Her gün işe gitmek için sabah 6.30’da Gazi Mahallesi’nden Şişli’ye giden 49GB aracı için durakta oluyoruz. Otobüs hep hınca hınç dolu, ancak kalabalığın çeşitli iş kollarından işçi arkadaşlarla tanışmak gibi kazanımları var.
Yaklaşık 40 dakika süren yolculuğumuzda çoğu zaman yaşamın ne kadar zor olduğunu konuşuyoruz. Pek çoğu hizmet sektöründeki işçiler çalışma ve yaşam koşullarının her gün kötüye gittiğini, asgari ücret aldıklarını, hayata yetişememek gibi büyük rahatsızlıklar yaşadıklarını anlatıyor.
Ekonomik kriz ortamında bir de seçimin yenilenmesi meselesi var. 31 Mart seçimlerinde herkeste bir heyecan vardı, çünkü tek adam ittifakı geriletilmiş, korku duvarı yıkılmıştı. Bir umuttu bu. Bu nedenle İBB’yi Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasını kıymetli buluyordu otobüste konuştuğum kadınlar. Ama şunu hepimiz çok iyi biliyorduk, bu seçim ekonomik buhranı, enflasyonu bertaraf edecek bir seçim değildi. Ve YSK AKP’nin baskısıyla İstanbul Büyükşehir Belesiyesi seçimlerinin tekrarlanmasına karar verdi. Şimdi gündem yine tekrarlanan seçim oldu, ama biz kadınların gündemi ise İstanbul seçimlerinin yenilenmesinden ziyade geçim derdiydi.
Emekli olmuş, bahçe katı bir ev almış, bu nedenle tekstilde çalışmaya devam eden bir ablamız var. Önce kumaşlara barkot yapıştırma işinide yapmış, bir süre sonra kollarında dayanılmayacak ağrılar başlamış, tedavi olmasına karşın sorun bitmemiş. İşten ayrılmak durumunda kaldı fakat geçinemeyinde tekrar çalışmaya başladı.
Bir diğer kadın arkadaşımız da mutfak çalışanı. İşe gidebilmek için 2 araç değiştiriyor. Asgari ücretle çalışıyor ve hayata yetişememekten şikayetçi. Eşinden ayrılmış başka bir kadın arkadaşımız çocuğuyla ayakta durmaya çalışıyor, diğer kadın arkadaşımız ise içinde bulunduğumuz darboğazda bir de işini kaybetme korkusu yaşıyor.
Konu geçim olunca “Marketin önünden öyle geçiyoruz, sadece fiyatlara bakıyoruz” deyip gülüşmelerimiz de oluyor. Yaşamsal ihtiyaçlarımız bile şu ara bizler için lüks olmuş durumda
İstanbul seçimlerinin yenilenmesi bizim sorunlarımızı elbet çözmeyecektir, fakat bu böyle gitmez demek için oyumuzu da kullanacağız. Ülkenin içinde bulunduğu durum kötü, insanlar olanları huzursuzlukla izliyor. Yarının kaygısı tüm işçi ve emekçiler üzerinde bir çaresizlik hissettiriyor. Bizim yapmamız gereken ise çaresizlik içinde beklemek değil çözüme dair formüller aramak için acil birleşmek olacaktır. O, bu, şu demeden birlikte mücadele etmekten başka çaremiz yok.
İlgili haberler
Bizim yardımları, kömürü, ekmeği keseceklermiş, do...
Belediyeyi CHP’nin kazandığı Ankara’da sosyal yardımların kesileceği söylentisi kadınları endişelend...
‘Markaya değil, ucuzuna bakıyoruz’
Gelelim bizim evin geçim derdine. Eşim mevsimlik işçi olarak çalışıyor. Çocuğumun kronik rahatsızlığ...
‘Taşeronu kaldırdık’ deyince televizyonu kaldırıp...
Ayşe ve Emine iki komşular. Biri taşeron işçi diğeri ev kadını. Daha önce ek gelir olsun diye mantı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.