Demokrasi için Hukukçular, kadınların evlendikten sonra sadece kendi soyadını kullanamamasını eşitlik ilkesine aykırı bulan AYM kararının görmezden gelinerek, AYM tarafından iptal edilen maddenin 9. Yargı Paketinde aynı şekilde yeniden yasa teklifi olarak getirilmesine tepki gösterdi. Demokrasi için Hukukçular sosyal medya hesaplarından yayımladıkları açıklamada herkes için bağlayıcı olan AYM kararının yok sayılmasını demokrasiye ağır bir darbe olarak nitelendirdi.

Demokrasi için Hukukçuların açıklaması şöyle:

“Bu teklifle birlikte, AKP ve gerici ortaklarının fikrini onama mekanizması haline getirilen Mecliste bir kez daha, herkes ve her kurum için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi kararı yok sayılmıştır. Demokrasiye ağır bir darbe niteliğinde olan bu yaklaşımdaki ısrar, adına tek adam rejimi dediğimiz zorba sistemin toplumu dizayn etme hamlelerinden biri olmasının yanında hukuk güvenliğini herkes için rafa kaldırmaktadır.

Öte yandan belirtmek gerekir ki AKP döneminde olağan yasa yapma tekniği haline getirilen, biz hukukçuların bile ilk anda anlamakta zorlandığı, hak ve özgürlükleri kısıtlayan, halkı sömürüye açık hale getiren torba ve paketler yasa teklifleriyle yasal düzenlemeler yapılması kabul edilemezdir.
AKP, konu kadınlar ve onların eşitlik hakkı olunca gizlemeye bile gerek duymayarak, kadınları eşit haklara sahip bir yurttaştan ziyade yarım ve ancak evlilikle tamamlanabilir kişiler olarak gören kadın düşmanı politikasını devam ettirmektedir. Zira yasa teklifinin gerekçesinde Anayasa’nın 41. maddesindeki “Aile Türk toplumunun temelidir” cümlesine atıf yapılarak bu durumun, Türk toplumunun temeli olan aile bütünlüğüne zarar verebileceği, çocukların olumsuz etkileneceği belirtilmektedir. Dünyada sayısız örneği bulunan bir uygulamanın böylesi gerici ve nesnellikten uzak şekilde değerlendirilmesi kadınlara ağır bir dayatmadır.  

Kadınların tüm yaşamları boyunca kendilerini tanıttıkları soyadlarını tek bir imza ile bırakmalarını, mutlak şekilde eşlerinin soyadlarını kullanmalarını dayatmak; eşitlik hakkının bizzat devlet eliyle ihlal edilmesidir. Yine bir hakkın kullanımı için kadınları dava açmak zorunda bırakmak Anayasa'nın ve uluslararası sözleşmelerin ayaklar altına alınmasıdır.
Kadınların soyadı dahil her türlü medeni ve siyasal hakkını sistematik bir şekilde yok etme planı yaparak kadınları yok sayan iktidar politikalarının karşısındayız. Soyadı dayatmasını kabul etmiyoruz! Eşit ve özgür bir dünya için mücadele etmeye devam edeceğiz.”