eşitsizlik
Teslim olmuş değiliz. Bunca kazanımımızdan vazgeçmek istemiyoruz çünkü. Kafamızı çevirip yok saymanın, sorunu ortadan kaldırmadığı gibi bizi yalnızlaştırmaktan başka bir sonucu olmadığını yaşıyoruz.
Bilgi ve deneyimleri mücadeleye, örgütlenmeye ve birleştirmeye dönüştürebilirsek, dinsel ve milli görünüşlü kirli yönetim ile savaş politikalarının yerle yeksan olması çok uzak bir ihtimal olmaz.
“İsteseniz de istemeseniz de bu yasa geçecek” diyenler “İsteseniz de istemeseniz de bu evlilik devam edecek” noktasına hızla vardı. Daha neler olacağını tahmin etmek de ne yazık ki zor değil!
Bugün fabrikalarda, depolarda ve diğer çalışma yerlerinde bir sürü kız kardeşimiz eşitsizliğe maruz kalıyor. Bu tür olaylara biz susarsak herkes susar. Susmayalım.
Biz üniversiteli kadınlar pembe trambüsü asla kullanmayacağız. Çünkü çözüm toplumdaki erkeklerin zihniyetini düzeltmektir, bizi pembe trambüs ile ayrıştırmak değil.
İran’da kadınların erkek futbol takımlarının maçlarını izlemesine yönelik yasağın kaldırıldığı sevinci kısa sürdü. İran Futbol Federasyonu kadınlara yanlışlıkla bilet satıldığını söyledi.
Kadınlara yönelik şiddetin, yeni cinayetlerin ve cinsel suçların önünü; cezasızlık, adaletsizlik, iyi hal indirimleri ve eşitsizlik açıyor!
Medeni yasa kadınlar için bir tür eşitlik belgesidir. Müftülere nikah yetkisi verilmesiyle öne çıkan tasarının gündeme getirilmesi medeni kanunun esasını değiştirmeyen basit bir ritüel sayılamaz.
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir ‘Dışkı yedirerek kadına işkence’ye ilişkin konuştu.
Yaşı, mesleği, eğitimi ne olursa olsun aynı şiddetin hedefi haline geliyor kadınlar. Gerekçeler gazete sayfalarına türlü türlü geçse de erkek şiddeti cüretini eşitsizlikten ve adaletsizlikten alıyor.
Türkiye’de zaten her üç kadından ikisi çalışma yaşamının dışında. İşgücüne katılan kadınların en sık karşılaştığı sorun ise işsizlik. Canımızı yakan işsizlik! Giderek büyüyen işsizlik!
Türkiye’de 15 yaşından büyük 20 milyon kadın, çalışma yaşamının dışında. 11 milyondan fazla kadın, sırtında evin tüm yükü ve çocuk bakımı olduğu için çalışamadığını söylüyor. Çözüm var mı? Var tabii!
Cumhuriyet tarihinin en düşük kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 23.3 ile 2004 yılındaydı. Bugün rakam biraz daha yüksek ama hala kadınların sadece üçte biri çalışma yaşamında. Peki neden?
Türkiye'de çalışabilir yaştaki her üç kadından yalnızca biri çalışıyor. Avrupa'da kadın istihdamının yüzde 40'ın altında olduğu tek ülke Türkiye. Türkiye dünyada 189 ülke arasında sondan 20'nci.
Kadınlara da sigorta girişinden önceki doğumlar için borçlanma hakkı tanınmalı; kadınların emeklilik hakkı önündeki tüm engeller kaldırılmalı diyorsan...
Erkekler, sigorta girişinden önce yaptıkları askerlik için borçlanma hakkına sahip. Kadınlar ise sigorta girişinden önce yaptıkları doğum için borçlanamıyor. Bu, adaletsizlik değil de ne?
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.