Bir üniversite ödevi için bir kişinin günlük besin tüketim kaydını tutmam gerekiyordu. Bunun için Ankara Sincan’da Oğuzlar Mahallesi’ndeki kadınların kapısını çaldım. Ve kayıt tutacak bir kadın bile bulamadım. Hiçbiri kayıt tutmamı istemedi. Çünkü yedikleri yemeklerden, ortaya çıkacak fakirliklerinden çekindiler… Kadınlardan aldığım ama kaydını tutamadığım yanıtlar şöyleydi:
-Sabah kahvaltısında evde kahvaltılık olmadığı için sadece ekmek yedim bunu mu yazacaksın? Koskoca üniversite hocalarına bunu mu söyleyeceksin? Bana sorma.
-Akşam bulgur pilavı ayran yedim. Yanına bir salata bile yapamadım. Sen başkasına sor.
-Evde kahvaltılık yoktu, akşamdan kalan çorbayı içtim. Boş ver sen, başkasına sor.
-Artık öğünleri ikiye düşürdük. Sabah ekmek arası peynir veya zeytin. Akşam makarna, pilava talim. Başkasına sor, bana sorma.
-Bir tepsi poğaça yaptım, çoluk çocuk bütün gün girip çıkıp onu yedik. Ne yiyoruz da ne yazacaksın? Başkasına sor.
-Artık yumurta bile bizim için lüks. Bu sabah bir yumurta pişirdim, üçe böldüm çocuklara ekmek arası yaptım, yanında çay. Ben de öyle işte çay içtim, canım bir şey istemedi. Çocuklara süt bile alamıyorum. Ne yediğimi ne yapacaksın? Git başkasına sor.
İlgili haberler
Ekmek askıda yoksulluk işçide
Pendik’e bağlı Esenyalı Mahallesi’nde yaşayan kadınların anlattığı ülkede yoksulluğun boyutlarını or...
GÜNÜN KİTABI: Yoksulluk ve kadın
Yoksulluğun içinde cinsiyetin, özellikle de kadının durumu özel bir yer tutuyor. Yoksulluk ve Kadın,...
ESENYALI’DAN YOKSULLUK MANZARASI: Veliler okul iht...
Efe, ‘Altı sürekli dikilen yırtık çantayla okula gitmem’ diyormuş. ‘Kim istemez çocuğu okula başlark...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.