Türkiye’de kadınlar 8 Mart’ı OHAL koşullarında, ülkenin gece yarılarında çıkarılan KHK’lerle yönetildiği, muhaliflere yönelik baskının ayyuka çıktığı, kadın haklarına yönelik saldırıların yoğunlaşarak sürdüğü bir dönemde karşılıyor. 8 Mart vesilesiyle konuştuğumuz, Kartal Belediyesi’nde çalışan kadın işçiler, en çok işyerinde yaşadıkları ayrımcılıktan, kadınlarla erkekleri “fıtratı gereği” eşit görmeyen anlayışla karşılaşmaktan şikayetçi.

Kartal Belediyesi’nde mimar olarak çalışan kadınlar, belediyeye gelen müteahhitler ve vatandaşlar tarafından, anlaşmazlık durumlarında “Sen kadınsın ne anlarsın”, “Ya zaten kadın değil mi? Yapacağı iş bu kadar olur” şeklinde söylemlere maruz bırakılmaktan yakınıyor.

Veteriner hekim olarak çalışan kadınlar da zaman zaman kendilerini “hayvansever” olarak adlandıran bazı kişilerin hakaret ve küfürleriyle karşılaştıklarını söylüyor. Zaten oldukça sağlıksız koşullarda çalıştıklarını belirten veteriner hekimler, “Dua et kadınsın, yoksa sana yapacağımızı bilirdik” diye tehditler aldıklarını aktarıyorlar.

Belediyede temizlik işlerinde çalışan kadın işçiler ise sağlıklı olmayan malzemeler kullandıklarını, cilt ve akciğer tahribatı tehlikesiyle yüz yüze olduklarını anlatıyor. Bunun yanı sıra beraber mesai yaptıkları erkek işçiler tarafından “Sizden daha ağır işler yapıyoruz, sizinle aynı parayı alıyoruz”, “Sanki çok iş yapıyorsunuz, sürekli şikayetçisiniz” sözleriyle aşağılandıklarını söylüyorlar.

Kartal Belediyesinde farklı statülerde çalışan kadın işçiler, “taşerona kadro” müjdesiyle çıkan 696 sayılı KHK’nin “muhalifleri cezalandırma ve işten çıkararak açlığa mahkum etmenin bir aracı olacağı” endişesi de yaşıyor.

Kadınların ayrımcılığa ve sömürüye karşı dayanışmaktan ve mücadele etmekten başka çıkar yolu olmadığını dile getiren kadın belediye işçileri, tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyor.