Lilith, müzik yaşamına 1999 yılında Şehriban Özdemir ve Gabriele Thierkopf ile İstanbul’da başladı. Daha sonraları Satı Sarıyar’ın da katıldığı grup, 2002 yılından itibaren Berlin’de, Maviş Güneşer ve Luise Blum ile çalışmalarına devam etti. Grupta Şehriban Özdemir bağlama-cura-vokal, Gabriele Thierkopf gitar-vokal, Maviş Güneşer bendir-vokal, Luise Blum keman, Satı Sarıyar vokalde yer alıyor.
Kendi çok dilliliklerini şarkılarına yansıtan grup Almanca, Fransızca, Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Yidişce söylüyorlar.
Kuruluş öyküsü de ilginç Lilith'in. Gazeteci Celal Başlangıç 2014’te yazdığı bir yazıda şöyle anlatıyor hikayelerini:
Edebiyat tarihi öğretmeni Gabriele Thierkopf, 1999 yılında Türkiye'ye gelmiş. Bir arkadaşı aracılığıyla Bağcılar'daki Kürt Kadın Dayanışma Vakfı'na gidip gelmeye başlamış. Vakıftaki bir kutlama sırasında elinde gitarıyla sahneye çıkıyor Gabriele. Ardından da vakıfta çalışan Şehriban Özdemir çıkıyor sazıyla. O da çalıp söylüyor.
Hemen orada saz saza, gitar gitara veriyor Gabriele ile Şehriban. Birlikte çalıp söylemeye karar veriyorlar.
Böylece Lilith'in ilk adımı atılıyor. Kurdukları gruba ‘Göğün Yarısı’ adını veriyorlar.
Satı Sarıyar konservatuvar mezunu. Bir lisede müzik öğretmenliği yapıyor. Tokatlı Alevi bir ailenin kızı. Her sabah türkülerle açmış gözünü. Dedesi âşık, dayısı bağlama çalıyor. Bir gün bir kültür merkezinin kafesinde otururken, yandaki küçük odada prova yapan Gabriele ile Şehriban’ın sazını, gitarını, seslerini duyuyor. Farklı geliyor duyduğu müzik Satı’ya. Şarkıları çok yakın buluyor. Böylece Satı da gruba vokalist olarak katılıyor.
Bir süre sonra Gabriele Almanya’ya dönüyor. Şehriban da eğitim için gidiyor aynı ülkeye. Burada, Almanya’da yaşayan Maviş Güneşer ile Luise Blum katılıyor gruba. ‘Göğün Yarısı’ özellikle Almanca da söylenmesi güç bir isim. Bunun üzerine yeni bir isim buluyorlar gruplarına: Lilith.
“Yeni adımızı, Adem’e, ‘Tanrı, ikimizi de eşit yarattı’ diyen ve bu sebepten Adem’le yolları ayrılan Havva'dan önceki eşi Lilith’ten aldık. Lilith’in hikâyesi biraz da göç hikâyesi. Ama her birimizin göç hikâyesi farklıydı. Kimimizinki doğudan batıya, kimimizinki ise batıdan doğuya. Yönü gibi nedenleri de farklıydı göçümüzün. Başka ülkelerde arayışlara girmemiz de vardı, oralara zorunluluktan dolayı gidenimiz de. Güvenlik, iş ya da değişiklik, her birimiz bir arayış içindeydik. Şarkı söylemek istiyorduk. Ama kadınlara düşen solistlik rolünün ötesine geçip kendi şarkımızı kendimiz çalarak...”
Seyr-i Mesel Tiyatrosu’nun sahnesinde de seslendiriyorlar ilk albümleri ‘Göğün Yarısı’nda yer alan şarkıları. Öykülerini anlatıyorlar söyledikleri şarkıların.
‘Lori Lori’ Kırmançça bir şarkı. ‘Uzun bir yolun göçerleriyiz biz’ diye başlıyor. Şarkıda Kuzey Irak’tan, Saddam’ın bombalarından kaçarken kucağındaki çocuğu ölen bir annenin ağıdı var.
Bir diğer şarkı Rusya, Ukrayna gibi Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yaşayan Yahudilerin açlık ve yoksulluğunu anlatan Yidişçe bir ninni. Yidişçe, Eşkenaz Yahudilerinin dili. Orta çağda, eski Almanca lehçeleri, İbranice, Aramice, Slavca gibi dillerden oluşmuş.
‘İki Dağın Arasında Kalmışım’da küçük bir akrabasıyla evlendirilen kadının Türkçe yakarması vardır; “Al eyvana yatak serdim yumuşak/Emim oğlu yanıma geldi bir uşak/Öpmesi yok, sevmesi yok, konuşak.”
Başka bir şarkıda Fransızca yakınan kadın “Kötü bir evlilik yaptım/ve ekmeğimi taşın suyuna bandım” der. Babası tarafından bir taşçıyla evlendirilen genç kadın, düğününün hemen ertesi günü taş ocağına çalışmaya giderken yolda köyün papazıyla karşılaşır. Evliliğinden hiç de memnun olmayan kadın, papazı görünce bekarlığına geri dönme umuduyla konuşmaya başlar. Ne de olsa, önceki gün nikâhlarını kıyan odur. Belki nikâhı geri alması da mümkündür. Papazdan talebi “Dün beni kadın yaptınız, bugün beni yeniden kız yapın” olur. Papazın yanıtı kesindir: “Kızdan kadın yapabilirim, ama kadından kız yapamam.”
Lilith grubunun amacı kadınların deneyimlerini, umutlarını, korkularını, kederlerini, sevinçlerini, aşklarını, işlerini anlatan halk şarkılarını gün ışığına çıkararak yorumlamak ve onlara kendi şarkılarını da katmak. Konserlerinde, albümlerinde söyledikleri şarkılarla Erzurumlu bir kadının yakarmasıyla, bir Kürt kadınının ninnisini, bir Fransız kadının acısını buluşturmak amaçları. Farklılıklarını zenginlikleri olarak görüyorlar. “Ama farklılıklarımız kadar ortak yanlarımız da var” diyorlar “Kimse bir farklılığını diğerine tercih etmek zorunda kalmıyor. Örneğin Kürtlüğünü kadınlığına ya da kadınlığını Kürtlüğüne feda etmiyor kimse.”
Kanıtlamak istedikleri bir nokta daha var: kadınların birbirlerini yemeden bir iş yapamayacaklarına ilişkin ataerkil düzenin yaydığı inancı yıkmak. Türkçe şarkıları ‘Düş Yola’ da “Düş yola umudun düş ola/Düş yola umudun kuş ola/Bulut ola, rüzgâr ola, deniz ola” diyor Lilith grubu. Onlar da zaten ‘Lilith'in kızları’ olarak eşitlik umutlarını düşürmüşler yola, yarısını omuzlarında taşıdıkları gökyüzünü istiyorlar!
Sizin için albümden canlı tınılarıyla Lomir Zikh İberbetn şarkısını seçtik...
Mutlu pazartesiler...
İlgili haberler
GÜNÜN AYKIRISI: Christel Lechner’in “Gündelik İnsa...
Almanya sokaklarında “Gündelik İnsanlar.” Dayatılan 90-60-90 ölçülerine uygun olmayan vücutları, kır...
GÜNÜN ÖYKÜSÜ: Kum gibi
“Annem kitap okumazdı. İşi, gücü temizlik. Bizi, iki kızını sevmeye vakti yoktu. Ev, onun komuta ala...
Türküleri kadınlar için söylediler
Mersin Ekmek ve Gül Kadın Korosu yaptığı etkinlikle barışa, kadınlara, umuda türkülerini söyledi.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.