Türkiye'de ifade ve özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına yönelik baskılar her geçen gün daha da artıyor. Diyarbakır’da gözaltına alınan 22 kişiden 16 gazeteci geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Yine aynı hafta, Türkiye’nin tarihi boyunca çıkartılan en büyük sansür yasalarından biri olacak olan kanun teklifi Meclis komisyonunda kabul edildi. Gazetecilik, gerçeği gösterme üzerinde artan baskı gözle görülür bir hal almışken gazetecilik bölümü öğrencilerinin gelecek kaygıları da artıyor. Ekmek ve Gül’e konuşan Kocaeli Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nden Gazetecilik Bölümü okuyan kadın öğrenciler tüm bu saldırılara ses çıkarılması, gazetecilik öğrencileri arasında daha çok tartışılması gerektiğini söylediler.

DAHA ÇOK TARTIŞMALIYIZ…

Kocaeli Üniversitesi’nden Eylem Diyarbakır’da gazetecilerin önce gözaltına alınıp sonra tutuklandıklarını öğrendiğinde içinin acıdığını ifade etti. Bölümü ve sınıfı genelinde gözaltıların tartışılmamasına dair Eylem, “Ancak kendi aramızda konuşuyoruz. Gazeteciliğin geldiği durum bu haldeyken bölümde tartışılmaması ne acı” dedi.

‘SİYASETTEN UZAK GAZETECİLİK OLMAZ’

Kocaeli Üniversitesi’nden Dilek ise, tutuklamaların öğrenciler arasında yaygın bir şekilde tartışılmamasına dair “Pek ses getirmedi tutuklanmaları. Kürt olduklarından dolayıdır. Sınıf arkadaşlarımın çoğu dersleri geçme peşinde. Sınıfta konuşmayı geç birçoğunun haberi bile yok gözaltı sürecinden, tutuklamalardan. ‘Siyasetten uzak duralım fikrindeler’ ama siyaset olmadan gazetecilik olmaz” diye konuştu.

‘HALKA HABER ULAŞTIRMAK SUÇ MU?’

Kocaeli Üniversitesi’nden Kardelen ise, “Gazetecilere dönük saldırılar her gün artarken bu da artık son nokta oldu” dedi. Mesleği nasıl yapacağı sorusunun aklında dönüp durduğunu söyleyen Kardelen, “Sahiden haber yapmak, halka haber ulaştırmak suç mu? Bir de her seferinde farklı farklı sebepler ortaya koyuyorlar ve sonra da ‘gazetecilikten içeride değiller’ diyorlar. Böyle nereye kadar gidebilirler ki?” diye sordu. Kardelen, “Biz ses çıkarmazsak, susarsak, onların istediği gazeteci oluruz. Gerçeği yansıtmayız ve onlar bu döngüyü ilerletirler” diyerek bu saldırılara ses çıkarılması gerektiği çağrısını yaptı.

‘AMAÇ GENÇ GAZETECİLERİ KORKUTMAK, BİZ CESUR OLMALIYIZ!’

Marmara Üniversitesi’nden Gülistan ise gazetecilerin tutuklanmasının, sansür yasasının kendisini daha çok sorumlu hissetmesine sebep olduğunu ifade etti ve ekledi: “Çünkü toplum yalan haberlerle sürüleştirilmeye çalışılıyor. Benim bu mesleğe olan ilgim de insanlara doğru ve gerçek bilgi aktarma uğraşı. Bu davaların amaçlarından biri de genç gazetecileri korkutup hayallerinden vazgeçirmek. Tutuklanan gazetecilerin mirasçısı olarak inisiyatif almamız gerektiğini düşünüyorum.”

Sansür yasasının böylesi bir otoriter yönetimde kaçınılmaz olduğunu belirten Gülistan, “Bilgi bile metalaştırıldı. Bunun için de internet en büyük araç oldu ve geleneksel medyanın otoritesini sarsmış durumda. Bunun mesleğini de gazeteciler icra edip geçimlerini daha özgür sağlayabiliyorlar. Ancak egemenlerin bu özgür ortamdan rahatsız oldukları bir gerçek çünkü onların hoşuna gitmeyen bilgiyi yayabilme gücüne sahip” dedi.

‘CESUR OLMALIYIZ!’
Mezun olunca iş bulma konusunda her genç gibi endişeli olduğunu belirten Gülistan, gazetecilerin daha çok tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirtiyor ve meslektaşlarına, sınıf arkadaşlarına sesleniyor: “Cesur olmalıyız. Mücadeleyi bırakırsak gazetecilik onuruna sahip çıkmış olmayız; bu da bu önemli mesleğe ihanet olur. Zaten yasalar ‘puttan bir helva olmuş’ durumda. Acıktıkları zaman o putu yiyorlar yerine yeni bir yasa üretiyorlar. Her ne baskı olursa olsun evrensel gazetecilik ilkelerinden taviz vermemeliyiz.”

Fotoğraf: Freepik