Didim’de yaşayan 36 yaşındaki Zeliha Erdemir, 4 yıl önce ayrıldığı eski eşi M.C.K tarafından sürekli tehdit ediliyor. Erdemir, 46 kez şikâyette bulunmasına rağmen tehditlerin sürdüğünü ifade etti. Savcılığa defalarca şikâyette bulunduğunu söyleyen Erdemir, son olarak yardım çığlığını sosyal medyadan duyurmaya çalıştı ve “Sesimi ölmeden önce duyun. Ölmek istemiyorum. Adliye koridorlarında sürünmekten yoruldum. Çalışıp çocuğuma bakabilmek istiyorum” dedi.

‘BENİM SESİMİ ÖLMEDEN ÖNCE DUYUN’

Erdemir sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda “2014 yılında boşandığım erkek; 2011 yılından itibaren sistematik bir şekilde fiziksel şiddet, hakaret ve tehditlerde bulunmaktadır. Bu erkeğin eylemlerinden dolayı şu an Didim Adliyesi’nde 46 tane şikâyetimden soruşturma açıldı ve alınan herhangi bir sonuç bulunmamaktadır. Beş yıldır boşandığım erkek tarafından hayatım alt üstü olmuş durumda. En son 25/11/2019 tarihinde yine çocuğumun okulunun önünde arabamın içindeyken arabam yumruklanarak ölüm tehditleri aldım. Ayşe Tuba Arslan’ın başına gelenlerden sonra, Adalet Bakanı; ‘Son bir ümitle adaletin kapısına sığınan kadının feryadına kulak kapatılamaz’ demiş ve yargılama sırasında ihmali olan hâkim, savcı varsa cezasız kalmayacağını söylemiştir. Şimdi ben de Türkiye’deki adalet sistemine ve sayın bakana sesleniyorum. Her ay düzenli olarak koruma tedbiri alabilmek için adliye koridorlarında sürünmekten yoruldum. Benim sesimi ölmeden önce duyun. Ölmek istemiyorum. Hayatımın mahvolmasını istemiyorum. Çalışıp çocuğuma bakabilmek istiyorum” şeklinde oldu.

ELDE SOMUT DELİLLER OLMASINA RAĞMEN...

Erdemir’in avukatları Remziye Toprak Yalçın ve Özge Çil, hukuksal olarak da Zeliha’nın yanında olduklarını belirterek “Boşanma sürecinden itibaren Zeliha’ya yönelik yapılan şiddet eylemlerine ilişkin olarak gerekli bütün şikâyetleri; tehdit, hakaret ve can güvenliğinin tehlike de olması sebepleriyle ilgili bütün şikâyetleri yaptık. En son yaptığımız araştırmada savcılık boyutunda 46 şikâyet konusu vardı fakat bunların çoğu takipsizlikle kapatıldı. Elde somut deliller olmasına rağmen takipsiz bırakıldı. Birleşen bir dosya ve devam eden dosya dışında çok şey ya görmezden geliniyor ya da üzerinde çok fazla durulmuyor. Ciddi bir boyutta ses getirilmesi ve dosya açılması için bir kadının öldürülmesi lazım?” dedi ve meslektaşları ile birlikte olayın takipçisi olacağını dile getirdi.

Çil, yargıdan çok fazla beklentisinin olmadığını dile getirerek “Kanunlar usulüne uygun bir şekilde hızlı, seri ve etkin bir şekilde uygulansın. 6284 Sayılı Ailenin Korunmasına İlişkin Kanun asasında kapsam ve içerik olarak çok geniş, ciddi şekilde kadınları koruyan bir kanun fakat bizim sıkıntımız uygulamanın yetersiz kalmasında. Gerek kolluk kuvvetleri gerek yargı makamları maalesef kanunun uygulanmasında, gerekli önlemleri almakta ya gecikiyor ya da uygulamalar ihmal ediliyor” dedi. Çil hem şahsi olarak hem de Kibele Kadın Derneği olarak takipsiz bırakılan ve devam eden dava dosyalarının takipçisi olacağını belirtti.