Koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde tüm dünyada kadına yönelik psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddet ile birlikte çocuk istismarı artış yaşandı. Salgının 11 Mart tarihinde görüldüğü Türkiye’de de yapılan “Evde kal” çağrıları bir sağlık tedbirinin zorunlu haliyken, kadınlar kendilerine şiddet uygulayan erkeklerle bir arada yaşamak zorunda kaldı.
KADIN ÖRGÜTLERİ UYARDI
‘Evde kal’ önlemi ile birlikte ev içi şiddetin artacağı kaygısı yaşayan kadın örgütleri, devletin bir an önce harekete geçmesi için 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkin uygulanması çağrılarında bulundu. Bu süreçte daha çok sosyal medya üzerinden örgütlenen kadınlar, şiddetin önlenmesine yönelik politikaların etkin olarak uygulamaya konulması, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasasının uygulanması, şiddete uğrayan kadınların şiddet uygulanan mekandan -evden- ayrılma olanaklarının çoğaltılması, bu bilgilerin kadınların kolayca ulaşacağı şekilde yaygınlaştırılması, şiddet başvuru hatlarının etkin olması, ortak kullanılan şiddet hatlarının pandemi nedeniyle meşgul edilebileceği dikkate alınarak özel hatlar oluşturulması, online başvuru olanaklarının yaratılması taleplerini sık sık yineledi.
6284 SAYILI KANUN ASKIDA
Kadın örgütlerinin etkin uygulanması talebinde bulundukları 6284 sayılı kanun ise, Hakimler Savcılar Genel Kurulu tarafından 30 Mart’ta “6284 Sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerin korona virüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi gerektiği…” kararı ile askıya alındı. Bu karar, mahkemelerin evden uzaklaştırma tedbirini uygulamamasına veya tedbirlerin ihlali durumunda zorlama hapsi verilmemesine, böylece tedbirlerin etkinliğinin azaltılmasına neden olacağı endişelerine de yol açtı.
İLK 20 GÜNDE 21 KADIN KATLEDİLDİ
Kadın örgütlerinin salgının Türkiye’de görülmeye başlandığı ilk günde dile getirdikleri kaygıları Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) açıkladığı Mart ayı raporuna yansıdı. Rapora göre, Mart’ta 29 kadın katledildi. Kadınların 21’i Türkiye’de salgının görülmeye başlandığı 11 Mart ve 31 Mart tarihleri arasında yapılan “Evde kal” çağrıları döneminde katledildi. 18’i evlerinde katledilen kadınların 9’u ise şüpheli şekilde ölü bulundu.
ŞİDDET YÜZDE 27 ARTTI
Salgının ikinci ayında da kadına yönelik şiddet durmadı. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin 3-8 Nisan tarihleri arasında 28 ilde koronavirüs salgını nedeniyle uygulanan karantina sürecinde yaptığı araştırmaya göre ise, kadına yönelik şiddet yüzde 27,8 oranında arttı. Fakat 8 Nisan’da açıklama yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kadına yönelik şiddetle mücadele eden kamu kurum kuruluşları ve ilgili diğer birimlerin görevlerini kesintisiz şekilde sürdürdüğünü savunarak, yılın ilk 3 ayında kadın cinayetlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 oranında azaldığını iddia etti.
SIĞINAKLAR KADINLARI ALMADI
Şiddet faili ile aynı evde kalmak durumunda olan kadınlar, salgın süreci boyunca sığınma evlerine ulaşmada zorluk yaşadı. Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü’nde (KSGM) gerekli önlemlerin alındığı bilgisini verse de, KSGM’nin 3 Nisan tarihinde yayınladığı ek açıklamada sığınaklarda sağlık kontrolü, düzenli dezenfektasyonun yapılması gibi bilgilerin yanı sıra can güvenliği tehdidi olan kadınlar dışında sığınaklara kabul yapılmadığı belirtildi.
Mor Çatı’nın 13 Nisan ayında yayınladığı raporda da salgından kaynaklı olarak kadınlara Kovid-19 testi yapılmadan sığınaklara gidilemeyeceği, kolluk kuvvetlerinin hastanelerde kadınlara yardımcı olmadığı bilgisi yer aldı. Raporda, darp raporu olduğu halde Kovid-19 testi olmayan bir kadının sığınağa kabul edilmediği belirtildi. Ayrıca işsizlik nedeniyle maddi yardım taleplerin arttığı bir sürece girildiğini paylaşan Mor Çatı, ilgili kurumlara başvuru yapan kadınların hiçbir kurumla iletişim kuramadığını açıkladı.
FAİLLER EVLERE GÖNDERİLDİ
Kadınların sığınma evlerine ulaşmada zorluk yaşandığı böylesi bir dönemde İnfaz Kanunu değişikliği kapsamında 13 Nisan’da Meclis’ten geçen yasa ile şiddet failleri evlerine gönderildi. Bu yasa değişikliği ile "cinsel saldırı", "reşit olmayana cinsel saldırı", "cinsel taciz" suçlarından süreli hapse mahkum olanlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, dörtte üç koşullu salıverme oranı ile tekrar suç mahallerine, yani evlerine geri döndü.
ÇOCUK İSTİSMARINA AF YASASI
AKP-MHP’nin hazırladığı ortaya çıkan ama gelen tepkiler üzerine İnfaz Yasası görüşmeleri sırasında Meclis’ten geçmeyen bir diğer kanun teklifi ise, “çocuk istismar faillerine evlilik yoluyla af” getiren düzenleme oldu. Kamuoyuna yansıyan yasa değişikliği taslağı, sadece çocuklara yönelik cinsel olarak istismarda bulunan faillerle de sınırlı kalmayarak, söz konusu suçlulara yardım edenler ve azmettiriciler haklarında da infazın kaldırılması ve açılan kamu davasının düşürülmesini içeriyordu.
156 ÖRGÜTTEN ORTAK ÇAĞRI
AKP ve MHP oylarıyla kabul edilen İnfaz Yasası’nın 15 Nisan'da yürürlüğe girmesinin ardından cezaevinden tahliyeler başladı. Kadın örgütleri tahliye edilen veya izne gönderilen şiddet faillerinin mağdurlara bildirilmediği konusunda uyarırken, 156 kadın ve LGBTİ+ örgütü, İnfaz Yasasının yürürlüğe girmesinin ardından yayınladıkları ortak bildiriyle, "Devlet kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda sorumluluklarını yerine getirmeli ve acil tedbirler almalıdır" çağrısında bulundu.
TAHLİYE EDİLENLER ŞİDDETİ SÜRDÜRDÜ
Tahliyelerin ardından alınmayan önlemlerin bedelini yine kadın ve çocuklar ödedi. Evli olduğu kadını bıçaklama suçundan cezaevinde giren Müslüm Aslan, İnfaz Yasası ile tahliye olduktan sonra 9 yaşındaki kızını döverek katletti. Yasayla cezaevinden çıkan Fatih S. ise, evli olduğu kadına şiddet uygulayıp, kadının evi terk etmesi üzerine iki çocuğunu uzun namlulu silahla rehin aldı.
Sadece Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre, İnfaz Yasası’nın onaylanmasından sonra tahliyelerin ardından geçen 20 günlük sürede Alo 183 hattına 2 bin 506 başvuru yapıldı.
ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİ ARTTI
Alınmayan önlemlerle beraber devletin ihbar hatlarına ulaşamayan kadınların şüpheli ölümleri de bu süreçte arttı. 28 Nisan’da İçişleri Bakanlığı'nca, koronavirüs nedeniyle ülke genelinde tedbirlerin alındığı 11 Mart'tan bu yana kadın cinayetlerinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45'lik azalma olduğu açıklanırken, KCDP’nin Nisan ayı raporuna göre durum tam tersi. Nisan ayında 20 kadın katledildi, 20 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu kadınlardan 18’i evlerinde katledildi. Rapora göre, Nisan ayında platforma başvuran kadınların sayısı yüzde 55 oranında arttı. Başvuruda bulunan kadınların yüzde 60'ı fiziksel ve psikolojik şiddetten şikayetçi oldu.
Kaynak: MA
İlgili haberler
HSK, 6284 sayılı Yasa’nın koruma önlemlerini ‘salg...
‘6284 sayılı Yasa kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerinin sağlığının riske atılmayacak...
Mor Çatı’dan koronavirüs salgını sürecinde kadına...
Mor Çatı salgın süresince kadınların yaşadığı şiddete dikkat çekmek için kamu kurumlarıyla, barolarl...
Salgını fırsata çevirenlere karşı kadınlar mücadel...
Dünyanın dört bir yanında koronavirüs salgınını fırsat bilen patronlar ve hükümetler kadınların hakl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.