Sandığı aşan taleplerimizle 1 Mayıs’a
Herkesin çözüm için ayrı ayrı fikri var, ancak talepler etrafında birlik olma fikri zayıf. Ama yan yana gelemedikçe, çözüm için birleşmedikçe sorunlarımız çoğalmaya devam edecek.

8 Mart ve yerel seçim çalışmaları için haftalardır Esenyalı’da kadınlarla bir araya geliyoruz, mahalleyi kapı kapı dolaşıyoruz. Bir yandan taleplerimizi, ülkenin durumunu, seçimleri konuşurken bir yandan da kadınların yaşamlarına ortak oluyoruz. Bu buluşmalarda tanık olduğumuz hikayeler, kadınların durumu seçimlerde ortaya çıkan tablo karşısında o kadar çok şey anlatıyor ki... Ama tabii nasıl okuduğunuza bağlı.

Her çaldığımız kapıda yoksulluğun binbir yüzü, işsizlik ve kriz çıktı karşımıza. İşçi kadınların güvencesiz çalışma koşullarını, her an işsiz kalma korkusunu, bu korku nedeniyle işyerinde hiçbir şeye hayır diyemeyişlerini dinledik.

Tanık olduğumuz bu öykülerden bir kısmını paylaşacağım sizinle, sonra da beraber değerlendirelim karşı karşıya olduğumuz durumu...

HER EVDE BAŞKA HİKAYE

Bir akşam evini ziyaret ettiğimiz bir işçi ailesinde oldukça sıcak karşılandık. Sohbet ilerledikçe işçi kadın bize hamileyken başına gelenleri anlatmaya başladı. Hamile olduğu dönemde işsiz kalmış, aynı dönemde eşi de kriz bahanesiyle işten çıkarılmış. Günlerce eve ekmek bile alamadığından bunalıma girmiş, bebeğinin daha fazla masrafa sebep olacağını düşündüğünden karnını yumruklayarak bebeğini düşürmeye çalışmış. Ev sahibi durumlarını görünce onlara birkaç ay yardımcı olmuş. Şimdilerde eşi asgari ücretle çalışıyor, durumları yine çok iyi değil ama iyi kötü geçinebildiklerini söylüyor.

Bir başka kadın ise eşinden şiddet gördüğü için küçük yaştaki çocuğuyla birlikte evi terk etmek zorunda kaldığını anlattı. Çünkü; belediye başta olmak üzere gerekli kurumlara başvurmasına hiçbir rağmen yardım alamamış. Şiddet gördüğü evden ayrıldığında da tek başına ayakta durabilmek için çok çaba göstermesi gerekmiş, yine destek bulamadığı için. Metal fabrikasında çalıştığından gündüzleri çocuğuna bakabilmek için gece vardiyasında çalışmak zorunda olduğunu anlattı.

Bir diğer hikaye ise engelli çocuğuyla yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan bir kadının yaşadıkları... Eşinden yıllarca şiddet gördükten sonra kurtulmak ve izini kaybettirmek için metropole gelmiş. Çocuğu küçük olduğu ve bırakabileceği bir yer olmadığı için çalışma imkanı olmamış. Yardım almak için başvurduğu belediye ve kurumlardan, dış görünüşü ‘düzgün’ olduğu için eli boş dönmüş.

MESELE BEKA DEĞİL GERÇEK SORUNLAR

Seçim dönemi boyunca her çıktıkları kürsüde tehdit savuranlar, ırkçı milliyetçi söylemlerle halkı kutuplaştırmaya çalışanlar bir yana sandık gösterdi ki; memleketin asıl meselesi “beka” değil; açlık, yoksulluk, işsizlik, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı... Vatandaşın da kadınların da gerçek dertleri bunlar, seçim alanlarında hiç gündem olmayanlar da yine bunlar.
Biz bu çalışmayı yürütürken sadece dertleri dinlemekle kalmadık, sorunların çözümlerine yönelik önerilerle de karşılaştık. Herkesin çözüm için ayrı ayrı fikri var, ancak talepler etrafında birlik olma fikri zayıf. Ama yan yana gelemedikçe, çözüm için birleşmedikçe sorunlarımız çoğalmaya devam edecek.

Önümüz 1 Mayıs, sandıktan çıkan sonucu daha ileriye götürmek, sorunlarımızın çözümü için daha güçlü adımlar atmak için yapabileceğimiz çok fazla şey var. Mahallelerdeki, fabrikalardaki kız kardeşlerimizle daha fazla yan yana gelmeli, örgütlü mücadeleyi güçlendirmeliyiz.

İlgili haberler
Kadınların 1 Mayısı: Talepler somut, özgüven artmı...

Tanınmak, iradesiyle, emeğiyle, varlığıyla saygı görmek... Kendisini bütünün vazgeçilmez parçası his...

Tiyatrodan 1 Mayıs’a bu ‘birliktelik’ bizim!

Antalya Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar yazdıkları mektuplarla Ekmek ve Gül’e güç kattı. Bir araya g...

Sandığı aşan taleplerimizle 1 Mayıs’a

Herkesin çözüm için ayrı ayrı fikri var, ancak talepler etrafında birlik olma fikri zayıf. Ama yan y...