Merhaba Ekmek ve Gül okuyucuları,
Üniversite hayatım boyunca hem çalışıp hem okuyan bir kadın olarak ancak mezun olabildim ve henüz atanamamış bir öğretmenim. Mezun olduktan sonra dertlerin azalmasını bir kenara bırakalım sorunlar katlanarak devam etti. Bulunduğumuz koşullar bize başka çıkar yolu bırakmıyor pek. Özel sektörde 9-10 saat mobbinge uğrayarak çalışıp asgari ücret almak yerine atanıp kısmen daha yüksek maaş alabileceğimiz işlere girmek istiyoruz. Annelerimizin bize “kolunuzda bir altın bileziğiniz olsun” lafına gülüp, geçerken şu an bunun için dua eder noktaya geldik. Özellikle “kamuda tasarruf” diye açıkladıkları pakette bizi iyice umutsuz bir tabloya sürüklediklerini görüyoruz. Bir şekilde yerleşmenin eşiğine gelindiğinde bu sefer de karşımıza mülakat çıkıyor. Bu böyle uzayan, çoğu kişi için de bir yere varamayan bir süreç. Fakat biliyorum ki bu süreci başarılı bir şekilde atlatsam dahi hayatımda inanılmaz değişiklikler yaşanmayacak. Ben yine tek başıma eve çıkamayacağım ya da çıkacağım ama ay sonunu yine getiremeyeceğim. Sonsuz bir öğrencilik hayatına mecbur bırakılmamız yetmiyormuş gibi her geçen yıl daha kötü bir öğrencilik deneyimine şahit oluyoruz. Birkaç yıl önce aldığım KYK kredisiyle ev kiramı ödeyebiliyorken şu an verilen 2 bin lira krediyle ya da bursla bir oda dahi kiralanamadığını düşününce içimde büyüyen öfkeyi durduramıyorum. Bu öfkenin yalnız benim içimde büyümediğini de biliyorum. Dilerim benimle aynı kaderi paylaşan kız kardeşlerimle birlikte bizi zorunda bıraktıkları bu hayatın hesabını en kısa zamanda sorarız, soracağımıza eminim.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.