Davayı takip etmek için tüm kadınlara çağrı yapan inisiyatif, yargılananın 'kadın özgürlük mücadelesinin tüm kazanımları' olduğunu ifade ediyor. "OHAL ve KHK'lar kadınlar için ne anlama geliyor?" sorusuna ise şöyle yanıt veriyorlar:
Bir belediyenin kadın eş başkanı, seçilmiş bir kadın vekil, bir partide siyaset yapma hakkını kullanan bir kadın, kadınların güçlenmesi için kurulmuş bir dernekte faaliyet gösteren bir kadın çalışan, çocuğunu, anadilinde eğitim veren bir okula gönderen bir kadın, erkeklerin her türlü şiddetine karşı mücadele eden bir kurumda kadınlarla dayanışan bir kadın, kadın-erkek eşitliğini çalışma yaşamına geçirmeye çalışan bir yerel yönetimin karar merciinde olan bir kadın olabilirsiniz. Çoğunluğu erkeklerden oluşan bir bakanlar kurulu toplantısından çıkan “OHAL” kararıyla bütün bu “olabildikleriniz” elinizden alınabilir. 20 Temmuz 2015’den bu yana Türkiye’de olan budur. Kayyum atanan 88 DBP’li belediyede, 44 eş başkan kadın görevden alındı, 36 eş başkan kadın tutuklandı. 50’den fazla kadın kurumu kapatıldı. Yedisi milletvekili, kadın hakları ve özgürlüğü için mücadele eden onlarca kadın gözaltında. Yüzlerce kadın “yargılanıyor”. KHK ve kayyumlar nedeniyle şiddet gören bir kadının başvuracağı kurum neredeyse hiç kalmadı. Bazı kadın örgütleri , Ensar Vakfı’na ait bir yurtta çocukların istismara uğramasını geçiştiren Aile Bakanlığı’na devredildi. Kadınlar işsiz bırakıldı, kadın alanından ilgisiz birimlere sürgün edildi, kapatılmayan kadın merkezlerine ise erkek yöneticiler atandı. Kayyum atanması sıradan bir yönetici değişikliği değil kadınlar için. Kayyum, kadınların birbirini gördüğü, dertleştiği, birlikte güçlendiği, özel alanı politikleştirdiği, şiddet, taciz ve tecavüzlere karşı birlikte mücadele etme mekanizmaları, alternatif ekonomik modelleri oluşturduğu bu yerel yönetimlere bağlı kurumları kapatarak kadınları evlere hapsetmeye çalışıyor. Kadınların kazanımlarını gasp ediyor. Bütün bu saldırının karşısında bize yine itiraz etmek, mücadelemizi ortaklaştırmak düşüyor. Hayatları hakkında söz sahibi olma mücadelesi veren tüm kadınları kayyumlara, KHK’lara, OHAL, gözaltı ve tutuklamalarıyla erkek yargıya karşı dayanışmaya çağırıyoruz. Çünkü yok edilmek istenen sadece binalar değil hayatlarımız…"
20 Haziran'da görülecek dava için yapılan çağrı ise şöyle:
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak’ın 25 Kasım’da söylediği “Kadınların nasıl yaşayacağına erkekler karar veremez” sözleri yargı konusu.
Demokratik Bölgeler Partisi Eş Başkanı Sebahat Tuncel’in “Kadın katliamlarının, kadına yönelik şiddetin sistematik hale getirildiği bir dönemde, kadınların yaşamın tüm alanlarında sesini yükseltmesine, kadın dayanışmasını güçlendirmesine her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır” sözleri de yargı konusu.
Kadın mücadelesi vermiş bütün kadınların sarf edeceği bu sözlerin iddianamelerde “suç” olarak gösterilmesinin kadınların siyaset yapma hakkına, kazanımlarına saldırı olduğunu biliyoruz.
Kadın cinayetlerinden iyi tanıdığımız erkek-yargı sistemine karşı birlikte ses çıkarmanın, yargılanan kadın yol arkadaşlarımızla dayanışmanın zamanı.
Biz susarsak, erkek-devlet konuşur.
Bu saldırılara karşı sesimizi ortaklaştırıyor, 20 Haziran’da Malatya’da görülecek duruşma için yola çıkıyoruz."
Kadınların Mücadelesi Yargılanamaz İnisiyatifi ile iletişime geçmek için [email protected] adresine mail atabilir, twitterdan @kdnlryrglnyr hesabını takip edebilirsiniz.
İlgili haberler
Ankara’da kadınlar “OHAL kaldırılsın” dedi
1 Mayıs’ta Ankara’da bir araya gelen kadınlar “1 Mayıs alanındaki coşkumuzla emeğimize de geleceğimi...
Kadınlar KHK’lara karşı direniyor
Gözaltılara, ihraçlara, KHK’lara ve Ohal’e karşı kadınların tepkisi net: Kadınlar susmayacak!
OHAL’de kadınlar yalnız bırakıldı, eve kapatıldı,...
OHAL, bir çok yönüyle tartışılmaya devam ederken kadınlar OHAL’i nasıl yaşıyor, yaşadıkları zorlukla...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.