Kocaeli’nin Yenikent mahallesinde bulunan Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği, kadınların hem dert hem neşe ortağı olduğu, birlikte öğrenip öğrettikleri, değişip güçlendikleri bir yer. Üçüncü yılını geride bırakan derneğin faaliyetlerine katılan kadınlar yaşamlarındaki değişimi anlattı.
Fatma, Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği’nin başkanı. Kocaeli’de kadınların, birçok şehre göre daha duyarlı olduğunu düşünüyor. Bunu da Kocaeli’nin sanayi kenti olmasına ve daha fazla kadının çalışıyor olmasına bağlıyor; “Buna karşılık iş yaşamında erkeklerle eşit değiller, aynı işleri yapmalarına rağmen daha düşük ücret alıyorlar. Daha fazla sömürü ve baskı altında olduklarının farkındalar. Bunun üstesinden nasıl gelineceği konusunda yeterli bilgi ve güce sahip olmadıklarını düşünseler de, birlik beraberlik sağlandığında birçok şeyin yapılabileceğinin de bilincindeler” diyor.
Derneğin giderek daha bilinir olduğunu belirten Fatma, “Kadınların yaşadıkları sorunlar ve zorluklar karşısında başvurabileceklerini, bilgi ve destek alabileceklerini bildikleri bir yer haline geldik. Gün geliyor şiddet gören bir kadın kapımızı çalıyor, gün geliyor işyerinde haksızlığa uğramış bir kadın bilgi ve destek istiyor bizden. Ayrıca dernek faaliyetlerine katılan kadınların farklı görüş ve düşünceye sahip olmalarına rağmen, ortak sorunları karşısında ayrım gözetmeksizin birlikte hareket ediyor olması geleceğe dair umut veriyor” diye anlatıyor.
‘KORKULARI AŞTIĞIMIZDA DEĞİŞİM DAHA HIZLI OLACAK’
Ücretli öğretmenlik yapan Sezen, hafta sonları da evlere temizliğe gidiyor. O da bir yıldan fazla bir zamandır derneğin çalışmalarına aktif olarak katılıyor. Her geçen gün artan baskı, şiddet, yoksulluğun kadınları çaresizleştirdiğini belirterek, şunları söylüyor: “Kadınlar yalnızlaştırılıyor, çevresi, ailesi destek olmuyorsa daha da kötü. Kadınların hayatında söz sahibi olmak için herkes sıraya giriyor. Ayaklarımızın üstünde durabilmemiz için ekonomik bağımsızlığımız çok önemli. Yaşam koşullarının ağırlaştığı yerlerde kadınlar daha çok sıkıntıyla boğuşuyor. O kadar çok yol deniyorlar ki... Baskı, taciz, tecavüz arttı ve buna alışır hale geldik. Emeğin yoğun sömürüldüğü yerlerde bu saydıklarım daha hissedilir. İktidar dili de bundan azade değil. Kadını istedikleri gibi eğittiklerinde herkesi eğitmek daha kolay olacak, çünkü kadınlar hayatın her alanında var.” Derneğin öneminin de tam burada başladığını vurguluyor Sezen; “Bize dayatılanlara karşı olduğumuz ya da olmak istediğimiz için buradayız. Farklı kesimlerden kadınlarla buluşmayı çok önemsiyoruz çünkü sorunlarımız ortak. Birbirimizden öğrenip, birbirimize öğretiyoruz. Gücümüzün farkına varıyoruz. Kendisinin ya da komşusunun başına bir şey geldiğinde ‘Böyle bir dernek var, oraya gidip danışalım’ diyenlerin sayısı arttı. Korkularımızı aştığımızda değişim daha hızlı olacak. Biz de bu yüzden varız ve daha fazla ses çıkarmalıyız.”EŞİĞİ AŞTIĞIN ZAMAN...
Meral, yoldan geçerken derneği görüp merak etmiş ve buradaki kadınlarla tanışıp konuştuktan sonra çalışmalara katılmaya başlamış. Kadınların yaşadığı şiddet karşısında sessiz kalması onu kızdırsa da “Şimdilik sesini çıkaran, itiraz edenler az gibi duruyor ama çoğaldığımızda; korkanlar da sessiz kalmayacaklar” diyor. Derneğe gelmeye başladığından beri özgürleştiğini hissettiğini söylüyor Meral. “Bahsettiğim baskı ortamından kaynaklı bazı kadınlar derneğe gelmekten çekinebiliyor ama ne zaman ki bunu aşıyorlar, onlar da fark ediyor bir araya gelmenin kıymetini” diyerek, kadınları derneğe çağırıyor.DAYANIŞMAYI, PAYLAŞMAYI ÖĞRENDİK
Güllü, derneğin neşe kaynağı. Şen kahkahası bulaşıcı oluyormuş genellikle... 23 yaşında engelli bir oğlu var, Hakan. Derneğe gelirken onu da getiriyor. Kendini eve kapatmak zorunda kalan pek çok engelli ailesinin tersine o her şeye rağmen hayatın içinde olmak gerektiğini inatla göstermeye çalışıyor gibi. “Erkeklerin kahvesi varsa bizim de derneğimiz var. Burada bilmediğimiz şeyleri öğreniyoruz. Derneğin hayatıma kattığı çok şey oldu, düne göre kendimi daha iyi hissediyorum. Dayanışmayı, paylaşmayı öğrendik. Mesela uzunca bir zamandır perşembe kahvaltılarını sürdürüyoruz. Kahvaltı bahane, esas derdimiz konuşmak, paylaşmak, bir şeyleri değiştirmek. İnsanlar cüzi ücretlerle burayı nasıl döndürdüğümüze şaşıp kalıyor. Bilmiyorlar ki kadınların gücüyle, dayanışmasıyla neler yapılabilir...”İlgili haberler
Bu hashtagde mücadele var: #8Mart
Geçen yılki uluslararası eylemlilik halinden bu yıla kadın mücadeleleri ne durumda, gündemler neler?...
8 Mart’a giderken 10 sorun 10 talep
Çalışma yaşamında karşılaştığımız 10 temel sorunu ve bu sorunlara ilişkin taleplerimizi bir araya ge...
Kader’in çağrısı; Korkmayın!
Vahşi bir biçimde kocası tarafından katledilmeye çalışan Kader’in, içinden güçlenerek çıktığı hikaye...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.