar da kolay gelecek. Aynı durum polisten bekçiye, hakimden savcıya kadar kadınların yüz yüze geldiği ve ayrımcı muameleye hatta şiddete maruz kaldığı tüm yer ve kurumlar için de geçerli.
HDP Genel Merkezi önünde Ayşe Acar Başaran’a seni çivilerim diyen polis, Sera Kadıgil’in cep telefonunu Boğaz Köprüsü’nden denize atan karakol polisi, dün İstanbul’da bugün Ankara’da toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak isteyenlere yönelik son derece ağır şiddet. Bunlar sadece son dönemde yaşadıklarımız...
Sarf edilen söz normal değildir, alışıldık, olabilecek bir şey değildir. Daha ağır şeyler yaşıyoruz, yaşatıyorlar da karşılayamayız. Bu söz yaşadığımız tüm o ağır her şeyin önemli bir parçası, hatta bir üst noktası.
Bir ülke halkının açlık ve yoksulluğuyla dalga geçerek içki ve sigara zamlar açıklandığı, barınmadan, fatura ödemeye, market alışverişinde sağlık hizmeti almaya kadar hiçbir şeyin yolunda gitmediği bir ülkedeyiz biz. Her gün kadınlar öldürülürken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platfomu Derneğinin kapatma davasının görüldüğü bir ülke burası.
Gezi’de kaybettiklerimizin annelerinin gözyaşları kurumuş değil. Ankara Garı’nda, Suruç’ta, Diyarbakır’da, Soma’da, Aladağlarda, İzmir’de kitlesel katliamlardan, iş cinayetlerine, depremden çocukların yangında hayatını kaybetmesine uzanan acılar dört bir yanımızda.
Ama işte karşımızda eriyen, giden, yok olan bir iktidar var. Halka söyleyeceği bir şey kalmamış, hırsızlık, uğursuzluk almış başını gitmiş. Bu yüzden saldırıyorlar, bu yüzden hakaret ediyorlar.
Tek istedikleri yeniden kazanmak, yeniden ülkeyi yönetmek, yeniden, yeniden, yeniden....
Sürtük dediler ya bize, hakikaten böyle geçecekler tarihe. Meclis kürsüsünden halka sürtük diyen bir iktidar.
Hiç kimse bunu söyleyemez hiç kimse. Helalleşmek diyor ya Kılıçdaroğlu bu dille nasıl helalleşelim biz? Helalleşmek değil bize bütün ülkeye yaşatılan her şeyin hesabının sorulmasına ihtiyacımız var.
Bu hesabı ancak birlikte soracağız...
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
Kadınlar, Gezi tutukluları için cezaevi önünde: Ge...
Kadınlar, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde, Gezi tutukluları Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku v...
Onlar aklımıza hakaret ettiğinden beri işler değiş...
Eskiden sus pus olan işçilerle her fırsatta kıdem tazminatını konuşuyoruz. Bir an önce harekete geçi...
‘Onurlu, ahlaklı kadın bir sene beklemez’ diyen Öz...
Çıplak arama iddialarına ‘Onurlu, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bu kurgusal bir harekettir’ diye...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.