“Kendi gücümüzle bir araya gelince biz kadınların başaramayacağı hiçbir şey yok. Ayaklarımızın üstünde durabilmemiz için bir mücadele gerekiyordu. Ve yola koyulduk.”

Bunlar Küçükçekmece Ekmek ve Gül Grubundan Fatma arkadaşımızın sözleri.

Bizler 15 yıldır dergisi ile, “Hayat televizyonundaki” programı ile portalı ile Türkiye’nin her yerinden kadınların ilmek ilmek ördüğü Ekmek ve Gül mücadelesinin bir parçası olarak kendi yerelimizde büyüdük.

Önce Ekmek ve Gül dergisine yazılar yazarak, sonra o yazıları dağıtarak sesimizi büyütmeye çalıştık. Dergideki yazıları okuyup, üzerine sohbet ederek güçlendi yolumuz. Kadınlarla farklı yerlerde sürdürdüğümüz sohbetlerde ne kadar benzer sorunlar yaşadığımızı gördük. Bunları görürken Ekmek ve Gül dergimizde ve portalımızdan memleketin başkaca yerlerinden yazılan deneyimlerden beslendik. “Neden bizler yan yana gelmiyoruz?” diyerek önümüze bir yol haritası oluşturduk. Sadece yerli kadınlar için değil zor koşullarda yaşam mücadelesi veren mülteci kadınlar için de yol almak istedik. Yan yana gelişlerimizi çoğalttık. Bizim gibi düşünmeyen kadınlarla da buluşmak için çabaladık. Genel seçimler sürecinde yoğunlaşan çalışmalarımız ve sonrasında “umutsuzluk değil değişimin anahtarı bizde” diyerek geliştirdik mücadelemizi. Bu süreçte hem mahalledeki kadınların ihtiyaçları hem bizim daha fazla kadına ulaşmak için denediğimiz yollar, bizi bir dernek kurma fikrine yakınlaştırdı. Yan yana gelişlerimiz çoğaldıkça “değişime” olan inancımız arttı. Birliğimizi güçlendirmek ve büyütmek için adımlarımızı hızlandırdık.

Küçükçekmece Ekmek ve Gül’den kadın arkadaşlarımızın sözleriyle aktaralım bu süreci:

‘BEN DE VARIM’
Kader gencecik. Umudu gözlerinin parlamasından belli, “Dernek kurma fikri ilk olarak ‘Nasıl olacak?’, ‘Yapabilir miyiz?’ sorularını aklıma getirdi. Sonra dedim ki ‘Neden olmasın? Neden daha fazla kadına ulaşamayalım ki?’ Kendimizi değerli hissetmek için, daha çok kadına ulaşabilmek için dernekte olmak istedim. Yaşanılan her türlü zorluğa karşı, kadınların kendilerini yalnız hissetmemeleri için ‘bende varım’ dedim ve inanıyorum ki ben ve derneğimizde bulunan kadınlar diğer kadınların da sesi olacak” diyor.

‘EMEK MÜCADELESİ VEREN KADINLAR İÇİN…’
Seray’ın heyecanı yetiyor içimizin ısınmasına her seferinde. Şöyle ifade ediyor duygularını: “Biz bu dernek ile hayatın her alanında şiddete ve baskıya uğrayan kadınların, yaşadığı şiddeti dayanışma ile çözmek için bu derneği kuruyoruz. Haklarını alamayan işçi kadınların sesi olmak için, emek mücadelesi veren kadınların yanında olmak için kuruyoruz bu derneği.”

‘KARARLIYIZ’
Tülin’in gülüşü ve içtenliği güven veriyor hepimize. Şöyle diyor derneğimizin konusu açılınca: “Memleketin gündemi, gündeme gelen Anayasa değişikliği tehlikeli ve endişe verici. İnsanca yaşamak, cinsiyet eşitliğini savunmak ve her alanda ayrımcılığa karşı mücadele etmek ve derneğimizi kurmak için adım attık. Yan yana durmaya kararlıyız.”

‘KENETLENMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK’
Raziye de el uzattığımız, elimizi tutan kız kardeşlerimizden biri. Derneğin kurulmasıyla ilgili fikrilerini şöyle anlatıyor: “Öncelikle biz kadınların birbirini tamamlayan, kucaklayan bir dayanışmaya ihtiyacı olduğu için bu dernek gerekli oldu. Bizler birbirimize kenetlenmek için yola çıktık. Sosyalleşmek, dertleşmek, öğrenmek ve yaralarımızı birlikte iyileştirmek için yola çıktık. Önce kendimizi sonra yanımızdaki diğer kadınları geliştirmek ve değiştirmek için yola çıktık.”,

Fotoğraf: Ekmek ve Gül