Rusya: Ağaç endüstrisi işçileri sendikal örgütlenme çalışmalarını anlatıyor
Syktyvkar Ağaç Endüstrisi Kompleksinde işyeri temsilcileri Irina Podyukova, Lilya Kharatova ve Marina Mironova Syktyvkar ve heshart Kontrplak Fabrikası’nda işyeri temsilcisi Tatyana Batieva anlatıyor.

Katerina Kislova, Rusya’daki Ormancılık ve Ağaç Endüstrisi İşçileri Sendikası (Roslesprof) Merkez Komite üyesi. Ekmek ve Gül için yaptığımız bu röportajı, Komi Cumhuriyeti’ndeki işyeri temsilcisi kadınlara ulaştırdı ve onlarla birlikte yanıtladı. Irina Podyukova, Lilya Kharatova ve Marina Mironova Syktyvkar Ağaç Endüstrisi Kompleksinde işyeri temsilcileri. Tatyana Batieva ise Zheshart Kontrplak Fabrikası’nda işyeri temsilcisi. Sektörlerindeki sorunları ve yaptıkları çalışmaları anlatıyorlar.


Sektörünüzdeki çalışma koşulları nasıl? Ne gibi meseleler öne çıkıyor?

Lilya: Ana problem büyük ihtimalle vardiya değişimleri ve çalışma şekli. Hava koşulları da çok zorlayıcı.
Tatyana: Şirketin yönetimiyle ani gelişen meseleler üzerinden karşı karşıya geliyoruz.
Marina: Patronların karşısında işçilerin korkmasını da bir sorun olarak görüyorum. Cezalandırılmak ya da işten atılmamak için sorunları dile getirmekten çekiniyorlar.
Katerina: Ormancılık sektörü, kamu sektörü olduğu için muhatabın devlet olması da sorun. Ücretler en yakıcı problem. Çok sorun olsa da devlete karşı gelmek neredeyse imkansız gibi. Ayrıca düşük ücretler yüzünden çok fazla iş değiştiriliyor.

‘KADINLARIN SORUNLARI TARTIŞILMIYOR’

Kadınlar açısından sorunlar neler?

Hep birlikte: Hastalık izinleri!
Marina: Bazı kadınlar için taşıyıcı kayışlar çok ağır, sanki ceza gibi. Sen işten ayrılana kadar değiştirmiyor yöneticiler!
Lilya: Özellikle gece vardiyasına çağrılmak.
Katerina: Rusya’da kadınların sorunları tartışılmıyor bile. İyi bir eş ve hizmetçi olmaları bekleniyor. Küçük bir ilgi gördüğünde kadınların mutlu olması bekleniyor. Genel problemleri kısaca anlatmak çok zor.

ÇOCUKLARIN UZAKTAN EĞİTİMİYLE İLGİLENMEK ZOR

Kovid-19 ile ilgili sorunlarınız oldu mu?

Lilya: Cumhuriyetimizdeki çocuk yuvalarında fabrika işçilerinin çocukları kalabilsin diye sendika, yöneticilerle bağlantıya geçti. Bu sorunumuz vardı, çözüldü.
Marina: Bence 12 saatlik vardiyalardan sonra çocukların uzaktan eğitimleriyle ilgilenmek çok zor. Ayrıca hastaneler de normalde olduğu gibi etkili çalışamadı.
Katerina: Başlangıçta koruyucu kişisel ekipmanlar yetersizdi. Şimdi de, işçileri aşı yapmaya zorluyorlar. Aşısız, hiçbir yere gidilemeyecek.
Tatyana: Evde çocuğun yalnız olsa da patron sana izin vermiyor. Bana izin vermediler. Ayrıca, eğitim kurumları da uzaktan eğitime hazır değil. Kadınlar; iş ve çocuklar arasında parçalanmış durumda.

Sorunlarınız hakkında yaptığınız çalışmalar oldu mu?

Lilya: Hastalık izni ve işçilerin işten çıkarılması konusunda sendikal çalışmalarımız oluyor. 12 saatlik vardiyaya dönüldü ama izin günü verilmiyor çünkü yeterince personel yok. Bazı uzak bölgelerde hala 8 saatlik çalışma sistemi var. Çalışmalarımız sayesinde, işe gidip gitmemeyi seçme hakkı verildi. Ama sorun tamamen çözülmüş değil.
İrina: Vardiya değişikliği sorunumuz vardı. Sendikadan bir avukat bizi bilgilendirdi. Finans, bilişim gibi branşlardaki bazı işçiler gönüllü olarak hala uzaktan çalışıyor. İnsanların işlerini ellerinde tutmaları çok önemli.
Tatyana: Sendika temsilcileri olarak yönetim ve otoritelerle, evde yalnız kalan çocuklarına bakmaları için işçilere izin verilsin diye anlaşma yapmaya çalıştık. Personel eksikliği çok fazla olduğu için zordu.
Katerina: Pandemi yüzünden üye işçilerle uzaktan iletişim ağı kurmaya çalıştık. Sosyal medya aktiviteleri arttı. Zoom üzerinden bilgi alışverişi ve eğitimler düzenliyoruz. Bu eğitimlerle, işçilerin sırtındaki yükleri biraz azaltmaya çalışıyoruz.


İŞÇİLERİN KENDİ GÜÇLERİ OLDUĞUNU BİLMELERİ GEREKİYOR

Örgütlenme çalışmalarınız nasıl?

Katerina: Bizim için Sovyet dönemi sendikal sistemin korunması ve yeni işyerlerinde yeni örgütlenmelerin yapılması şeklinde. İnsanlar, sendikanın çeşitli hizmetler veren, çocuklara yardımlar düzenleyen, partiler düzenleyen, dinleme yerleri olduğunu sanıyorlar. Ama şu an örgütlenme yöntemini değiştirmeye çalışıyoruz. O dönemden kalan köklü sendikalarımızı güçlendirmeye çalışıyoruz. İşçilerin kendi güçleri olduğunu bilip sahiplenmesi gerekiyor.
Tatyana: Daha önce bizim sendikamıza üye olabilen bilişim, finans işçileri yeni vergilendirme sistemi yüzünden, bizim sendikamıza üye olamıyorlar. Onları örgütleyebilmek ve sendika üye sayısını düşürmemek için yeni bir sendika kurmamız gerekiyor.

Ne gibi toplu eylemler yapıyorsunuz?

Marina: Son dönemde ormancılarla ilgili bir anket yaptık. Düzenli olarak, sendikal saat düzenliyoruz. Sendika üyelerinin yönelttiği hassas meselelere dair online danışma düzenliyoruz. Temayı önceden belirleyip Zoom toplantıları yapıyoruz.
Irina: Bir “profmobile” dediğimiz sendika arabamız var. Ses ve sistemi kurduğumuz bu araçla mitinglere gidiyoruz. Ayrıca, hazırladığımız toplu sözleşmelerin örneklerini arkadaşlarımıza önceden dağıtıyoruz.
Lilya: Geçen sene gibi bu sene de pandemi yüzünden, 1 Mayıs’ı fotoğraflar, sloganlar, posterlerle online kutlayacağız. Büyük hashtaglerle yaygınlaştıracağız.
Katerina: Örneğin, Tikhvin’deki IKEA’da örgütlenme kampanyası yaparken, bir konser düzenlemiştik. Özellikle 1 Mayıs ve 7 Ekim’lerde toplu eylemler düzenliyoruz.

Örgütlenirken, zor ya da ilham verici durumlar oldu mu?
Marina: Benim için özellikle bir işçinin sendikaya katılması ilham verici. Sorun olduğunda, patrona değil de işyeri komitesine gelmesi ve güvenmesi.
İrina: Örneğin, işçilerin bir grup kurup aralarında iletişim kurması. Sen gidip örgütlediğinde, daha ileri götürmeleri.
Tatyana: İşçilerle birebir konuşmayı çok seviyorum. Her durumun özgünlüğü var.
Katerina: Bence örgütlenmenin kendisi başlı başına bir macera.
İrina: Deneyim paylaşımı çok ilham verici. Diğer örgütçülerle beyin fırtınası yapmak ve bağlar kurmak…

Örgütlenmeye işçilerin katılımı nasıl?
Lilya: Biz doğrudan ne sorunları olduğunu soruyoruz. Herkesin kendine göre sorunları olabiliyor. Onları dinliyoruz.
İrina: Bizim 25 işçiye 1 lider şeklinde bir taban örgütlenmesi sistemimiz var.
Tatyana: Bazen yöneticilerden de sendikaya katılmak isteyen olabiliyor. Eğer işçilerin de sevdiği kişilerse, onları da alıyoruz. Bu işçilerin de katılmasını sağlıyor.
Katerina: Şu an sendika yönetimi olarak, işyerlerinde örgütlenme yapan ve örgütlenmeye dahil olmak isteyen işçilerin becerilerini geliştirmeleri için eğitimler düzenliyoruz.

Yaptığınız örgütlenmenin sonuçları neler?

Marina: İşyerimizde yüzde 87 sendika üyemiz var.
Katerina: Tikhvin’deki IKEA örgütlenmemizi de genişletmeye çalışıyoruz. Üyeliklerimizi artırmamız gerekiyor. Hem de bunu, kilometrelerce uzak olan diğer IKEA şirketlerine de yaymaya çalışıyoruz. IKEA’da da Ilim (kağıt şirketi)’de olduğu gibi ücret ve koşulların iyileştirilmesini garantilemeliyiz.

Ekmek ve Gül okurlarına 1 Mayıs mesajınız nedir?

Tüm kadın işçilere, sendikal dayanışma diliyoruz. İşçi hakları mücadelesinde geriye düşmeyelim. Daha adil, sevgi dolu, iyi bir dünyayı yaratmak için elimizden geleni yapalım.

'Sınırların ötesinde kadın işçiler nasıl örgütleniyor?' dosyasının tamamına ulaşmak için TIKLAYIN

Fotoğraflar: Katerina Kislova kişisel arşivi

İlgili haberler
İrlanda: Market işçileri mücadeleyle ‘garantilenmi...

Bir market işçisi ve Mandate Sendikası işyeri temsilcisi McLoughlin çalışma yasasında değişikliğe se...

Almanya: Temizlik işçileri örgütlülükleriyle yüzde...

Temizlik sektöründe örgütlü IG BAU sendikasından Zeynep Biçici, işçilerin sendikada daha aktif rol a...

İngiltere: 42 bin kabin görevlisi ‘işten at-yenide...

Britanya Havayolları işçileri pandemiyi fırsata çeviren patronların saldırısını örgütlü mücadeleleri...