Bugün hâlâ, en sıcak gündemlerimizden olan bir sorun bu. Göçmen, sığınmacı ya da mülteci, adına her ne dersek diyelim; eşitsiz, haksız, adaletsiz paylaşım temelinde şekillenmiş bir dünyanın ve ülkemizin düşmanlık ve çözümsüzlük sarmalında giderek büyüyen sorunu. Daha da büyüyerek devam edeceği de çok aşikâr. Savaşların, talanların, ekonomik ve siyasi krizlerin aralıksız devam ettiği bir dünyada yakın zamanda bu sorunların çözümü imkansız görünüyor.

“Armin Greder’in resimli kitap klasiği Ada işte tam da bu soruna eğiliyor. Çocuklar için, hatta büyükler için de sorgulayıcı bir zeminde ele alabileceğimiz kitap, okuyucuya “Kitapta en çok seni ne rahatsız etti veya üzdü”, “Sen olsaydın ne yapardın” veya “Adalılar bu adama neden böyle davranmış olabilirler?” gibi birçok soruyu sorduruyor.
Konusunu hem güncel, hem tarihsel, hem evrimsel ve evrensel boyutuyla irdelersek, bu kısacık hikayenin bu kadar çok yönlü oluşu bizi şaşırtabilir de.

Hikayenin bir diğer dikkat çeken yanı ise, insanın ve kapalı toplumların tanımadığı şeylere karşı duyduğu korku. Bu korkunun, ilkel ve bencil bir güdüyle içine kapanıp kendini ve diğerini çözümsüz bırakıyor olması ve daha da ötesi kötülüğü üretiyor olması... Tüm bunlar, sonuç olarak insanı yalnızlaştıran, tüketen bir hale de dönüşebiliyor.

Okuyucu; çocuk ya da büyük, “Benim başıma gelse ne hissederdim, o adam neler hissetmiştir, kim bilir nasıl korkmuştur?” sorularıyla başbaşa bırakılabilir.
“Bu kitabı okumadan önce Suriyeli göçmenler hakkında ne düşünüyordun, şimdi ne düşünüyorsun?” sorusuna kadar gidilebilir bu sorular.
Çocuklara farklı çıkarımlar yapabilme şansı ve olanağı da tanıyarak, çocuğu belli bir kalıba, klişe söz ve davranışlara yöneltmeye çalışmadan, özgün ve özgür alanlar bırakabiliriz.

En öncelikli hedefimiz, “Çocukların düşünme yetisini geliştirmek için ne yapabiliriz?” sorusunu sormak. Ve bundan hareketle üzerimize düşenleri yapabilmek.

Çizer: Armin Greder, Çevirmen: Çağla Vera Kılıçarsla, 32 sayfa, Ginko Çocuk