Sözleşmeden çıkma kararıyla millet bahçesi dayatması benzerliği…
'Rahatça nefes aldığımız günlere kavuşmaya olan susuzluğumla, hayatta kalan, katledilen tüm kadınlar adına doğruları savunmak motivasyonuyla gideceğim 19 Haziran mitingine.'

Öncelikle tüm gün çalıştım, sabah sınava girip sınav çıkışında işe gittim ve bu yüzden sürçü lisanım olursa affola. Gündemimizde olan her şey o kadar kendi içimizden ki. Bir yandan para kazanmaya çalışıp bir yandan okulun ödevlerine finallerine yetişmeye çalışıyorum. Final haftamız okulun özerkliğine yapılan saldırıyla çakıştı! Final döneminde okulumuza sahip çıkmaya çalışıyoruz. Maalesef okulumuzun içine tüm özerk ve demokratik yapısını bozacak şekilde bir Millet Bahçesi yapıldı. Okul bileşenlerinin yüzde 95’inin istemediği, kesinlikle hayır dediği kararı hiçe sayarak. Sınava çalışırken, sınav sırasında, sınavdan sonra da aklımda olan tek şey okulumuza bundan sonra ne olacağı... Bundan sonra ne yapacağız? Sadece benim değil tüm arkadaşlarımın kafasında olan bir soru.

Kampüsün üniversite bileşenlerine ait olması konusunda ısrarcıyız ve haklıyız. Kampüsümüzün her bir noktasını güvenli alan yapmaya çalışırken, önce tek gecede feshedilme kararı verilen İstanbul Sözleşmesi, sonra okulun neredeyse tamamının istemediği Millet Bahçesi meselesi biz kadın öğrencileri güvensiz hissettiriyor.

YAŞAMAK GİBİ ÇOK BASİT BİR TALEBİMİZ VAR

“İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyen kadın öğrenciler olarak okulda toplanmamız o kadar kolay oldu ki çünkü yaşamak gibi çok basit bir isteğimiz var. Yaşam alanlarımıza yapılan her müdahale bizi tedirgin hissettiriyor. Sokakta güvende yürüyemezken içimden “Az sonra kampüste olacaksın, orası güvenli alan” diyordum; artık kampüste güvenli alanımız olmayacak mı?
Biz kadınları sokakta, evde, işte, kampüste koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararının ardından var olduğumuz yine de biraz da olsa güvenli alan olması için çabaladığımız okulumuzun içine yapılan millet bahçesini istemiyoruz, tanımıyoruz. Yapılan peyzaj alanını Yıldız Festival Alanı olarak tanıyoruz.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı ve millet bahçesinin yapılması arasında o kadar büyük bir bağ var ki. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi de biz öznelerine karşı yapılan bir dayatmaydı, millet bahçesinin okul kampüsünün ortasına yapılması da öznelerine karşı, istemedikleri halde, yapılan bir dayatma. Burada benzerliğin yanı sıra bu iki kararın birbirini çok fazla etkilemesi de korkutucu. İstanbul Sözleşmesi feshedilme kararı alındı; artık evimizde, işyerimizde, okulumuzda, sokakta kısaca var olduğumuz hiçbir yerde güvende değiliz ve alanımıza yapılan müdahale var.
Millet bahçesinde de aynı durum var. Kampüsün içinde güvende değiliz. Bundan birkaç ay sonra eğitim yüz yüze olduğunda okula gelirken ne giyinsem bir söz işitmem düşüncesini kabul etmemeliyiz! Birkaç ay sonra okula geldiğimde hafta sonu arkadaşlarımla rahatça oturabilmeli ve orada huzurlu olmalıyım. Bunları düşünmek bile ürkütücü.

RAHATÇA VAR OLABİLECEĞİMİZ KAMPÜSLER, SOKAKLAR İÇİN 19 HAZİRAN’DA MALTEPEDEYİM!

Kadın öğrenciler olarak sokakta, kampüste, her yerde var oluyoruz. 19 Haziran Cumartesi günü Maltepe mitingine yine aynı kadın öğrenci kimliğimle katılacağım. Var olmamız, yaşamamız gerek. Aldığımız nefese sınırlamalar getirmeye çalışmalarına izin vermeden rahatça nefes aldığımız, yürüdüğümüz, kampüsünde arkadaşlarımızla oturup istediğimizi giydiğimiz günlere kavuşmaya olan susuzluğumla hayatta kalan, katledilen tüm kadınlar adına doğruları savunmak motivasyonuyla gideceğim.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
YTÜ KAÇAT: ‘Üniversite bileşenlerinin söz hakkının...

Otuz dört kulüp ile ortak yürüttükleri çalışmayla üniversitelerinde CİTÖB kurmuş YTÜ Kadın Çalışmala...

YTÜ’de profilinde ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ ya...

YTÜ’nün online dersinde profil fotoğrafında ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ yazan öğrenci dersten atıl...

YTÜ’lü öğrenciler Prof. Bedri Gencer’in görevden a...

YTÜ’de okuyan öğrenciler, depremi çocuk evliliklerinin yasaklanmasına bağlayan Prof. Dr. Bedri Gence...