Beş yılda bir tekrarlanan yerel seçim sürecine girdik. 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel seçimler için, siyasi partiler hummalı bir çalışmaya başladı. Bir aydan uzun süredir belediye başkanlığı aday çalışması, meclis üyeliği için yürütülen yarış, hangi isim daha etkili olur, hangi isim daha çok oy alır koşuşturması devam ediyor.
Emekçilerin yoğun olarak yaşadığı Pendik ve Tuzla’nın birçok mahallesinde kadınlar ciddi sorunlarla karşı karşıya. Bir önceki seçim döneminde “Kreş açacağız” sözünden tutun da her yere ulaşım sağlamaya kadar birçok vaat verilmişti. Geçen 5 yılda bu vaatler tabii ki yine havada kaldı. Seçimler yaklaşırken ücretsiz kreş ve ulaşım sorunları tekrar kadınların gündeminde. İSMEK projelerinin dışına çıkmayan anlayış kadınların üretime katılmasının önünde ciddi engel. Çocuk ve yaşlı bakımı yine kadınların omzunda. Bakım için ödenen paralar çok düşük. Zaten sigortanız, eviniz ya da üzerinize kayıtlı bir mülk varsa istediğiniz kadar bakıma muhtaç olun, yardım alamıyorsunuz. Asgari ücret ise 1600 TL, dört kişilik bir ailenin nesine yetecek?

YOKSULA HİZMET YOK!

Bir diğer sorun ise okullardaki eğitimin yetersizliği. Aileler “iyi bir okul” ya da anne çalışıyorsa tam zamanlı eğitim alabileceği yer arayışı içinde. Yine belediyelerin her yerde “etüt merkezleri açtık” övünmeleri bu mahallelerde hayat bulmuyor. Aileler çocuklarının eğitimi için kredi alarak dershanelere başvuruyor ya da İSMEK’lerde sıranın kendilerine gelmesini bekliyor.

Toplumda her türlü şiddete maruz kalan kadınları ve çocukları güçlendirecek hiçbir politika üretmeyenler, Kuran kursları ve dini eğitimin verildiği yerler açmaya devam ediyor. Sohbet ettiğimiz birçok kadın buralara gitmezlerse dışlanmaktan korktuklarını ifade ediyor. Genelde yoksul emekçilerin yoğun yaşadığı mahallelerde sosyal ve kültürel alanda pek olanak bulunmuyor. Yolların ve kaldırımların bozuk olduğu, çocukların oynayacağı doğru dürüst bir parkın bile olmadığı bu mahallelerde şikayetlere rağmen bir düzenleme yapılmıyor. Seçim öncesi vaatlerin ilk sırasında gençler için spor kompleksleri var ama emekçi semtlerde bu vaadin de karşılığı yok. Gençler, çok erken yaşta uyuşturucu batağına düşmüş, kimin umrunda!

Bu eksiklerin giderilmesi için zaman zaman kadınların öncülüğünde imzalar toplanıp belediyeye ulaştırılsa da genelde dikkate alınmıyor. Bu tür hizmetlerle genellikle daha merkezi semtler ya da lüks siteler tercih ediliyor. Sadece zenginlerin faydalandığı fakirin ise kaderine terk edildiği eşitsiz bir hizmet anlayışıyla yeniden aday olanlara bu kez bir yanıt verilebilir.

Siyasi partiler adaylarını belirlerken oylarına muhtaç oldukları halka fikrini sorma gereği bile hissetmiyor. Yerel sorunlardan en çok etkilenen kadın ve çocuklar olmasına rağmen onların görüşlerine asla başvurulmuyor. “Nasıl bir belediyecilik?” diye bir tartışma zaten yok.

NEDEN SİZE OY VERELİM?

Bu olumsuzluklar devam ederken iyi şeyler de oluyor. Kadınlar bu dönem yerel yönetimlerde yer alabilmek için epey çaba sarf ediyor. Emekçi semtlerin hemen hepsinde kadın muhtar adayları görüyoruz. Ayrıca belediye meclis üyeliğinde de kadınlar epey ısrarlı. Siyasi partilerin “Bize oy verin, her şeyi hallederiz” söylemine karşı yönetimlere aday olan kadınlar konuşmalarında, pankart ve afişlerinde birlikte yönetmekten bahsediyor ya da daha fazla kadınla buluşmayı hedef alan işler yapıyorlar.

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak yerel yönetimleri tartışmak üzere başlattığımız çalışmada birçok kadınla yüzyüze gelip konuşma olanağı yakaladık. Kadınların yerel sorunların çözümü için mücadeleye olan isteklerini gördük. “Bir kez daha size neden oy verelim? Koca koca binalarla mahalleyi yaşanmaz hale getirdiğiniz için mi? Çocuklarımıza bir parkı çok gördüğünüz için mi? Bozuk kaldırımlara ve sokaklara el atmadığınız için mi? Kadınları şiddete karşı güçlendirmediğiniz için mi? Söz verdiğiniz halde gençler için sosyal alanlar, ücretsiz etüt merkezleri açmadığınız için mi? Söz verip yapmadığınız her şeyin faturasını biz ödüyoruz” diyen kadınların, talepleri ve çözümü için mücadele etmeye olan istekleri çok açık.