Kadın düşmanlığı cidden sınır tanımıyor. 31 Mart seçimlerine giderken seçim propagandası da böyle yapılıyor. Kadınların aday gösterilmediği, adının anılmadığı yerel seçimlerde cinsiyetçi söylemler ise dolu dizgin devam ediyor.
Binali Yıldırım… Zar zor TBMM Başkanlığından istifa etti. Eski Meclis Başkanı, AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı. Geçen günlerde kadın seçmenlerle buluşmuş ve buluşmada kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığa inanmadığından, evli çiftlerin arasına kimsenin girmemesine kadar değerlendirmeler yapmış, en son mutlu evliliğin formülünü açıklamış. “İtaat et rahat et.”
Kadına yönelik şiddetten söz ettiği anlaşılan konuşmayı, “şiddete ilişkin önlemleri aldık” ile başlatıp, “evlilikte itaat etmek” olarak bitirmek, “kadına yönelik şiddete karşı hiçbir yapmıyoruz aslında, yapmak da istemiyoruz” demekten başka bir şey değil.
Kadının yaşadığı şiddeti evlilikte itaate bağlarsanız her koşulda o evliliğin sürmesi gerektiğini söylemiş olursunuz. Zaten konuşmanın basında yer alan diğer kısımları da rezalet: “Pozitif ayrımcılığa inanmıyorum, kadınlar erkeklerin arkasını toplayan, evi çekip çeviren insanlardır başka da bir şey değildir” tanımlamaları ile gidiyor konuşma.
BİNALİ YILDIRIM NE ÖNERİYOR?
Şimdi bakın ülkede Başbakanlık denen kurum bir zamanlar var iken Başbakanlık yapmış, Başbakanlık kalkınca Meclis Başkanı olmuş, sonra İstanbul’u yönetmek için aday yapılmış bir kişi kadınlara neler söylüyor. İtaat etmek nedir Binali Bey! Evlilikte yaşanan sorunlara ses çıkarmamaktadır. Yeri geldiğinde bir tokada sessiz kalmak, yeri geldiğinde çok sinirli eşinizin her dediğini sineye çekmektedir, çok kıskanç olduğu için sizin hayatınızı kısıtlayan adamın her yaptığını anlayışla karşılamaktır. Sonra o bir tokatla, bir kötü sözle başlayan ve itaat ettiğimiz için devam eden sistematik şiddete karşı da bir şey yapmamaktadır hatta. Boşanmayı istememek, hatta aklından bile geçirmemektedir.Bu ülkede yaşayan kadınlara bunu nasıl önerebilirsiniz siz? Evlilikte kadınların itaat etmesi üzerinden bir önerme nasıl yapabilirsiniz? Kafanız bu fikirlerle dolu, kadınları bu şekilde değerlendirirken İstanbul’daki milyonlarca kadın seçmenden nasıl oy isteyebilirsiniz?
Siyasal iktidarın on altı yıllık kadın düşmanı politikaları bitmiyor, sona ermiyor işte. Hatta çıtayı daha da yükseltiyorlar. Ülkenin yarısını oluşturan kadınlara eşit olmadıklarını söylemekten ne utanıyorlar ne çekiniyorlar. Kadına yönelik şiddetin bu kadar artması, kadınların hayatının giderek daha da yaşanmaz hale gelmesinin nedenleri olmalarına rağmen bu söylemlerden vazgeçmiyorlar.
BU ZİHNİYET HER YERDE
Bu zihniyet her yerde her kurumda varlığını sürdürüyor ve bu küstah, saygısız üslup giderek yayılıyor. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının açıklamalarını hatırlayalım bir de. Nafaka hakkına ilişkin devam eden tartışma kapsamında Yargıtay’ın aile hukukuna ilişkin dosyaları inceleyen Dairesinin Başkanı aynen şöyle konuştu; “Siz erkeklerin 80 senelik kazanılmış hakkını aldınız elinden. Sen elin adamıyla evlen, ben de sana ödemeye devam edeyim… Sen elin adamıyla gayrı meşru yaşa, ben de sana her akşam içki paranı göndereyim… Var mı böyle bir şey? Sen 1988’den bu yana bu nafakanın süresiz olmasını içime sindiremedim. Ben yatmışım biriyle sen de yatmışsın biriyle. Ben sana bir ömür boyu nafaka… Ben tükürdüm sen tükürdün. Bir ömür boyu nafaka. Böyle bir şey mi olur?”Binali Yıldırım’ın tanımıyla yeteri kadar itaat etmeyip, boşanan kadınların nafaka hakkını kadınlara bu kadar öfke kusan, bir hukukçuyu bırakın herhangi bir insana yakışmayacak sözlerle ifade eden Yargıtay Başkanları var bu ülkede. Bu kişinin Başkanı olduğu Daireye giden boşanma davalarında kadınlara nasıl bakıldığı, kadınların nasıl değerlendirildiğini düşünün.
Kadınlar boşanmasın, itaat etsin, boşanırsa nafaka almasın, çalışmasın, çalışırsa da ancak aileye ilişkin görevlerini aksatmadan çalışsın diyorlar bize sevgili kadınlar. Bunun tercümesi yoksulluktan kırılın, mutsuzluk ve umutsuzluk içinde yaşayın, hatta yaşamayın ölün…
İTAAT ETMEYECEĞİZ, VAZGEÇMEYECEĞİZ!
Ne kadar zorunuza gidiyor beyler farkındayız. Bunu, kustuğunuz her bir öfke sözünde görüyoruz, ettiğiniz her bir lafınızda anlıyoruz. Kadınları bu ülkenin eşit yurttaşları olarak görmemek için uğraşıyorsunuz, dahası bu fikre kadınları da kazanmayı çalışıyorsunuz. Ama hayat öyle akmıyor işte, kadınlar her gün daha da yoksullaşırken, eve alınacak patatesin hesabı yapılırken, işten atılma kaygısı ya da işsizlik rutin gündemken, şiddetin her türlüsü kadınların hayatının tamamen içindeyken kadınlar sessiz kalmıyor, itiraz ediyor, mücadele ediyor, bir şekilde ses çıkarıyor.Bunu görüyorsunuz, bunu biliyorsunuz ve buna engel olmak istiyorsunuz. Ama valla yok öyle yağma. Ne kadar saçma sapan sözler söylerseniz söyleyin, eşitlik talebimizden vazgeçmeyeceğiz, kadınlar bu sözlere inanıp taleplerinden falan da vazgeçmeyecekler. Ama kadın düşmanı politikaların ısrarlı savunucuları olan sizlerden ve politikalarınızdan vazgeçiliyor görünen o.
Haftaya 8 Mart. Kadınlar olarak itaat etmekle ilgili bir çift sözümüz olacak elbette. Binali Yıldırım iyi bir başlık vermiş oldu 8 Mart etkinliklerine aslında. Kadınlar erkeklere de iktidara da itaat etmeyecek…
İlgili haberler
ERDOĞAN’IN EŞİTLİK ANLAYIŞI: ‘100 metreyi bayan er...
25 Kasım öncesi KADEM’in etkinliğinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedefinde kadınların eşitlik...
Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi: Nafaka konusu...
Tüm Yönleriyle Nafaka Çalıştayı’nın sonuç bildirgesini yayımlayan Ankara Barosu Kadın Hakları Merkez...
Yargıtay Hakimi Gençcan’a kadınlardan tepki: Ya is...
Nafaka konusunda katıldığı toplantıdaki konuşmaları nedeniyle Yargıtay Hakimine 108 kadın örgütünden...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.