Mayıs ayı, işçi ve emekçi kadınların mücadelesinde yer eden bir ay. Bu ay içinde tarihsel hafızamızdaki en önemli iki gün ise 1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü ve 8 Mayıs Faşizme Karşı Zafer Günü. Biri, işçi ve emekçi kadınların 8 saatlik iş günü, insanca çalışma taleplerini, sömürüsüz bir yaşamı talep ederek bunun için mücadele verdiği, diğeri ise en kana susamış burjuva diktatörlüğünün karşısında sömürüsüz bir dünyayı, sosyalizmi savunduğu iki gün. Mücadele kokan bu ay için Ekmek ve Gül olarak bazısı işçi sınıfından kadınların hayatta kalmasını konu edinen bazısı onların mücadelesini konu alan kitaplar derledik.
AFRODİT BUHURDANINDA BİR KADIN
Bu romanda ana karakterimiz Yıldız. Yıldız kimsesiz genç bir kadındır. Gençlik yıllarında hayatta kalmak için çalışması gerektiğini anlayan Yıldız bir işe girer. Ancak iş yerinde şiddete uğrar, işi bırakır. Daha sonra fabrikaya işçi olarak girer. Yaşam Yıldız’a çok fazla seçenek sunmaz.
Afrodit Buhurdanında Bir Kadın, işçilerin yaşam koşullarını en iyi aktaran kitaplardan biri olarak kabul edilir. İşçilerin yaşamını, iş güvenliğini, kadınlara yönelik sınıfsal sömürüyü ve cinsel baskıyı konu alır.
NAZİ İŞGALİNDE SOVYET KADINLAR
Svetlana Aleksiyeviç’in tanıklarının ağzından kaleme aldığı Nazi İşgalinde Sovyet Kadınları ile kitap yolculuğumuz İkinci Dünya Savaşı’na gidiyor. Bu kitapta Nazilerin durdurulmasında büyük rolleri olan, fakat görünmeyen kadınlar yol arkadaşlarımız. Dört yıl boyunca onlar sadece ellerinin hamuruyla tüfek tutan asker değillerdi. Şoför, pilot, doktor, hemşire, tankçı, aşçı, çamaşırcı, keşifçi, ileride geride hep onlar vardı.
Kadınları tanımak mı istiyorsunuz? Buyurun size en iyi kaynak. Yüreğiyle, beyniyle, bileğiyle, Nazi faşizmini püskürtülmesinde emeği geçen kadınlar.
BİR KADIN İŞÇİNİN GENÇLİĞİ
Otobiyografik bir özellik taşıyan Bir Kadın İşçinin Gençliği kitabıyla 19. yüzyıla gidiyoruz. Adelheid Popp kendi yaşanmışlıklarını, anılarını ve genç işçi bir kadın olarak mücadelenin nasıl bir parçası olduğunu bu kitapta kendi ağzından anlatıyor.
Adelheid Popp kiliselerde dua eden, monarşiye saygı duyan bir işçiyken mücadele içinde yoğrularak yolunu kendisi çizer. Yaşam koşulları, acı deneyimleri ve tanıdıkça saygısı daha çok artan eşinin desteği ile sosyalist mücadelenin önderlerinden olur. Avusturya Parlamentosu’na birçok kez milletvekilliği yapar. Clara Zetkin’den sonra Uluslararası Kadın Komitesinin başkanlığını yürütür. Bu yoksul, hasta, işçi kız çocuğunun özgürleşme yürüyüşünden öğrenilecek çok şey var.
Kapak fotoğrafı: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı
İlgili haberler
Bir kitap: Ana
Sarhoş baba çürümeye yüz tutmuş kapitalizmi, ana emeği, Pavel ise uğruna mücadele ettikleri geleceği...
Bir kadının uyanışı: Deniz Feneri
'Deniz Feneri eseriyle kitap yolculuğumuz biraz çocukluğumuza, aile ilişkilerimize, yaşayıp görüp de...
'Astalavista Osman!'
‘Mizahi olduğu kadar duygu yüklü bir dil de kullanan Aylin Balboa, aynı sayfada sizi hem güldürüp he...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.