Aynı sınıftan olmayan aynı gemide olamaz!
Ben açık bir kadınım, yan masamda çarşaflı bir kadın arkadaşım çalışıyor. Birlikte yiyor, birlikte iş yapıyor, günün bir kısmını birlikte geçiriyoruz. Hiçbir konuda da ayrı düşmüyoruz. Neden sizce?

Merhaba sevgili kadınlar. Ben büyük bir iç çamaşırı fabrikasının fason bölümünde çalışıyorum. 42 yaşımdayım ve 17 yaşında bir kızım var. Size, her ne kadar kriz yok dense de yarın bir gün kapımıza dayanacak olan ‘kriz’ meselesinin bize nasıl yansıdığından bahsetmek istiyorum.

Biz aynı yerde 25-30 kişi çalışıyoruz. Son zamanlarda patron ucuz iş gücü olarak Türkmenistanlı kadınları alıyor. Üstelik gündelik çalışan bir işçinin aldığı yevmiyenin yarısına çalışıyorlar... Ve bu kadınlar kendi ülkelerinde doktorluk, avukatlık gibi meslekleri yapan kadınlar. Tıpkı Suriye’den buraya gelip günlüğü 10-20 liraya çalışan öğretmen, hemşire kadınlar gibi. Ne acı değil mi!.. 

Ben sigortalı çalışıyorum, onlara göre daha şanslıyım. Ama aldığım maaş tabii ki hiçbir şeye yetmiyor. 1700 lira ile 17 yaşında genç bir kızınız varken neye, ne kadar yetebilirsiniz ki? Üstelik kızım VSD hastası, yani kalp hastası. Devlet hastanelerine gidiyorum tedavi ve kontroller için. Doğru düzgün bakılmıyor, kesin bir tedavi yöntemi belirlenmiyor, e mecburen ben de özele gitmek zorunda kalıyorum. Bir eko çekilmek için 500 lira veriyoruz, düşünün artık... “Sağlık parasız oldu artık” diyenler var ya, onlara soruyorum, nasıl parasız?

Geçen gün aynı yerde çalıştığım, AKP’ye oy veren bir kadın arkadaşım markete gitmiş, 100 lira ile üç parça şey alabilmiş. Şaşkınlık ve kızgınlık arasında bir ses tonuyla ‘Bu nasıl olur’ dedi durdu gün boyu. Hani bizi ayırıyorlar ya AKP’li kadınlar, CHP’li kadınlar diye, aslında ayrıldığımız falan yok. Meseleye nereden baktığımızı fark edersek o zaman anlayacağız ne olup bittiğini. Ben açık bir kadınım, yan masamda çarşaflı bir kadın arkadaşım çalışıyor. Birlikte yiyor, birlikte iş yapıyor, günün bir kısmını birlikte geçiriyoruz. Hiçbir konuda da ayrı düşmüyoruz. Neden sizce? Çünkü konuştuğumuz dil aynı, hayata baktığımız pencere aynı. Artık şunu anlamamız gerekiyor; türbanlı, açık, dindar, ateist, AKP’li, CHP’li hiç önemli değil. Çünkü hepimiz işçiyiz, aynı sınıfa mensubuz. Ait olduğumuz sınıfı bilmemiz lazım, birlik olarak dayanışmayı sağlamamız lazım.

İktidarın işçilerin koşullarını değiştirmek gibi bir kaygısı yoksa o noktada bizim sorgulamamız gerek bir şeyleri. Şimdi bu zamlardan sonra konuştuğumuz tek şey ‘Acaba ne kadar zam gelecek’... Kriz var deyip maaşlarımıza daha az zam yapacaklar. Bize mi sordular ekonomiyi bu şekilde batırırken, bize mi sordular bunca borcu yaparken? Niye biz ödeyelim ki faturasını?
Hani diyorlar ya aynı gemideyiz diye, biz hiçbir zaman aynı gemide olmadık. Aynı sınıfa mensup olmayanlar aynı gemide olamaz. Titanik filmini hatırlayın, aynı gemidelerdi ama 1. ve 2. sınıf olarak ayrıydı yolcular ve önce zenginleri kurtardılar. Bizim durum da işte tam olarak bu! Bizi buradan çekip kurtaracak olan da yine kendimiziz.

İlgili haberler
İŞSİZ KALAN EGE ÜNİVERSİTESİ İŞÇİLERİ: Hem eve hem...

Kadro uygulaması yüzünden işsiz kalan Ege Üniversitesi işçileri, enflasyon artışları ve zamlar yüzün...

‘Kriz yok’ diyenlere tekstil işçisi kadınlar öfkel...

Tekstil işçisi kadınlardan ‘kriz yok’ diyen hükümete tepki: Biz maddi sıkıntılar çekerken siz şaşalı...

Mevzu bozuk psikoloji değil, bozuk çark

Kaybedecek sarayımız da yok, ejder suyumuz da. İster dış güç desinler, ister başka bir şey; Yoksullu...