Adil olmayan adalet arayışı: Nafaka sorunsalı (!)
Bir grup boşanmış erkeğin haksız serzenişi karşısında hemen pozisyon alarak düzenlemeler yapmayı düşünen devlet, neden kadın cinayetlerini önleme konusunda aynı gayretkeş tavra sahip değil?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sözde süresiz olan nafaka uygulamasını eleştirerek hakim savcılara akademide bu konuda ders verilmesi gerektiğini belirtti, “Süresiz nafaka bence adil bir durum değil” dedi. Nafaka gerçekten de adaletsiz bir uygulama mı? Adalet arayışına nafakadan başlamak ne kadar adil? Bu tartışmaları bir yana bıraksak dahi nafakanın aslında hiç de o mağdur eski kocaların veya babaların anlattığı gibi olmadığı yapılan istatistik ve bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuş bir gerçek.

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezinin 2021 yılında yayımladığı 2017/2018 yılları arasında görülen 2097 mahkeme dosyası incelenerek hazırlanan rapora göre;

“Toplam 2 bin 39 davanın 542’sinde taraflardan biri nafaka talep ederken 843 davada nafaka istenmemiş, 654 davada talep olup olmadığı tespit edilememiştir. Nafaka talep edilen 542 davanın 241’i yoksulluk ile ilgiliyken diğerleri tedbir ve iştirak* nafakalarıdır. Kadınlar için karar verilen 327 nafaka kararının sadece 3 tanesi 3 bin lira ve üzerindeyken 277’si aylık bin lira ve altı olarak belirlenmiştir.

Davaların hepsinin 2017 yılına ait olduğunu varsaydığımızda dahi davaların yüzde 99’unda yoksulluk sınırının altında, yüzde 84’ünde açlık sınırının altında ücretler belirlenmiştir.”

Çok küçük bir kısmını alıntıladığımız bu rapor nafakanın aslında hiç de kamuoyunda tartışıldığı gibi olmadığını, çok düşük miktarlarda nafaka bağlandığını ve bunun da daha çok kadına değil müşterek çocuğa verildiğini ortaya koyuyor.

Kadınların ömür boyu eski eşlerinin maddi desteğini aldığı iddiası ile yalan yanlış istisnai örneklerle başlatılan tartışmalar, bugün konuyu nafakanın adil olmadığı ve yeni bir düzenleme yapılması gerektiğine kadar getirildi. Peki soruyoruz, adil olmayan nafaka mıdır, yoksa kadınların şiddete uğraması, katledilmesi midir? Her şeyin üstünde olan yaşam hakkını dahi koruyamayan devlet, gerçekten de bir grup boşanmış erkeğin haksız serzenişi karşısında hemen pozisyon alarak yeni düzenlemeler yapmayı düşünürken kadın cinayetlerini önleme konusunda neden aynı gayretkeş tavra sahip değil?

KADINLARA GERÇEKTEN YETERLİ MİKTARDA NAFAKA VERİLİYOR MU?

Bir kısmını alıntıladığımız rapordan ve uygulamadaki pek çok örnekten gördüğümüz, nafaka konusunda bir çarpıtmaya gidilmek istendiği ve gerçek durumun hiçbir zaman gösterilmediği.

Çözüm önerisi diye sunulanların arasında arabuluculuk sistemi gibi kadını tamamen baskı altında bırakacak, şiddet görmeyi sürdürmeye yol açacak uygulamalar da var. Aile Bakanlığı, kadınların öldürülmesine çözüm aramadığı gibi evlilik içinde ve evlilik sonlanırken kadınları şiddetten, yoksulluktan korumak gibi bir arayışın içinde de değil. Devlet, boşandıktan sonra tamamen yoksulluğa düşen ve deyim yerindeyse yiyecek ekmeğe muhtaç hale gelen kadınlara sunulacak katkıları, sağlanacak iş imkanlarını veya maddi yardımları konuşmalı mesela.

Nafaka alma hakkının zorlaştırılması bir yandan da AKP’nin kadına yönelik şiddetle mücadele ettiği yönündeki söylemlerine tezat oluşturuyor. Zira nafaka almanın daha zor koşullara bağlanması aynı zamanda çoğu durumda kadının şiddet gördüğü evliliği sürdürmeye zorlanması anlamına gelecek.

İLHAM NEREDEN?

Önümüze reform diye, mağduriyetlerin giderilmesi diye süslene süslene sunulan pek çok yasa değişikliği önerisi gibi nafakaya ilişkin öneriler de ilkin, iki yıl önce TBMM bünyesinde kurulan Boşanmaların Önlenmesi Komisyonunun raporunda yer almıştı.

Komisyonun hazırladığı raporda, cinsel saldırı ve cinsel istismar sanıklarına hadım uygulaması, boşanma davalarında arabuluculuk, 6284’te verilecek tedbirlerin delile dayandırılması zorunluluğu, boşanma ile birlikte hükmedilen yoksulluk nafakasının süreye bağlanması, tecavüz mağdurunun sanıkla evlendirilmesi ve beş yıl sorunsuz evlilik halinde cezasızlık gibi öneriler vardı. İşte bu birbirinden “yaratıcı” öneriler tek tek önümüze sürülüyor, yeterince tepki gösterebilirsek bir süre rafa kaldırılıp sonra tekrar ısıtılıp masaya getiriliyor. Biz kadınlara düşen ise her alanda karşılaştığımız, haklarımızı tırpanlamaya çalışan, kazanımlarımızı bir bir elimizden almak isteyen bu düzenlemelere karşı mücadeleyi sürdürmek ve kadın dayanışmasını büyütmek.

* Velayet hakkı kendisinde bırakılan eşe, diğer eşin çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ödediği nafaka

NAFAKA GERÇEKTEN SÜRESİZ Mİ?
Mevcut düzenlemede nafaka, sonsuza kadar eski eşin kadına bakması olarak kurgulanmış değil. Nafakanın yargı kararına dahi gerek kalmaksızın kesilebileceği haller olduğu gibi bazı durumlarda hakim kararı kaldırılabiliyor ya da miktarı değiştirilebiliyor. Nafakanın “süresiz” olduğu medya ve yetkililer tarafından pompalanan bir yalan!

NAFAKA ÖDENMEZSE YAPTIRIMI VAR MI?
Bu konu, İcra İflas Kanununun 344. maddesinde düzenlenmiş: “Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.”
Ancak bu maddeden ceza alındığında borçlunun birikmiş nafaka borcunun yalnızca küçük bir kısmını ödemesi ile serbest kalabilmesi mümkün. Yani bu cezai yaptırım dahi nafakanın düzenli ödenmesini sağlamak bakımından yetersiz bir düzenleme.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
GÜNÜN BİLGİSİ: Nafaka hakkımız tehlikede!

Kadınların boşanma ile kazandığı ‘nafaka hakkı’nda yeni düzenleme yapılması planlanıyor. Adalet Baka...

Nafaka hakkına sınırlama: Neden, Nasıl?

Hükümet ‘Ömür Boyu Nafaka Zulmüne Son’ kampanyacılarıyla ortaklaşa yeni bir düzenleme hazırlığında....

Nafaka nedir, ne değildir?

Nafaka gerçekten de adaletsiz bir uygulama mıdır? Kadınların elinden alınmak istenen nedir tam olara...