Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş) ile Diebold Nixdorf Teknoloji AŞ, çalışma yaşamında şiddet ve tacizi ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası sözleşmelere dayanan bir politika ve prosedür belgesine imza attı.

İmzalandığı gibi yürürlüğe giren belge, ILO’nun 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, CEDAW, İstanbul Sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve ilgili tüm iç hukuki düzenlemeler çerçevesinde hazırlandı.

Taraflar, her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet ve tacize karşı “sıfır tolerans” ilkesini benimseyerek, tüm çalışanlar için güvenli ve insan onuruna yakışır bir çalışma ortamı oluşturulacağı ifade ediliyor. Tüm şiddet ve cinsel taciz şikâyetlerinin saygı, güven ve gizlilik esasları çerçevesinde ciddiye alınacağı, hiçbir çalışanın böyle bir şikâyette bulunduğu için zarar görmeyeceği taahhüt ediliyor. Bu politika belgesinin statülerine bakılmaksızın tüm işçiler ile stajyerler, iş sözleşmesi fesih sürecinde olanlar, iş başvuru sürecindekiler, işe alım ve işverenin yetki görev ve sorumluluklarını kullanan kişiler de dahil çalışma yaşamındaki tüm diğer kişileri kapsıyor. Bu önlemlerle, mesai süresi ve işyeriyle sınırlı olmaksızın çalışma sırasında meydana gelen ya da işle bağlantılı olan ya da işten kaynaklanan, üçüncü taraflardan gelebilecek olanlar da dahil olmak üzere her türlü şiddet ve tacizin önlenmesini ve ortadan kaldırılmasını amaçladığı ifade ediliyor.

ŞİKAYETİN ARDINDAN SORUŞTURMA KOMİTESİ KURULACAK

Belgede toplumsal cinsiyet, cinsiyet temelli şiddet, flört şiddeti, dijital şiddet, ısrarlı takip, cinsel şiddet, cinsel rüşvet (gözdağı tacizi), mobbing gibi çok sayıda tanım açık şekilde yapılırken; şiddet ve taciz şikayetlerinin gizlilikle soruşturulması için şikayetin ardından çoğunluğu kadınlardan oluşacak bir “Soruşturma Komitesi” kurulması öngörülüyor. Soruşturma Komitesinin, kapsam içi ve kapsam dışı işçilerin birlikte soruşturulması gereken durumlarda işveren vekilleri ile birlikte kurulacağı belirtiliyor. Komite, şikâyeti bir ay içinde sonuçlandıracak ve raporunu Disiplin Kurulu’na sunacak. Faile yönelik ihtardan iş akdi feshine kadar geniş bir yaptırım yelpazesini Disiplin Kurulu uygulayacak.

Politika belgesine göre, soruşturma süresince şiddete maruz kalan kişiye ihtiyaç halinde çalışma yeri ve koşullarında değişiklik, ücretli izin, tıbbi yardım, psikolojik yardım ve hukuki yardım gibi destekler sağlanacakken olası faile soruşturma süresince bölüm değişikliği, işten uzaklaştırma vb. tedbirler uygulanabilecek.

İLETİŞİM, TAKİP VE RAPORLAMA

Tüm şikayetler kayıt altına alınarak raporlanacak, gizlilik esasına uygun biçimde soruşturulacak. Dilek & öneri kutularından mobil uygulamalara kadar birçok yöntemle şikayet iletilebilecek.

Sendika temsilcileri, kadın komisyonları, sendikanın Eşitlik Dairesi ve açık kapı politikası gibi çok kanallı şikayet mekanizmaları oluşturulurken, tüm çalışanlar bu konularda toplumsal cinsiyet, ayrımcılık ve şiddet eğitimlerine tabi tutulacak. Eğitimler, İş Sağlığı ve Güvenliği Yıllık Eğitim Planı'na da entegre edilecek.
 “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ve “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” gibi günleri şiddet ve taciz ile kadın hakları konusunda farkındalığın yükseltileceği etkinliklerle değerlendirilecek, sendikanın bu konuda düzenlemiş olduğu etkinlikleri katılım konusunda işveren kolaylık gösterecek.

EV İÇİ ŞİDDETİ DE KAPSIYOR

Belge yalnızca iş yeriyle sınırlı kalmıyor. Ev içi şiddet de dahil olmak üzere, işle bağlantılı tüm şiddet biçimlerini kapsıyor. Şiddete maruz kalan işçiye ücretli izin, psikolojik, hukuki ve mali destek sağlanması da garanti altına alınıyor.

“ILO 190’I TOPLU SÖZLEŞMELERE YANSITACAĞIZ, UYGULAMAYI İZLEYECEĞİZ”
Politika belgesi imzalanırken Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin dünyada 47 ülke tarafından imzalandığına, ancak Türkiye’nin hâlâ imzacı ülkeler arasında olmadığına dikkat çekti.
Birleşik Metal-İş’in ILO 190 ile İstanbul Sözleşmesi’nin savunucusu olduğunu belirten Atar, bu sözleşmelerin toplumsal cinsiyet eşitliği ile şiddet ve tacize karşı mücadele açısından yaşamsal önemde olduğunun altını çizdi.
Bu nedenle bu sözleşmeleri dayanak alarak hazırlanan bu politika belgesinin çalışma yaşamında şiddet ve tacize karşı mücadelede önemli bir adım olduğunu vurgulayan Atar, “Bundan sonra sendika olarak sorumluluğumuz, bu metni diğer toplu sözleşmelerimizle de yaygınlaştırarak uygulamayı izlemek ve gereksinimler doğrultusunda her toplu sözleşme döneminde revize etmektir. Umut ediyoruz ki şiddet ve tacizle mücadelede böylesine kapsamlı ve bütünlüklü bir yaklaşım diğer tüm iş yerleri için de örnek teşkil eder” dedi.

Fotoğraf: Birleşik Metal-İş