Yeni asgari ücrete işçi kadınlar tepkili: ‘Bu maaşla ev nasıl dönecek?'
İşçi, emekçi kadınlar yeni asgari ücretin yılda bir zamla 17 bin 2 lira olarak belirlenmesine tepkili, geçim endişelerinin büyüdüğünü ifade ediyorlar.

Kadınlar asgari ücretin 17 bin 2 lira olarak açıklanmasına tepki gösterdiler. Dün akşam saatlerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Beştepe'de yapılan üçüncü toplantının ardından asgari ücreti net 17 bin 2 lira olarak açıklamıştı.

‘ASGARİ ÜCRET HESABA YATMADAN KAYBOLACAK’

BİRTEK-SEN Malatya Temsilcisi Halime SANCAK // Malatya: 17 bin lira asgari ücret şu an temel ihtiyaçlara bile yetecek noktada değil. Depremden sonra birçok temel ihtiyaç iki katına çıkmış durumda. En az 25 bin lira olması gerekiyordu. Benim iki çocuğum var. Servisi, okul ihtiyaçları, borçlar derken zaten aylık masrafımız 20 bin lirayı buluyor. Kira ödemiyoruz, konteynerde kalıyoruz şu an. Kira ödesek mümkün değil geçinemeyiz. Kiralar 10 bin liranın altında değil. 10 bin lira kira ödeyen biri, kalan 7 bin lira ile evi nasıl geçindirecek? Enflasyon ortada. Her şey ortada ama asgari ücret zamlı haliyle daha yatmadan ortadan kaybolacak. Gerçekten utanç verici.

‘YOKSULLUK SINIRI 45 BİN LİRAYKEN 17 BİN LİRA ASGARİ ÜCRET ÇOK KOMİK’

İşçi bir kadın // Malatya: Özellikle deprem bölgesi için çok komik bir rakam. Burada kiralar 10 bin ila 15 bin lira arasında. Elektrik, su, doğal gaz bu kadar pahalıyken belirlenen asgari ücret gerçeklikten oldukça uzak. Nasıl geçim sağlayacağız? Faturalar, mutfak masrafı, kira derken ay sonu nasıl gelecek? Çocuğu okula giden ailelerin masraflarına hiç değinmiyorum. Domatesin kilosu 30 TL, biberin kilosu ise 40 TL. Yani domates, biber almak bile lüks olmuş durumda. Açlık sınırı 45 bin lira açıklanmışken, asgari ücretin 17 bin lira olarak belirlenmesi hayatın gerçekliğini yansıtmıyor. Temel ihtiyaçlara bile yetmeyecek.

Çağrı merkezi çalışanı Helin // Van: Asgari ücret için belirlenen bu rakam bizlere komik geliyor. Beraber çalıştığımız arkadaşlarımızdan çoğu bu rakamı yetersiz buluyor ve şikâyetçi. Ama şikayet edenler kadar ülkeden bir beklentisi olmadığı için 17 bin 2 liraya "İyi hatta çok bile, buna da şükür" diyenler var. Asgari ücret belirlenmeden önce en az 20 bin lira olacağını düşünüyorduk. Özellikle kadın olarak kişisel ihtiyaçlarımız farklı ve bu ürünlere her gün yeni zamlar geliyor en basitinden ped fiyatları... Bir paketi 50-100 lira arasında. Dışarıda arkadaşlarımızla oturup bir şeyler yiyip içmek ise artık tamamen lüks haline geldi.

Tekstil işçisi bir kadın // İstanbul-Tuzla: Heyecanla beklediğimiz, hepimizin kaderini belirleyen ücret 17 bin 2 lira olarak açıklandı. Ya ben inanamıyorum. Açlık sınırında verip, alın hayatta kalmaya devam edin demek kolay. Bugün asgari ücretle çalışan işçiler kiraya en az 11 bin lira verip, her ay faturalara 2 bin lira verip, kredi borçları ve mutfak malzemeleri, çocuklarına harçlık ve ihtiyaçlarını karşılayacak paraları yok. Bu sistemi değiştirmek biz işçilerin elinde. Bugün dört gözle beklediğimiz asgari ücretle bugün hangi dolabı dolduracağız biz işçiler? Bu ücret karşısında dimdik durup örgütlenmek zorundayız. Biz genç işçiler okumak istiyorduk ya bugün okul okumak için servet değerinde paran olması gerekiyor. Biz insanca hayat istedik, biz mutfak dolapları dolsun istiyoruz, özgürce yaşamak istiyoruz, mesaisiz hayat istiyoruz ama örgütlenmeden olmaz. Biz kazanacağız, biz bu düşük ücretle savaşacağız. Ancak böyle yaparsak hakkımız olanı alabiliriz.

Metal işçisi bir kadın // İstanbul-Tuzla: Ben 18 yaşında, fabrika işçisiyim. Biliyoruz ki tüm işçilerin gözü kulağı asgari ücrette idi. Gerçekten 17 bin 2 lira hangi işçiye yetecek? Yoksulluk sınırı 45 bin liranın üzerinde. Hele o 2 lira neyin nesi? Herhalde işçilerle dalga geçiyorlar. Bir fabrika işçisi olarak gerçekten çok zorluklarla çalışıp, eve biraz fazla para getirmek için 12 saat çalışmak zorunda kalıyoruz. Neden biz eve fazla para götürmek için mesailere kalıyoruz?  Neden kadınlar çocuklarının sadece bir öğünü olan beslenmesini koyabilmek için mesaiye kalıyorlar? 12 saat boyunca ayakta kalmak zorunda kalıyorlar?

‘TEPKİLERE SAVUNMAYA GEÇENLER OLUYOR HALBUKİ ONLAR DA GEÇİNEMİYOR’

Metal işçisi Tülay // İstanbul-Pendik: Servisle eve dönerken sosyal medyadan aldım haberi, ilk tepkim de “alıp başınıza çalın” oldu. Servisteki tüm işçiler “Yetmez bu” diye tepki gösterdi. Bir işçi “Yine fazla mesainin yolu gözüktü” dedi. Başka bir kadın “Bu para benim sadece kirama yeter, ne yiyip ne içeceğiz?” dediğimde servis şoförü tepki gösterdi: “Askerimiz ölüyor siz burada paranın derdine düşmüşünüz. Hükümetin elinde olsa daha fazlasını verir ama ne yapsın patronlar istemiyor.” Ben de servis şoförüne emekli olduğu halde çalışmak zorunda kaldığını hatırlattım.

Asgari ücret belirlenirken biz işçiler yeterince ses çıkarmıyoruz ve sadece beklenti içine giriyoruz. Sonra tepki gösterince AKP’li işçiler hemen savunmaya geçiyor. Halbuki onlar da geçinemiyor. Her akşam servisten dönerken yanımda oturan Melahat abla her saat başka bir dert anlatıyor. Geçen ay oğlunu okuldan aldı yokluktan mesela ama şoförün tepkisi üzerine o da benimle tartıştı. Kardeşim ülkeyi ben mi yönetiyorum? Ben mi “askerler ölsün” diyorum. Yeter artık, bıktık çok çalışıp az kazanmaktan.

‘HEM ÇOCUKLARA BAKIP HEM DE GÜNDE 12 SAAT ÇALIŞMAKTAN YILDIM’

Tekstil işçisi Demet // İstanbul-Pendik: Çay molasında öğrendim. Kaç zamandır kendi aramızda tartışıyorduk. Açıkçası işçiler umutluydu artan kira fiyatları vs. kesin ciddi bir zam olur diye düşündük. Fakat 17 bin lira bizi hüsrana uğrattı. Ben iki çocuk annesiyim geçinemediğimiz için eşim yurt dışına çalışmaya gitti ama çalıştığı firma iki aydır maaş ödemiyor. Hem evde çocuklara bakıp hem de günde 12 saat çalışmaktan yıldım. Bu asgari ücretle geçinmek mümkün değil, fazla mesai de yetmez. Artık ek iş bakacağım.

‘ZAMMI DURUNCA AĞLAYACAKTIM, GIRTLAĞIMA KADAR BORÇ İÇİNDEYİM’

Tekstil işçisi Bahar // İstanbul-Pendik: Hem fabrikada çalışıp hem de ek iş yapıyorum. Gündüzleri fabrikadayım, geceleri bakıma muhtaç bir yaşlı hastaya bakıyorum. Ama buna rağmen geçinemiyorum. İki çocuğum var, yakın zamanda eşimi kaybettim. Büyük oğlum liseyi bıraktı babasının ölümünden sonra. O da pazarda çalışıyor, yavrum daha 15 yaşında. Bu zammı duyunca neredeyse ağlayacaktım. Gırtlağıma kadar borç içindeyim, eşim ağır hastaydı ve hastalığının masrafları çoktu. Tedavisi için çektiğim kredileri halen ödüyorum. Şimdi bu maaşla ev nasıl dönecek?

Metal işçisi Emine // İstanbul-Pendik: İki öğrenci okutuyorum. Birisi üniversitede okuyor ve barınma sorunu yüzünden bir akrabamızın yanına yerleşmek zorunda kaldı. Beleşe çalışıyoruz. Sadece patronlar için işe gidip geliyoruz. Ben bugün mutfağıma bir kilo pirinci alırken mercimeği alamıyorum. Eskiden haftada bir balık yerdik, aylardır balığın yüzünü görmedik. Devletimiz biz işçilere değer vermiyor, değer verseydi bizi patronlara ezdirmezdi. Bugün milletvekilinin maaşıyla bir işçinin maaşının arasındaki uçurum insanın zoruna gidiyor. O koltuklarda oturup bizim hakkımızı savunamıyorlarsa niye oturuyorlar.

‘UTANMAZ BUNLAR’

Belediye işçisi bir kadın // İzmir-Bornova: Türk-İş’in dört kişilik bir ailenin sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenebilmesi için kasım ayında açıkladığı açlık sınırı 14 bin 25 lira. Utanmazlar bunlar... Açlık sınırı kırmızı çizgimiz dedikleri bu olsa gerek? Biz örgütlü işçilere özellikle Türk-İş’e üye işçilere büyük iş düşüyor.

Tekstil işçisi Oya // İstanbul-Küçükçekmece: Bu asgari ücrete ne denebilir ki. Sarayı ve patronları doyurabilmek için yine bizim payımıza sefalet düştü. Padişahım çok yaşa.

‘ASGARİ ÜCRETİN 10 KATIYLA KENDİLERİ GEÇİNEMİYORLAR’

Bir işyerinde çaycı olarak çalışan Satı // İstanbul-Küçükçekmece: Milletin aklıyla dalga geçiyorlar. Günlerdir tartıştıkları asgari ücret 17 bin 2 lira. Kendilerine gelince asgarî ücretin 8-10 katı ile geçinemiyorlar. Saniyelerde kendi ücretlerine yüklü miktarlarda zammı belirlerken biz çalışanların maaşını kaç haftadır çok düşünmüşler. İki lirayı versek mi vermesek mi? Mazallah vermeselerdi hayatta geçinemezdik.

Börekçide çalışan Songül // İstanbul-Küçükçekmece: Kiralar olmuş 15 bin lira. 17 bin 2 lira asgarî ücret ile nasıl geçinelim? 2 bin 2 lira ile fatura mı ödeyelim, yoksa karnımızı mı duyuralım?
İşçi emeklisi Gülemşe // İstanbul-Küçükçekmece: Bu ülke, çalışanın alın teriyle büyüyor. Zaten asgari ücrete zam gelmeden her şeye zam geldi. Bu yüzden asgari ücrete verilen zammın da bir anlamı kalmadı. İşin özü, verilen bu zam yetersizdir.

Emekli İngilizce Öğretmeni Eda: Adı üstünde asgari, geçinmek için verilen ücret. Aylardır dışarı çıkmayan ben, her defasında çok pahalı bulduğum fiyatların açıklama sonrası daha da artacağı düşüncesi ile mutsuzum. Oturduğum semtte (İkitelli) kafede 330 ml. suyun 25 lira, bir bardak çayın 30 lira olduğu bir yerde bu fiyatların bugünden itibaren daha da artacağı düşüncesindeyim.

Her market alışverişi en az 500 lira. Asgari malzeme ile. Kısır döngü devam edecek gene. İstanbul merkezi lokasyonda sinema, tiyatro gibi etkinlik kişi başı asgari 500 lira. Arkadaş, eş, dost ziyareti keza öyle. Hepimizin dibine kadar yaşadığımız bu gerçekler üstelik yılda bir defa değerlendirilip maaş artışına konu olabilecek…

Muhasebeci Seray // İstanbul-Küçükçekmece: Alım gücünün olamadığı bir yıl daha geliyor. Değişen bir şey olamayacak. Bu oran bizi iyileştirmeyecek. Yine sıkıntı, yine huzursuzluk, yine işten çıkarmalar. Yine işyerlerinin kapanması yine yoksul aç nüfusun artması... Artan pirim yüzünden Bağkur pirimimi ödeyemeyeceğim. Yine müşteri bulmakta zorlanacağım. Muhasebe ücretimi alamayacağım. Ama umut fakirin ekmeği diyorlar ya inanmasam da tek temennim iyi olması bu yılın.

‘BOĞAZINDAN KISA KISA KEMER SIKACAK BEL KALDI MI Kİ?’

Ev kadını Özgül // İstanbul-Küçükçekmece: Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında asgari ücret ne kadar artarsa artsın yetmez. Şöyle bir dönüp bakınca güzelim ülkemin haline içler acısı. Mafya örgütleri mi desem, eğitimin geldiği durum mu desem, hukukun işlemediği bir adalet sistemi mi desem dert bir değil ki hangi birini yazsam!

Ülkenin başındakiler ülkeyi halkının çıkarı için değil birilerine peşkeş çekmek için yönetiyorlar, hal böyle olunca ne ekonomi düzelir ne de bu hayat pahalılığı karşısında maaşlara verdikleri zamlar yeterli olur. Başımızdakiler itibardan tasarruf etmezlerken vatandaşa kemer sıkın diyorlar da boğazından kısa kısa kemer sıkacak bel kaldı mı ki?

'YENİ ASGARİ ÜCRET CEBİMİZE GİRDİĞİNDE SADECE ADI KALACAK'

Özal okul öğretmeni Başak // Adana: Türkiye'de milyonlarca insan açlık sınırının altında çalışıyor. Böyle giderse açlık sınırı da kalmayacak daha da kötü olacak.

İnsanlarda akıl sağlığı denen bir şey kalmadı; kira, okul masrafları, gıda, ne yapacaklarını, nasıl, nereye kadar yetişeceklerini bilemez oldular. Ve bizimle dalga geçer gibi toplanıp bu 17 bin 2 TL’yi çıkarıp önümüze kattılar. 2 TL nedir? Konuştuğum kişiler de aynı fikirde. Asgariyi verene kadar zamlara devam, elimize geçene kadar değeri kalmayacak. Sadece adı kalacak 17 bin 2 TL'nin.

Gıda işçisi kadın // Bursa: En düşük ev kirasının 10 bin lira olduğu, ekmeğin 7 buçuk lira olduğu bir ülkede ne söylenebilir ki… Daha asgari ücrete zam gelmeden her şeye zam geldi. Verilen zam kat kat eridi. Biz emekçilere, maaş vermesinler sadece ihtiyaçlarını karşılasınlar demek bu.

Ev fiyatların uçuk bir rakamda olduğu bir ülkede bir işçinin kendi evinde oturması lüks. İşçi sınıfı kendisinden vazgeçti. Çocuklarını nasıl evlendireceğini düşünüyor, nasıl okutacağını…

Dokuma işçisi bir kadın // Bursa: Tek seferlik bir zamma göre çok az. İşçi arkadaşlarla daha yeni konuştuk. 20 bin lira bekliyorduk. Haftalık pazara zaten 700 harcıyoruz, her hafta pazara çıkmak imkansız hale geliyor artık. Bu ücret memnun olacağımız bir ücret değil, bizi yine sefalet ücretlerine mahkum ediyorlar.

Üç vardiya çalışıyorum, patron gittikçe büyüttü fabrikayı. Benim 13 yıllık çalışma hayatımda değişen hiçbir şey yok. Bir ev alamadım, bir arabam olmadı, 13 senede karın tokluğu ile yaşadık. Şimdi o da zor. İşten üç arkadaşım çıkarıldı, çok üzüldüler.

Örgütlü mücadele olmak zorunda yoksa kölelik düzeni, şehir ağaları düzeni yiyip bitirecek işçiyi. Aile hayatı yok, gençleri çok zor günler bekliyor.

Metal işçisi bir kadın // Bursa: Başka türlüsünü beklemiyorduk zaten. Bizleri açlık sınırının altında yaşamaya alıştırdılar. Hayatımız hesap yapmakla geçiyor Aynı mutsuzluk aynı yoksullukla devam edeceğiz bu seneye de.

Ben bir nebze şanslı hissediyorum. Neden? En azından evim var, kira ödemiyorum. Ama üniversiteye giden oğlum altı bin lira kira ödüyor.

‘ÜRÜNLERE ZAM OLMAMALI’

Kafede baristalık yapan bir kadın // Kocaeli: Asgari ücretin çok az üstünde para alıyorum. Bu zamma ne sevindim ne de üzüldüm. Çünkü bu zam her şeye zam demek. Yumurta zaten kaç para olmuş. Evli ve çocuklu olsaydım tek başıma bu ücretle bakamazdım. Ben istediğimi alabiliyorum ama kısa sürede bitiyor param. Dışarı adım atıyorum 200 lira gidiyor. Asgari ücret şu kadar olsun demiyorum. Asıl ürünlere zam olmamalı. Her şeye zam gelmemeli.

Ofis çalışanı bir kadın // Kocaeli: Bu zammın özel sektöre yansıması en fazla yüzde kırk olur. Yılda bir kere belirlenmesi yeterli gelmiyor hiçbir şekilde. Bakalım bizi neler bekliyor…

Sağlık işçisi bir kadın // Kocaeli: Kölelerin yeni ücreti hayırlı olsun.  Şubata daha çok var ama iki ay ancak yeter. Sonra yine aynı şey olacak.

Fotoğraf: (Soldaki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan) DHA, (Sağdaki) Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Kadın işçiler asgari ücret söyleşisinde buluştu: ‘...

Kadın işçiler Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin çağrısıyla asgari ücret söyleşisinde buluştu. Etki...

Prof. Dr. Çiğdem Boz: Kayıt dışı çalışan kadınları...

‘Kadınlar asgari ücretin belirlenmesinde nerede duruyor, asgari ücret kadınlar için neden önemli?’ s...

İMES’TEN KADIN İŞÇİLER: ‘Asgari ücret insanca yaşa...

Yüzlerce işçinin çalıştığı İMES’te kadın işçilerle asgari ücret beklentilerini ve bu süreçte ne yapı...