Felaketler neden hep garibanların başına gelir? Niçin genellikle genç ölümleri sıvasız evlerden çıkar? Peki, neden iş kazaları engellenmez, önlem alınmaz, iş güvenliği sağlanmaz? Ve neden işçinin fıtratına çökükte kalmak düşer? Maalesef, genellikle büyük maden çökmeleri, kitlesel işçi katliamları olduğunda işçi haberleri basında yer alır. Başka zaman işçilerin can güvenliği, çalışma koşulları görmezden gelinir. Onların özlük hakları için yürüttükleri mücadele yok sayılır. Bir de asgari ücret belirlemelerinde birkaç gün, işçi gündem olur. Asgari ücret masasında da bir işçinin en az ne kadar ücret alırsa mucizevi şekilde hayatta kalabileceği tartışılır. Ötesi yok; bu işçiler ne yerler, nerede nasıl yaşarlar…

Almanya’da vasıfsız bir işçinin oğlu olarak dünyaya gelen Peter Maiwald’ın kaleme aldığı İşçi B’nin Hikayeleri eseri, hikaye tadında şiirlerden oluşur. Yazar, işçi dünyasının kapısını, okuyucuya sonuna kadar açar. İşçi deyip geçme! Onlar balyoz tutan elleriyle yeni dünyalar kurar.

'PATRONLA İŞÇİYİ AYIRAN ŞEY NEDİR?'

Bu kitap yolculuğunda yol arkadaşımız İşçi B. Onun hikayesi gerçekte bütün işçilerin hikayesidir. Harika bir şey, kıvrak zekasını yaşamı anlamak ve şekillendirmek için kullanan biriyle yol almak. Bir kez işçi B’yi tanırsanız, birçok olayda fikrini alma ihtiyacı duyarsınız. Onun her konuda bir düşüncesi var. Örnek mi istersiniz: B’ye sorarlar “Patronla işçiyi ayıran şey nedir?” diye. B cevap verir: “3 bin 700 yıl. Çünkü bir işçinin, bir patronun kazandığı kadar kazanması için 3 bin 700 yıl çalışması gerek”. “Kaldı ki” der B, “bu kadar ömrü yoktur işçinin.”

İşçi B’nin hikayeleri beş bölümden oluşur. O; bilinçli, hakkını arayan, ne için, kimin için çalıştığını bilen bir işçiyi temsil eder. İşçi B tüm sınıf kardeşlerine seslenir: “Ekmeklerin tümünü sen yapar, pişirirsin sana bir dilimini verecek olan için”. Bizim memleketin haberi şöyle geldi işçi B’ye: “O memlekette durum umutsuz”. İşçi B sordu: “Orada hiçbir işçi yaşamıyor mu?”

Fotoğraf: Kitap kapağı