Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2017 yılı Ocak-Nisan ayları arasında takip ettiği dava ve duruşmaların sonuçlarından oluşan bir rapor açıkladı. Raporda, yargının kadına yönelik suçlara ilişkin davalardaki tutumuna dair çarpıcı sonuçlar yer alırken OHAL döneminde kadınların yaşadığı hak ihlalleri de ortaya kondu.
Raporda yer alan davalara ilişkin değerlendirmelerden bazıları şöyle:
* 2017 Ocak ve Nisan ayında platform tarafından takip edilen 88 davanın 23’ü sonuçlandı. Bu 23 davadan 12’sinde sanıklar hakkında herhangi bir ceza indirimi uygulanmazken 11’inde indirim ya da serbest bırakma gibi cezasızlığa neden olan kararlar verildi.
* Genel olarak karara bağlanan dava oranı düşük ve aylara göre incelendiğinde kararın “ertelenmesi” eğilimin giderek yükseldiği görülüyor. Nisan ayında görülen 23 dava, 26 duruşma takibinde 13 duruşma “erteleme kararı” ile sonlandı. Bazı davalarda da OHAL’den kaynaklı hakim ya da mahkeme heyeti değişikleri ile karşılaşıldı. Bu şekilde uzayan yargı süreçlerinin ikincil hak ihlallerine neden olduğu, kadın ve çocukların gereksinim duydukları adaleti daha çok geciktirdiği görülüyor.
* Son dönemde göze çarpan bir başka cezasızlık pratiği, verilen cezanın da ertelenmesi ve serbest bırakma eğilimi oldu. Kamuoyu vicdanını rahatsız eden Ayşegül Terzi, Ebru Tireli gibi davalarda sanıklar tüm kadınların güvenliğini tehlikeye atmak anlamına gelecek biçimde serbest bırakılabildi. Beraat ya da serbest bırakma kararlarında genelde “yeterli delil yetersizliği” gerekçe gösterildi.
* 5 davada, koruma kararı olmasına rağmen kadınlar zarar gördü.
* Davaların kapsamı: Kadın cinayeti, ölüme sebebiyet verme, cinsel şiddet, çocuk istismarı, şiddet, ileti yoluyla hakaret ve tehdit, halkı kin ve düşmanlığa sürükleme, basit yaralama, cinsel istismar, tehdit, hürriyetten yoksun kılma, darp, cinsel saldırı, intihara yönlendirme.
* İndirim uygulanan davalarda ise en sık tekrarlanan cezasızlık gerekçelerini yine “haksız tahrik” ve “iyi hal indirimi” oluşturuyor, çocuğa cinsel istismarda bile “saygın tutum” nitelemesiyle iyi hal indirimi uygulanabildi.
* Dava kararlarının yanı sıra duruşmalar sırasında kadınlar lehine başka örnek olaylara da raporda yer verildi. Mersin Adliyesi’nde 5 Nisan’da görülen N.B.Y - Cinsel İstismar Davasında sanıkların avukatına duruşma esnasında kullandığı hakaretvari ve cinsiyetçi dilinden dolayı mahkeme başkanı tarafından dava açılması iyi bir emsal olarak değerlendirildi.
* Kadın örgütlerinin duruşma takip etmesi ve davaya müdahil olarak katılması talebi, CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi’ne (Madde55/2) göre tüm davalarda kabul olması gerekirken katılım talebi yalnızca 5 davada kabul edildi. Ancak tüm davalarda İstanbul Sözleşmesi’ne atıfla dilekçe verilerek uluslararası hukukun yargı sürecine girmesi sağlandı.
OHAL DÖNEMİNDE HAK İHLALLERİ VE KADINLARA ETKİLERİ
“15 Temmuz darbe girişiminin ardından 50 bin kişi gözaltına alındı, içlerinde çok sayıda siyasetçi, gazeteci, aydın, yazar olan 25 bin tutuklu insan var, 100 binden fazla kamu çalışanı işinden ihraç edildi. Yaklaşık 5000 kurum kapatıldı, onlarca belediyeye kayyum atandı, çok sayıda işkence iddiası gündem geldi” bilgilerinin paylaşıldığı raporda OHAL döneminde yaşananların kadınlara etkileri ise özetle şöyle sıralandı:
- Kamu kurumlarından ihraç edilenlerin yüzde 20’sini kadınlar oluşturdu.
- Üniversitelerden atılan kadın akademisyenler, polis şiddetine maruz kaldı. İşine dönmek için açlık grevi yapan Nuriye Gülmen’in sağlığı kritik sınıra yaklaşmışken gece yarısı evi basılarak gözaltına alındı, tutuklandı, onunla dayanışmak isteyen çok sayıda kadın polis şiddetine uğradı.
- Şiddetin ve çatışmalı durumların yükseldiği tüm olağanüstü durumlarda olduğu gibi kadın hak ihlallerinde artış yaşandı. Hak arayışına ihtiyacın arttığı koşullar yaşanmasına rağmen hak arama kanalları da tıkandı. Bu süreçte KHK’larla hiçbir gerekçe gösterilmeden yargı yolu da kapatılarak, 50’yi aşkın kadın örgütü, kadın haber ajansı JİNHA bir gecede kapatıldı, kapılarına mühür vuruldu, mal varlıklarına el konuldu.
- OHAL döneminde koruma tedbirlerinin uygulanmaması, kadın cinayetlerinde artışa ve nitelik değişikliğine yol açtı. Cinayetler, daha zalimane yollarla (eve bomba koymak, ateşli silah kullanımında artış, eziyet ederek öldürme vb.) işleniyor ve faili meçhul oranı artıyor.
- OHAL dönemiyle beraber 15 yaşından küçük kız çocuklarının da erkekler tarafından öldürülmesi olayları yaşandı.
- OHAL sürecinde çocuğa yönelik ihmal ve suçlar arttı, Aladağ’da cemaat yurdunda 11 öğrenci yanarak can verdi. Her gün okul ve yurtlardan çocuk hakları ihlali haberi duyulmaya başlandı. Çocuk cinsel istismarında artış yaşanmasına karşın, istismar mağduru çocukların örselenmeden ifade süreçlerinin tamamlanmasını sağlayan ÇİM (Çocuk İzlem Merkezi) işleyişi 15 Temmuz sonrası yargıda yaşananlar, personel yetersizliği nedeniyle aksadı. Mağdur çocuklardan duruşma öncesi fail ile karşılaşma kaygısı nedeniyle kalp krizi ve intihar nedeniyle hayatını kaybeden çocuklar oldu.
- Bununla beraber Meclis’e getirilen “Çocukların cinsel istismarı” konusunda cezasızlığın önünü açacak TCK Değişiklik Önergesi, OHAL baskı koşullarına rağmen kadınların dinmeyen tepkisi ve eylemleri ile durduruldu.
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlamaları bir çok yerde OHAL nedeniyle yasaklandı.
- OHAL ile Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) değiştirildi ve uzlaştırma kapsamına giren suçların kapsamı genişletildi. Kadınların şiddet faili erkeklerle ilgili yaptıkları şikâyetlerin başında gelen tehdit suçu uzlaştırma kapsamına alındı. Erkeklerin cezasızlık zırhıyla kuşanması kolaylaştırıldı.
- Ayrıca İstanbul Sözleşmesi (Madde 48) ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu bakımından cinsel saldırı/çocukların cinsel istismarı suçları, uzlaşma kapsamında yer almamasına rağmen, uygulamada mağdurun daha en başında faille uzlaşmaya, barışmaya teşvik edildiği koşullarda; şikayetçi olması, yargılamaya etkin katılması, bu süreci yürütme konusunda istekli ve kararlı olması mümkün olmuyor ve bu durum fiili cezasızlığı arttırıyor.
- OHAL sürecinde Aile Bakanlığı ve kamu kurumlarında kadınlar, mülteci kadınlar, çocuklar ile ilgili projeler durma noktasına geldi. Bakanlıklar proje ve çalışmalarını, artan hak kayıplarını önlemek yerine sadece 15 Temmuz gecesi mağdur olanlar üzerinde yoğunlaştırdı.
- OHAL ile birlikte kadınların yaşam tarzına yönelik saldırıların artmasına, Ayşegül Terzi’nin otobüste, Ebru Tireli’nin parkta erkek şiddetine maruz kalmasına sessiz kalmayan kadınlar, modern hakları ve laiklik için onlarca ilde eylemler yaptı.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
İlgili haberler
Kadınların erkek, yargı, devlet şiddetiyle mücadel...
Kadın cinayetlerinde artan vahşet tablosunu ve yaygınlaşan cezasızlığı Avukat Ezgi Duman değerlendir...
Kadına şiddet vahşete dönüştü sorumlular korunuyor...
Kadına şiddet haberlerine her gün yenisi ekleniyor ve gittikçe vahşileşen yöntemler görüyoruz. Peki...
Vahşileşen şiddetin arkasında ne var, önüne nasıl...
Ülkede kadınlar için ölümün “olağan” biçimi neredeyse lüks. Giderek vahşileşirken bir yandan da sıra...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.