Üniversiteli kadınlar 2024'te güvenli kampüs istiyor
'Kendi adıma; cinsiyetimizden yana içimizde bir burukluk duymadığımız, birlikte umutlu, mutlu ve dayanışma içinde olduğumuz bir yıl diliyorum.'

2023'ü geride bırakırken üniversiteye bu sene başlayan genç kadınlardan biri olarak ilk dönemimin sonuna geliyorum. Öncelikle henüz oryantasyon haftasında kampüslerimizde de her an tacize uğrayabileceğimizi, güvende olamayabileceğimizi gördük. Ancak bunun yanında taciz ve tehditlere karşı birlikte olabileceğimizi, güvenli kampüsler için mücadele edebileceğimizi de gördük. Yanımızda bize destek olacak bir kadın topluluğu ile karşılaştık.

Yurtlarda kalan öğrenciler olarak, yurdumuzu bir ev sıcaklığı ile benimsemeye çalışırken, KYK’nın Zeren Ertaş'ın katili olmasına şahit olduk. Birçok yurtta gerçekleşen asansör kazaları, hayatımız konusunda bile tedirgin olmamıza sebep oldu. Zor hayat şartları, yurtlardaki ve üniversitelerdeki ihmaller, art arda duyulan öğrenci intiharları başlıca sorunlarımız haline geldi ve öğrenciler olarak üniversitelerimizdeki bu sorunları çözmek için çareyi örgütlenmekte bulduk. Yurtlarda, üniversitelerde, 25 Kasım'da tüm bu sorunları protesto ettik. Kadınlar olarak tacizler konusunda adaletin yerini bulması için dilekçeler yazıp stantlar açtık. Mücadelemizin sonuçlarını elde ettik. Üniversiteye yeni gelen öğrenciler başta olmak üzere, sorunlarımızı çözmek için yardım alabileceğimiz bir kadın çalışmaları topluluğu ile mücadele edildiğini görüp umutlu hissettik ve tacizlerin önüne geçebilmek için tek başımıza değil kadınlarla beraber mücadele edebileceğimiz bir alanımız olduğunu gördük. Kadınların tacizler konusunda sessiz kalmayışı diğer kadınları daha bilinçli kıldı ve aynı durumu yaşama ihtimallerini düşürdü.

YENİ YILDA GÜVENLİ KAMPÜS TALEBİ

Peki gelecek yıldan beklentilerimiz neler? Kadınların taciz ve ayrımcılığa karşı daha çok örgütlenmesi ve üniversitemizde etkin çalışan bir kadın çalışmaları topluluğunun olduğunun her öğrenci tarafından bilinmesi elbette ki ilk amacımız olacaktır. Bu hem caydırıcı bir faktör olacaktır hem de kadınların o anda ve sonrasında ne yapmaları gerektiği konusunda daha bilinçli olmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda bu topluluk, kadınların diğer sorunların çözülmesine yardımcı olabilecek veya biriyle özel olarak dertleşip rahatlamalarına imkan sağlayabilecek bir ortam oluşturacaktır. Kadınların eylemlerine karşın üniversitemizde CİTÖB’ ün etkin ve aktif olmadığını söylemek yanlış olmaz. Gelecek yıl da üniversitemizin cinsel tacizi önleme biriminin daha etkin çalışması için mücadele etmeliyiz. Zira onlarca kadını taciz eden bir öğrenci hala rahatça dolaşırken, yine onlarca kadını taciz eden bir doktor hala çalışmaya devam ederken veya başka bir kadın “kanla” tehdit edilirken, biz kadınlar güvende ya da özgür değiliz ve bunları ancak mücadelemize devam etmekle sağlayabiliriz. İstanbul sözleşmesini kaldırıp 6284’ü değiştiren, kadınları toplumsal hayattan koparıp evlere hapsetmeye çalışan bir sisteme karşı mücadele ediyoruz. Gelecek yılda da kadınların her sorunu için bunu yapmayı sürdüreceğiz. Kendi adıma; cinsiyetimizden yana içimizde bir burukluk duymadığımız, birlikte umutlu, mutlu ve dayanışma içinde olduğumuz bir yıl diliyorum.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
HÜKÇAT 25 Kasım’ı, şiddeti ve mücadele yollarını t...

Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu Doç. Dr. Nüket Paksoy Erbaydar’ın katılımıyla...

HÜKÇAT: ‘Topluluk nefes aldığımız her alan için et...

Eşitsizliğin yalnızca suretine karşı değil, esasına karşı da mücadele etmeyi hedefleyen, yaşamın tüm...

HÜKÇAT kadın hareketlerini ve neler yapabilecekler...

Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu 8 Mart’a giderken yaptığı bir dizi etkinliği anla...