Çocuklara ve kadınlara yönelik suçlar arttıkça, bu suçlara yönelik adaletsiz yargı kararları arttıkça öfkeleniyoruz. Biliyoruz ki bu ülkede kadınlar ve çocuklar için adaletsizlik diz boyu. Özellikle kadına yönelik suçlarda cezasızlık neredeyse bir kaide.
Üstelik şiddet ve adaletsizlik de yaygınlaşıyor. Kanıksanıyor.
Devletin kurumları, politikaları, yasaları ile işlenen suçların önüne geçmeye çalışacağına ilişkin güvenimiz yok.
Bu nedenle giderek daha fazla oranda “cezalar artırılsın, bu erkekler idam edilsin, hadım edilsin” gibi öneriler dile getirilmeye başlandı.
Peki bu öneriler gerçekten çözüm olabilir mi?
Cevabımız: HAYIR... Çünkü:
1- Temel mesajı sadece “cezalar artsın” olan bir talep suçu bireyselleştirir. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin toplumsal temellerini görünmezleştirir. Devletin bu toplumsal temelleri değiştirmek için politika üretmesi gerektiğini unutturur. Linç kültürünü beslemek, idam/hadım gibi insanlık dışı cezaların uygulanması için kamuoyunu hazırlamak, toplumsal bir sorunu tek tek “suçlu bireylere” indirgeyip sorumluluktan sıyrılmak gibi insanların ‘yüreklerinin soğumasını’ gerçek adaletin tesisine yeğ kılar.
2- İdam ve hadım talebi, kadına yönelik şiddeti de bu şiddetle mücadele etmeyi de “zalimlerin işi” haline getirir. Oysa kadına yönelik her türden şiddet kadınların eşitsizliği ve ezilmesine dayanan toplumsal yapının bir parçasıdır. Bu yüzden de politik bir meseledir.
3- Kadın cinayetlerine karşı mücadelede davalar elbette önemlidir. Ancak davalar kadına yönelik şiddetle mücadelede bir araç olmaktan çıkıp ‘amaç’ haline geldiğinde o zaman ‘ceza’ en büyük talep olur, adalet bir ‘intikam’ meselesine indirgenir. Oysa kadına ve çocuklara yönelik suçlarla mücadele ‘intikam’la olmaz. Devletin bu suçları cesaretlendirecek açıklamalar yapmaması ile olur. Devletin kadınların ve çocukların şiddete uğrayacakları koşulların ortadan kaldırılması için sürekli mücadele etmesiyle olur. Devletin, kadınlara ve çocuklara karşı işlenen suçları meşru gösteren geri fikirlerle mücadele etmesiyle olur.
4- Şiddete karşı mücadeleyi suç ve ceza ikilemine sıkıştırmak kadın cinayetlerinin altında yatan ataerkil sistemi, şiddetin yapısal nedenlerini, devletin sorumluluğunu, bütüncül politikaların eksikliğini, kadınların güçlendirilmesini, yargının cinsiyetçi bakış açısını pek çok şeyi perdeler.
5- Hadım cezası istemek demek şunu söylemektir: “tecavüz ve tüm cinsel saldırının temelinde erkeklerin cinsel haz arzusu vardır”, “bazı erkekler kendilerini tutamaz, hastalıklı, sapık erkeklerin devlet eliyle bedenlerine müdahale edilmesi gerekir”. Hadım cezası istemek, cinsel suçları işleyenleri ‘hasta’ görmek demektir. Oysa bu, doğru değildir. Tecavüz ve cinsel saldırı kadın-erkek arasındaki güç eşitsizliklerinden bağımsız düşünülemez.
6- İdam istemek demek ‘kısasa kısas’ hukukunun işlemesi demektir. Devlete bireyin yaşamını elinden alma hakkını verir, idam cezası adalet sistemini öç alma ve şiddet uygulama üzerinden kurar. Bütün araştırmalar ortaya koymakta ki idam cezasının olduğu ülkelerde cinsel şiddet ve cinayetlerde azalma olmuyor. İdam cezasının olduğu Hindistan, Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Irak, İran gibi ülkelerde tecavüz oldukça yaygın. Demek ki idam öne sürüldüğü gibi kadına karşı şiddetin önüne geçebilecek caydırıcılıkta değil. Üstelik Türkiye’de idam cezası olduğu süre içerisinde tek bir erkek tecavüz nedeniyle idam edilmedi. Bunun aksine 10’u aşkın kadın sadece erkek öldürdüğü için idam edildi.
Açık ve net; kadın cinayetlerine karşı ilk talep “eşitlik”tir. Çünkü eşitlik yoksa, suç da ceza da hep ezileni eksiltir!
İlgili haberler
'Tecavüz yasası'na evet mi deseydik!
Hepimizin büyük tepki göstererek geri çektirdiğimiz ‘tecavüz yasası’ vardı ya... İşte o yasaya karşı...
5 maddede ‘pembe otobüse, metrobüse, trambüse’ ned...
Tacize, istismara çözüm diye sunulan “pembe otobüs, trambüs, metrobüs” gibi ilginç ulaşım araçları g...
Şiddet yaşayan kadınların aklındaki 5 soruya 5 yan...
Bana vurduktan sonra çiçeklerle geliyor, affetmeli miyim? Onu şiddete benim ittiğimi söylüyor, öyle...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.