Bu yıl 11-13 Kasım tarihleri arasında yirmincisi düzenlenen Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı 27 ilden 280 kadının katılımıyla Antalya’da gerçekleşti. Üç gün süren atölyeler ve sunumların ardından sona eren Kurultayda vurgulanan en önemli nokta dayanışmanın gerekliliğiydi.
Kadınlar için şehirler, diller farklı olsa da sorunlar ortaktı. Çözümler de bu ortaklıkla bir sonucu olarak ortaya çıkıyordu. “Türkiye’de yaşanmakta olan olağanüstü hal döneminde bağımsız kadın derneklerinin kapatılması ve kadına yönelik şiddet alanında oluşturulan birikimlerin yok edilmesi veya ulaşılamaz hale getirilmesi, kayyum atanan belediyelerde kadın danışma merkezlerinin kapatılarak bu alanda çalışma yürüten kadınların işten çıkarılması gibi kadına yönelik şiddetle mücadelenin önünü kesen uygulamalar ve baskıcı politikalar altında, yaşanan tüm zorluklara rağmen kadınlar mücadeleyi sürdürüyor” değerlendirmesi yapan kadınlarla Ekmek ve Gül için konuştuk.
KARARLARIMIZIN ARKASINDA DURDUK, DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Umut ARAS // YAGEP ( Yardım Gönüllüleri Proje Eğitim Derneği) Başkanı:
20 yıl önce kadın örgütlülüğü ile başladık kurultaya. Kadın hakları konusunda en kötü zamanlarımızı yaşıyoruz. Bu dönem biz Anadolu kadınları için korkunç bir dönem. Doğu illerinde yaşananlar, KHK’lerle yaşanan ihraçlar, ölüm orucuna girenler... Kadın sığınakları bizim giremediğimiz hakim olamadığımız ne olduğunu, kimin, nasıl çalıştığını bilmediğimiz gizli yapılar oldu. İçeride olup bitenlerin çok da iyi şeyler olmadığını düşünüyoruz. Bir sürü sığınma evi açıldı, verilen hizmetlerle ilgili düzenlemelere gidildi, ancak birçok sivil toplum kuruluşu da kapatıldı. Bizler kadın hakları ile ilgili çalışan kadınlarız. Devletin sığınakları üzerine kurultay yapmamalıyız normalde, devletin sığınma evlerine güvenmeliyiz; ama güvenmiyoruz, bu durum sosyal devlet ilkelerine aykırı.
Ben sahada aktif olarak çalışıyorum, sığınaklara kadınları yerleştiriyorum, sığınaktan çıkanların evlerine yerleşmelerine yardım ediyorum. Sokakta akıl hastası kadınlarla ilgileniyorum, sokakta akli dengesi yerinde olmayan ve çocuk doğuran kadınlar var. Çok büyük çabalarla yerleştirdiğim kadınlar tekrar sokaklara, şiddet uygulayan erkeklere ya da daha kötü yaşam koşullarına dönüş yapıyorlar, çünkü sığınma evlerinin sağaltıcı, iyileştirici bir yanı yok. Kadınlar maksimum altı ay sığınakta kalabiliyor. Bizzat yaşadığım somut bir örneği vereyim; sığınağa yerleştirdiğim ağır kişilik bozukluğu olan bir kadını sığınak aracılığıyla psikiyatri kliniğine yatırdık. Ben de psikiyatri bölümünde geçirdiği zaman diliminde yanındaydım. Sığınak görevlilerinin kendisine “Çocuklarını yurda attın, keyfin için hastalandın, el ense yatıyorsun” dediği gün kadın intihara teşebbüs etti.
Kadınlar ölüme itiliyor. Çünkü canlarına, bedenlerine, işlerine topyekün bir saldırı var ve bu insanlar bunun için mücadele ediyor, biz bu kadınların sesi olmaya çalışıyoruz ama susmak zorunda kalıyoruz, susmazsak da bedelini çok ağır ödüyoruz.
Yine de buradaki kadınlar toplumun en ilerici kadınları. Burada güzel kararlar çıkardık, birbirimize daha çok sarıldık. Kararlarımızın arkasında durduk, durmaya da devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun sahadayız.
KHK İLE İHRAÇLAR EN ÖNEMLİ SORUNLARIMIZ
Ezgi ALTINKURU // Avukat:
Aile arabuluculuğu ile kadınların daha da fazla şiddete maruz kalıyor olması, Doğu ve Güneydoğu illerindeki belediyelere yasal olmayan yollardan kayyımlar atanması ile sığınak çalışanlarının işten çıkarılması ve yerlerine işinde ehil olmayan insanların getirilmesi, KHK ile ihraç edilen kadın arkadaşlarımız en önemli sorunlarımız.
ENGELLİLER İÇİN YAŞANACAK BİR DÜNYA İSTİYORUZ
Gülkız TÜRK // Bağımsız Kurultay Katılımcısı:
Görme engelliyim, kurultaya bağımsız olarak katılıyorum. Engel türlerimizin farklılığına göre değişik türlerden, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak şiddete maruz kalabiliyoruz. Kadın engelliler olarak uğradığımız şiddettin etkisi çok daha kötü oluyor. Evlendikten ve iki çocuğu olduktan sonra gözlerini kaybetmiş bir kadın arkadaşım eşinin 'Ben seninle daha ne kadar devam edeceğim?Nereye kadar yürür böyle,düş yakamdan!' dediğini biliyorum. Ortopedik engelli arkadaşlarım merdivenlerden çıkarken, kaldırımlara çıkarken yardımla beraber taciz edildiklerini söylüyorlar. Engellilerin kendi başlarına harcama yapmaları zor olacağı için maaşları da kontrol altına alınıyor. Bunlar maruz kaldığımız psikolojik cinsel ve ekonomik taciz biçimlerinden bazıları. Engelliler için yaşanacak bir dünya yaratmak engelli olmayanlar için de daha yaşanılır bir dünya yaratmaktır. Her engelsiz potansiyel bir engellidir!
DERNEKLERİMİZ NEDEN KAPATILDI?
Fahriye AKBABA // Kapatılan Adıyaman Yaşam Kadın Derneği Yöneticisi:
Geçen sene kapatılan derneğimiz ile ilgili gerçekten psikolojimizi o kadar etkileyen olaylar oldu ki. Dernekte çalışan arkadaşlarımızdan öğretmen olanlar, memur olanlar vardı. Bir kayyımla kapatılan derneklerde çalışan arkadaşlarımız işlerinden ihraç edildiler ve şu an işsizler. Bazı arkadaşlar bazı işlere yönelse de biz bunun çözülmesini bekleyeceğiz, talep edeceğiz. Bu kurultayda KHK ile ihraç edilen arkadaşlarımız gündemdeydi. Derneğimiz kapatılınca mobilyalarımız alındı, bizden habersiz derneğimiz mühürlendi. Derneğe gelen arkadaşlarımızdan ne olduğunu anlamadan kapıda bekleyen olmuş. Kitaplarımızı almayın dememize rağmen kitaplarımızı aldılar. Kitaplarımız cezaevinden gelen kitaplardı. Siyasi arkadaşların göndermiş olduğu kitaplar. Kahta’da diri diri toprağa gömülen Medine Memi’nin adına bir kütüphane açtık. Kütüphanedeki kitaplara da el atıldı, bunların bir kısmını bir şekilde geri aldık.
Kapatılan dernekle ilgili OHAL’den ötürü çalışma yapamıyoruz, yönetici arkadaşlar buluşamıyoruz, sohbet etmemiz bile bizim için sakıncalı.
Neden kapatıldı derneklerimiz! Gerekçeyi biz de arıyoruz hâlâ.
İhraç edilen arkadaşlar da cevap arıyorlar. Neden kadın hakları ile ilgili çalışan dernekler kapatıldı? Birçok kadın sorununa çözüm olduk, kadınlardan ve doğu illerinden korktukları için kapattılar derneğimizi. Bu zamana kadar yapmak istediğimiz hiçbir etkinliğe izin vermediler. Etkinliklerimiz de engelleniyordu.
BİRLİK OLABİLİYORUZ, ÖNEMLİ OLAN BU
Gülmay Gümüşhan // YAKA-KOOP Aktivisti
Van YAKA KOOP da 20 yıldır aktivist olarak çalışıyorum. YAKA KOOP Van’da kurulan ilk kadın örgütüdür. Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı temelli çalışmalarımız var. Kurultayın 20 yıllık bir geçmişi var. Bölgelerde hepimizin farklı sorunları var. Kadınlara yönelik farklı sorunlarla ilgili ortak neler yapabiliriz, bunu burada tartışıyoruz. Ortak karar alıyoruz. Buranın kadınlara örgütlenme açısından o kadar iyi gelen bir yanı var ki… Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden farklı illerden, farklı dillerden de olsak birlik olabiliyoruz, bu kurultayı çok önemli bir noktaya taşıyor. İlgili haberler
Devlet Naime’yi sığınmaevinde koruyamadı
Kocasından şiddet gören ve sığınmaevinde kalan Naime K. ailesiyle görüştüğü Aile ve Sosyal Politikal...
Şiddeti Önleme Yasası sadece ucube Akit’in hedefin...
Akit gazetesi bugünkü manşetinde Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Karşı Kanun’u hedef aldı. Ancak y...
Metal işçisi kadınlar tazminatlarını istiyor
Yıllarca güvencesiz koşullarda Ak Metal ve Ün Metal’de çalışan kadın işçiler ücretlerini alamadıklar...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.