“Müzik benim en yüksek gücümdür” der Óliver James.
Müzik, hayatımızın hemen her alanına tesir edebilecek kadar etkili bir yapıya bürünmüştür. Yapılan araştırmalara göre sıralayacak olursak; müzik kavramının hayatımızda oldukça önemli bir yere sahip olduğu, kültürel ve sanatsal anlamda oldukça önemli bir aktarım aracı olduğu, duygusal ve psikolojik yaşantımızda oldukça etkili olduğu, dini törenlerimizde geçmişten günümüze önemli rol oynadığı ve günümüzde oldukça önemli ve potansiyeli yüksek bir endüstriyel ürün haline dönüştüğü ilk aklımıza gelenlerden bazıları olacaktır.
Buradan hareketle konuya müzik nedir, kadının müzikteki yeri neresidir gibi sorularına cevap ararken kadının müzikal anlamdaki çalışmalarının yeterli düzeyde olmama sebeplerini kendi deneyimlerimden de yola çıkarak anlatmaya çalışacağım.
Müziğin insan yaşamında önemli bir yeri vardır. Kimselere diyemediklerimizi, duygularımızı müzik aracılığıyla dile getiririz. Hele hele kadının yaşamında... Kadın ne kadar sınırlandırılırsa ruhundaki güzellikleri, acıları, sevinçleri, aşkı, öfkeyi nağmelere dökerek kendini ifade eder.
Kadın her zaman müzikle iç içe olmuştur. Müzik içinde etkin roller alan kadınlar, müzik toplulukları içinde de yer alarak varlıklarını sürdürmek için önemli çabalar göstermektedir. Buna rağmen kaynaklar tarandığında kadınların müzikal aktivitelerine açıklayan çalışmaların eksiklikleri de çokça karşımıza çıkmaktadır.
Bunun birçok sebebi var. Bunlardan bazıları; kadının konumu, eğitim, kadına biçilen annelik ve eş görevleri, yaşam koşulları...
BİR NOTA, BİR NEFES
Benim için ise müzik, nefes almak gibidir.
Kendi deneyimlerimden söz ederek konuyu biraz daha açmak istiyorum. Özel bir okulda nefes almadan çalıştığım bir dönemde, bulunduğum şehirde belediyenin açmış olduğu 4 yıllık Türk Halk Müziği bölümüne başladım. Günün tüm yorgunluğuna rağmen müzikle buluştuğumda adeta yeniden doğduğumu, derin bir nefes aldığımı hissediyordum. Evet, müzik benim için nefes almak gibi bir şeydi. Ama müziğin içine iyice girdiğiniz zaman ona çokça emek vermeniz gerektiğini de anlıyorsunuz. Bu kez size nefes veren bu harika şey, sizin hüznünüz oluverebiliyor. İşin ve diğer sorumluluklarınızın getirdikleri yükler sizi “yetememe, yetişememe” duygunuzdan dolayı müzikten uzaklaştırabiliyor. En çok da kadınlar bu süreçte verimsiz olduklarını düşünerek konservatuarı yarıda bırakıyor. Konservatuar başladığı ilk zamanlarda sınıflar dolup taşarken sonlara doğru kişi sayısının azalması nedeniyle sınıflar birleştirilip sınıf sayısı azalıyor. Bırakanların ise yarıdan fazlası kadınlar. Devam eden kadınlar da ilk başladıkları zamanki gibi idealist olmayıp sadece süreci tamamlamaya odaklanıyorlar. Dolayısıyla müzik yolculuğunda yeterli birikimleri olamıyor ve bu yüzden de icrada ön planda yer alamıyorlar. En azından benim dönemimde kendim de dahil olmak üzere, kadın müzik severlerin müzik yolculukları böyleydi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Kısacası yeterli zaman, emek ve disiplinli çalışma müziğin olmazsa olmazı.
Yukarıda anlattıklarım “ben ve müzik konusuna” kısa bir bakıştı. Şimdi başka bir yerden devam edelim.
Dünya müziklerini kültürel ve disiplinler arası bir anlayışla değerlendirmek, etnomüzikolojinin yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte gelişmiş; müziğin farklı alanlarını ilgilendiren çalışmalar ile de dünya müzik kültürleri içinde yeni başlıklar olarak müzik ve kimlik, müzik ve toplumsal cinsiyet özellikle müzik ve kadın konusu popüler bir hale gelmiştir.
Hindistan’da ve Anadolu’da yapılan araştırmalar müzikle ilişkilendirilen genç kadınların birçok önyargı ve kurallarla karşılaştığını ama yaşı ilerlemiş kadınların müzik icrasını daha rahat koşullarda sürdürdüğünü ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak…
Müzik ulusların ortak dilidir. Kadında bunu temsil edebilecek ruha sahiptir. Müziğin her alanında kadınlar lehine önemli değişimler olmaktadır. Ancak, bu değişimler önemli olsa da yeterli değildir. Kadının müzik alanındaki konumuna yalnızca müzik dünyasından bakmak eksik olur. Kadının müzik dünyasındaki pozisyonunda kadınların toplumdaki pozisyonlarına ilişkin genel gelişmeler de etki eder.
Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı
İlgili haberler
GÜNÜN ETKİNLİĞİ: Üç kadın müzisyenden şiddete karş...
Sanatçılar Gaye Su Akyol, Güneş Özgeç ve İpek İpekçioğlu Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Merkezi il...
Caz müzisyeni Selen Gülün ile müzik piyasasını kon...
Dünyanın pek çok yerindeki müzisyenlerle birlikte çalışmış Caz müzisyeni/piyanisti ve besteci Selen...
Sanatla, müzikle var olan bir kadın: Ayfer...
Çocuk yaşta işçi olan Ayfer’i hayata bağlayan bağlamasıydı... O bağlamayı şimdi öğrencileri için çal...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.